English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ L ] / Loins

Loins translate English

270 parallel translation
Oh, Yüce Tanrım, senin kutsal yardımınla Samson Filistinlileri vurdu büyük katliam için, yapacağımız çarpışma için güçlerimizi kuşanmamızı sağla.
Oh, Almighty God, by whose divine assistance Samson did smite the Philistines... hip and thigh with great slaughter, help thy people now gird up their loins for the coming battle.
adamların savaş için sırtlarını kuşatmasını istiyorum.
Now, if you folks will excuse me, I'll have the men gird their loins for battle.
Unutmayın ki, bayan, aşk üç topun çevrildiği, sürekli devam eden bir oyundur : Kalp, sözcükler ve seks.
Do not forget, madam, that love is a continuous game with three balls, the names of which are : heart, words and loins.
Bu ilki, geceyarısından şafağa kadar sürer aşıklar kalplerini ve bedenlerini birleştirdiğinde.
This is the first one, from midnight to dawn when young lovers open their hearts and loins.
Lady Anne'in yatağının tamtakır kalmasının külliyetinden doğan ne yazık ki bir veliaht ile neslini artık sürdüremeyecek olmasından kaynaklanan müteakiben benim de altın çağa adım atmamım başlangıcı olan bir yastır tutulan.
And made her widow to a woeful bed... that from his loins no hopeful branch might spring... to cross me from the golden time... I look for.
"ve erkeklere savaşmak için güç ver."
" and gird their loins with strength for the fight.
Baş, boynuzlar, sağrı.
The head, the horns and the loins.
Düşman sağrıya çekilir.
The enemy is drawn in on the loins.
Kasıklarımdan çıktı.
He's come out of these loins.
Yalnızca mavi damarlı etlerini kuşakla sarıp kapattın sen, kızım.
You just gird your blue-veined loins, girl.
Beni sorguya çek, Ey Rabbim. Kalbimi ve aklımı sına.
Try me, burn my loins and my heart.
Bu iki düşman ailenin ölümcül döllerinden yıldızları sönük iki bahtsız sevgili doğar.
From forth the fatal loins of these two foes a pair of star-crossed lovers take their life,
" ya da babasının karısının örtüsünü açıp rahimini görürse,
" or just uncover the loins of his father's wife,
" onun kanlı organını görmesine rağmen...
" and he exposes her loins such that he sees her blood
"ya da sadece rahmini görürse, " ya da dişi, erkeğinin organını görürse, "... ki ; bu büyük bir utançtır ;
or he only sees her loins or she sees his loins, it is a shameful thing ;
"Çocuklarınız, yeraltında uzun süre yaşamaktan kaynaklanan metabolik sorunların üstesinden gelerek Topeka'daki üreme işlevinin sürmesini ve bu günah dolu dünyayı Tanrı'nın yolunda yeniden kurmaya devam etmenizi sağlayacaktır."
"The fruit of your loins will enable the productive citizenry of Topeka" "to overcome metabolic changes resulting from" lengthy subterranean living,
Güçlü Righetto, bir saat boyunca hayvansı dürtülerine maruz kalacak kişi olarak beni seçer misin?
My robust Righetto, will you accept me as the woman, who, for one hour, will receive the impulses of your rustic loins?
Bacaklarımın arasında bir canavar var.
That animal in your loins.
Sen arzularını tatmin ederken... ben de senin yanıbaşındaydım.
Because the pleasures your loins seek in vain, I invariably feel in mine.
Yakında ev ve çiftliklerinize, erkek olarak döneceksiniz ve bir süre sonra evleneceksiniz ve sonsuz yaşam sizin dölünüzden çıkacak.
You will soon return as men to your homes and to your farms and in time you will marry......and life everlasting will spring from your loins.
İmkansız. İmkansız. Sen benim çocuğum olamazsın.
There's no way, no way... that you could come from my loins.
İliklerinde sıcaklık hissetti.
He felt burning hot in his loins.
Buna belimden yakalanmasam iyi olur.
Better grab me loins up for this one.
Sen asla ama asla benim çocuğum olamazsın.
There ain't no way that you could come from my loins.
Vaktiyle, Aziz Juniper şöyle demişti : " Onu neslinden tanıyacaksınız,
St Juniper once said, " By his loins shall ye know him,
Ama neslimin meyveleri hepinizin gözünün önündedir.
But the fruits of my loins are here for all to see.
- Donundakilerin meyvesi diyorum şekerim.
- The fruit of your loins, sugar drawers.
Donumun içinde meyve falan yok.
I haven't got fruit in my loins.
Sen benim oğlum falan olamazsın.
You're not the prawn of my loins.
- Benim oğlum falan değilsin.
- Prawn of my loins, my foot.
Bizim çocukların birinden, çocuklarımdan bahsediyorum
I'm talking about one of ours, the fruit of my loins.
Burada bir et deposu dolduracak kadar but var.
[Crockett On Speaker] Enough loins in here to stock a meat locker.
Kasıklarım şişti.
My loins swelled.
Savaşçı Gece Komandoları'nın konu müziğinin sözlerinin belini sarmasına izin ver.
Let the lyrics of the Fighting Nighthawk Commandos'theme song gird your loins.
" Bedenimize şişler geçirilir.
" We are spat out of fevered loins.
Ve üzerinde ileri geri giderken, senin yüzünün aIdığı halları dahaiyi görebilmek için ve tabii kendi yüzümü de.
And right as it's coming up in me, the ol'joy juice, I flip it over to one side and come off your gleaming loins, honey, and just spit right in my own face.
Buraya davet edilmek, Kralımızın zürriyetinin muhteşem örneğinin salonlarında eğlenmek ne kadar büyük bir onur.
What a great honour it is to be invited here to make merry, in the halls of our King's loins'most glorious outpouring.
Sadece belden aşağımı değil, aklımı da uyandıracak bir kadın istiyorum.
I want a woman who will arouse my intellect as well as my loins.
Yoğun sıcak kanı belinden aşağıda, kasıklarında atıyordu.
" DRIVING HOT BLOOD THICK DOWN, DOWN INTO THE DEPTHS OF HIS LOINS.
Tanrım, hayır, daha çok, bir tür gayri meşru çocuk gibi kimsenin beğenmediği, bir tür defolu eşya gibi ama, her şeye rağmen, kendi çocuğum gibi.
Lord, no, more a sort of illegitimate backstairs sprog, you know... a sort of spotty squit that nobody really likes, but, nonetheless, still fruit of my overactive loins.
Suçlulukla dolu, nesillerin için vahim Guinevere'ciğin geldi!
Riddled with guilt, yet desperate for your loins, your Guinevere has arrived!
Sevgili tanrım Bize sahada güç ver.
Dear God, we humbly pray that you will guide and protect us as we gird up our loins to take the field of battle.
Mary O'Brien ortalıkta çıplak dans edip, erkek arkadaşının belinin titremesinini çığlık atarak anlatıyor.
Mary O'Brien dances naked, screaming about her boyfriend's quivering loins.
Demek bu yüzden belim ağrıyordu.
My loins are about to explode.
Hiç değilse o doğum günümü hatırlamak nezaketini gösterdi. Aynı şeyi kasıklarımdan acı vererek ve hatta ters olarak çıkan bazı kişiler için söyleyemem.
At least he cared enough to remember my birthday, which is more than Ican say for certain two people who sprang painfully, and in some cases, backwards from my loins.
- Ben burada bir tatilden. bahsediyorum, kasıklarımın ürününü batın.
I am talking about vacation, litter of my loins.
Benim soyum senin soyunu her zaman yenebilir.
The fruit of my loins can beat the fruit of your loins any day.
Benim kasıklarımın meyvesi.
The fruit of my own loins.
O parayı tohumlarının meyvesi yerine bir anahtar setine harcamayı tercih ettiğini mi söylüyorsun?
You are actually gonna tell me you would rather spend money on a socket set than the fruit of your loins.
"Kaynakta 3 fileto"
"Three loins in the fountain."
Yüzyıl boyunca onların çocukları dünyaya meydan okudu.
For 100 years, the children of their loins ruled half the world.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]