Logistics translate English
348 parallel translation
Napoli Limanı İtalya'da savaşın en önemli lojistik merkezi haline geldi.
Its port became the most important logistics center of the war in Italy.
- Jefferson, Lojistik.
- Jefferson, Logistics.
Bu da demektir ki, lojistik sorunumuz yok.
Which means we got no logistics problem.
Bu bir lojistik meselesi.
It's a matter of logistics.
- Lojistik mi?
- Logistics?
Lojistik konusunda yeterince bilgimiz var!
We've got logistics coming out of our ears!
Bir yere kadar, işi basitleştirmeye çalışıyoruz. Lojistiğini yapıp biraz daha organize hale getirmeye uğraşıyoruz.
To some extent we're trying to simplify it now, make the logistics of it a little more organised.
Lojistikle ilgili basit bir harekatmış.
A simple exercise in logistics.
Bu şekilde yürümesi çok zor.
The logistics are too complicated.
Sadece bana biraz zaman ver.
Just let me work out the logistics.
Kısa bir süre önce levazımdan buraya tayin oldum.
I recently came over from Supply and Logistics.
11 de Lojistikten Donohue ile onun ofisinde.
11 o'clock with Donohue from Logistics - his office on 23.
Gemimize, elinde gizli bir saldırıya ait... sıradışı bilgiler olduğunu iddia eden bir sığınmacıyı, düşük rütbeli bir lojistik subayını ışınladık.
We have beamed aboard an apparent Romulan defector who claims to be a low-ranking logistics officer with extraordinary information about a secret offensive.
Bir lojistik subayı olarak çok fazla şeyden haberdarsın.
You are aware of a great deal for a logistics clerk.
- Bir de lojistik subayısın! ?
You're a logistics officer.
Otele yerleşmek için yardıma ihtiyacınız olacağını düşündüm.
I just thought you might need help with logistics, settling in at your hotel.
Sadece ağırlıksız olmanın askeri yanını düşünün.
And just imagine the logistics of weightlessness.
Lojistik, komutan, bir sorun mu var?
Logistics, Captain.
Yani bundaki mantığı hayal edebilirsiniz sanırım.
I mean, you can imagine the logistics of that.
Annie, anlaşılan erkek arkadaşın her parçası otomatik çalışan bir gemiyi belirli bir demirleme yeri olmayan bir petrol tankerine yöneltmek için gereken ustalığı pek takdir edemiyor.
Annie, I don't think your boyfriend appreciates the logistics involved in ramming the most automated ship in the world into a loaded fuel tanker with no set anchor path.
Detayları halletmem gerekecek, ama sanırım vasilik kurumunu, bir galeri açmasına izin verecek şekilde yorumlayabilirim.
I'll have to figure out the logistics but I can construe a guardianship that allows him to open shop.
Lojistik, güvenli bir bölgedir.
Logistics is a secure area.
Lojistik bölümündeki şu fıstığı davet edeceğim.
I'm thinking I might take that new chick from logistics.
"Tüm o planlamalar, alet edevat ; ve beynimizi dağıtıyorlar."
"All that planning, the logistics, we get fucking blown away."
Uzun menzilli algılayıcı telemetrileri, asimilasyon lojistiği ve 30 ışıkyılı çapındaki gemi hareketliliği.
Long-range sensor telemetry, assimilation logistics and vessel movements for a radius of 30 light-years.
Öğretmenlik, lojistik destek, hatta gerekirse oyuncuların gömlekleri bile ütülenir.
They provide tutoring, logistics, even ironing the players'shirts.
Lojistik nedenlerden ötürü bazı şeyleri değiştirmesi gerekirse bunu yapabilir.
And if be bas to cbange tbings because of certain logistics, be can do tbat.
Şimdi de karşınızda, görevimizin en büyük destekçisi orjinal Gerber Baby Dünya Başkanı Richard M. Nixon.
Now, to present the logistics of our mission... Our commander-in-chief. Please welcome the original Gerber Baby...
Güzel.Lojistiği kolayca hallediyorsun, Scott.
Good. You're picking up logistics quickly, Scott.
İşin yarısı lojistik!
Logistics is half the battle!
Ne kadar yetenekli olursan ol lojistiği beceremiyorsan aşçılığı unut!
However gifted you are, if you can't master logistics, forget about cooking!
- Lojistikler.
- Logistics.
Evet. Üretim ve Askeri Teçhizat.
Okay, Products and Logistics.
Beyler ben size 48 saatlik çılgınlıktan bahsediyorum siz bana ulaşımı mı dert ediyorsunuz?
Friends, want to talk about logistics When I am offering 48 hours followed by madness?
Karşıdan birkaç bira alıp, sonra da lojistik üzerine kafa yorucam.
I'll go across the street and have some beers and work out the logistics.
Ortaklık edip lojistik destek sağlamıştım.
We were associates. I helped with the logistics.
Daha değil. Sana lojistik açıdan yardım edeceğiz. Ama gerisi sana kalmış.
We'll help you with the logistics, but for the rest, you're on your own.
Şu anda asıl derdim bir ev bulmak.
It'll work out. Really, it's more a logistics issue at the moment.
Hiç bir şey... Erzak bulmamı söyledi...
Nothing, she told me to go to the logistics...
Uçuş planları, hava durumu, tanık ifadeleri.
Flight logistics, weather, eye witness reports.
Lojistik meselesi sadece.
It's a logistics thing.
- Lojiktik mi?
- Logistics?
Birbiriyle çatışan şeyler, yanlış mantık, anlamsızlık.
Contradictions, false logistics - Doesn't make sense.
Topçuluk, yeni silahlar, lojistik ve insan gücü.
about artillery, new weapons, logistics, and manpower.
Büyük kayıplar, kötü komuta, yolsuzluk ve bunların üstüne 900 millik bir cepheye lojistik destek sağlama kabusu Rus ordusunun devam etmesini engelliyordu.
Huge losses, poor leadership and corruption, plus the nightmare logistics of a 900-mile front, left her army running on empty.
Avrupa'nın arka kısımlarında çözülmesi gereken sorun lojistikti.
The challenge to this war on the backward side of Europe was logistics.
Lojistikler hakkında kilisenin veznedarı ile konuşman gerekecek.
But you're going to have to talk to the church treasurer about logistics.
Bir ajanımız Verone'nin şehir dışı ve lojistik işlerini yürütüyor.
I was able to get an agent in undercover... working travel and logistics for him.
Tamam, bak, neden Pazar günü gelmiyorsun, bunları konuşuruz.
No. Okay, look, why don't you just come over on Sunday, and we'll talk logistics.
Bayıldım. Güze! Peki bu gece siz neler yapacaksınız?
So, how are you guys working the logistics tonight?
- Yoldaşlar. - Yoldaşlar!
The logistics of the economy, balancing...