English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ L ] / Lonesome

Lonesome translate English

832 parallel translation
Ben ise yapayalnızım.
I'm the one all on her lonesome.
Jocko, burada Bayan Paula'sız çok yalnız kalacak.
Jocko will be mighty lonesome down here without Miss Paula.
Yabancı bir yerde yalnız olacağım.
Kind of lonesome in a strange country.
Bundan sonra asla bir başımıza kalmayacağız.
That we'll never be lonesome anymore.
Bir kişinin çevresinde yığınla insan varken yalnızlık çekmesi ne kadar tuhaf.
Gee, it's funny how lonesome a fella can be... especially with a million people around him.
Yapayalnız ben
Lonesome me
Ah zavallı yapayalnız ben
Poor little lonesome me
Bu sebepten dolayı yanlızlık çekeceğimi tahmin ediyorum.
That's why I reckon I'm gonna be lonesome.
Köpeği almasan bile, yeterince yalnızlık çekeceğim zaten.
It's gonna be lonesome enough without you taking the dog.
Aşağıda terk edilmiş bir araba var.
Say, there's a lonesome touring car down the street.
Canı sıkılıvermiştir.
He just got lonesome.
Kulağa oldukça yalnızlık çekmişin gibi geliyor, Doc.
Sounds as if you have been rather lonesome, Doc.
Pek yalnızlık çektiğimi söyleyemem.
I wasnt lonesome.
Ama orada kendi başıma yapayalnız hissediyorum.
Oh, but I get so lonesome out there all by myself.
Yani senin minik kızının burada bazen kendini çok fazla yalnız hissetmesi.
You know, sometimes your little girl gets awful lonesome here all by herself.
Aç ve yalnız birine ne tavsiye edersin?
What do you advise for a man who's both hungry and lonesome?
Fena değil ama biraz kasvetli.
Looks adequate but lonesome.
Tek tesellin, asla yalnız kalmamaktı herhalde.
One consolation, you can never get lonesome.
Postaları taşırken çok canım sıkılıyordu. New York kütüphanesinde kitap okuyormuşçasına masumdum.
It gets darned lonesome on the trail there 1 was as innocent-like as if 1 was sittin'in the New York Public Library.
Onsuz burası ıpıssız.
It's lonesome here without her.
Bazen yalnızlıktan sıkılıyor.
She get lonesome sometimes.
Herkes bütün gün dışarıdayken bu apartmanda yalnız kalmaktan sıkıIıyorum.
It's lonesome in this apartment with everybody gone all day.
- Gece yürürken çok ıssız oluyor.
- It's pretty lonesome walking at night, eh?
- Evet, epey ıssız.
- Yeah, pretty lonesome.
Neden şarkı söylemiyorsun Becky? Kendini de yalnız hissetmemiş olursun.
Why don't you sing, Becky, and you won't be lonesome.
Son adımları yalnız atmaktan yeğdir.
Be kind of lonesome going down that last mile.
" Ama canlarım, sizleri öyle özledim ki...
" But, my darlings, I'm so lonesome for you.
Köpeğimiz yalnız kalmasın diye yaptık.
We have a dog and he was lonesome.
İnsan köpeksiz kalınca çok yalnızlık çeker.
Lonesome for a guy, without a dog.
Adının burada olduğunu bilirse kendini çok yalnız hissetmez.
Not be so lonesome, knowing his name's there with him.
O, sadece toprak altında yatan yaşlı bir adam değil.
Not just an old fella lonesome underground.
Tek başıma dolaşayım.
I'll be off on me lonesome, then.
Yapayalnızım.
I'm lonesome.
Orada tatlï bir kïzïl tanïrïm, yalnïzlïk hissedersen.
Say, I know a cute redhead there if you get lonesome.
Simdiden, yalnïzïm.
Well, I'm lonesome now.
Tek basïnïza gezerken yalnïzlïk çekmiyor musunuz?
Tell me, don't you ever get lonesome traveling alone like this?
Burada çok yalnızım.
I get lonesome here.
Yalnızsın, ha?
Lonesome, eh?
Evet, burada nasıl yalnızlık çektiğini anlıyorum.
Yes, I can see how you would get lonesome out here.
Yalnızlık hissedebiliriz.
We might get lonesome.
Yalnız değilim burada. Hastanedeki herkes çok iyi davranıyor.
I'm not lonesome, and everybody at the hospital has been very kind. "
York diye biri, tek başına 132 Alman'ı yakalamış.
Guy named York got 132 Heinies all by his lonesome.
Hepsini tek başına yapmış!
All by his lonesome!
Yolculuğunun son aşaması oldukça yalnız geçmiş olmalı.
The last leg of your trip must have been rather lonesome.
Burada çok yalnızım.
I'm so lonesome here.
Bilirsin, gittikçe ıssızlaşıyor, özellike böyle bir gecede.
You know, it gets quite lonesome, especially on a night like this.
Yamaç sensiz yapayalnız, Tarzan.
It's lonesome on the escarpment without you, Tarzan.
Connie burada hemen yalnızlık çeker.
Connie get lonesome here soon.
Hayatım boyunca yalnızdım.
I've been lonesome all my life.
Ama gördüğün gibi Tarzan da yalnız.
But, you see, Tarzan is lonesome, too.
Jane'e Tarzan çok yalnız de.
Tell Jane Tarzan very lonesome.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]