Lookin translate English

Şansımız ne öyleyse, % 50 - % 50 mi?

So what are we lookin at here 50-50?

Altı arıyoruz.

Point is six. Lookin'for a six.

Ne bakıyorsunuz?

What are you guys lookin'at?

Aradığımızı Rech'in ofisinde bulacağımızı ümit ediyorum.

Look, I'm hopin what we're lookin'for is in Rech's office.

En aşağı 2000 dolardır bunlar.

You're lookin'at two G's easy.

Sağ el, taç dışarıdaysa adayları bekliyorum demektir.

Right hand, crown out means the heart's still lookin'.

Bir seneden az hapis yersin.

You're lookin'at well under a year of jail time.

Kavalyem olarak katılmayı düşünür müydünüz?

You ladies lookin to be my date?

Bir silah arıyorum.

I'm lookin for a weapon.

Seks daveti arıyorsan o zaman yanlış kapıyı çalıyorsun.

If you're lookin for a booty call, then you're banging down the wrong door.

Aradığım adam bu binada bir yerde.

The man I'm lookin'for is somewhere on these premises.

Hem bu klas insanların arasında çok da salaş durmuyoruz, değil mi?

We're not lookin too shabby up here, either, are we, pretty people?

İyi görünüyorsun.

Lookin'good, baby.

T-Bag lakabına ulaşmaya çalışıyor yani. Anlayan anladı.

T-Bag's lookin'to live up to his nickname, if you know what I'm saying.

Orada iyi görünüyordun.

Lookin'pretty good out there.

Üvey babanın saatini arıyoruz.

We're lookin'for a watch, your stepfather had.

Aradığımız öyle bir saat değil.

That's not the watch we're lookin'for.

İyi görünüyorsun evlat.

Lookin'good, kid.

Böyle görünüp çocuk yetiştirmek biraz zor.

Lookin'like this, tryin'to raise a kid, that might be a little tougher, you know.

Polisin kimin peşinde olduğunu bilmek istiyorum.

I wanna know who the cops are lookin'at.

- Çok yakışıklı bir adam.

- He's very cute. Good-lookin'guy.

Annem ve Steve büyük gay anonslarını yaptılar.

£ Hot children Lookin'at children... £ Everyone's starting to forget you.

- Panayır nasıl görünüyor?

How's the fair lookin'?

Two and a Half Men, 814 Lookin'for Japanese Subs

♪ Men, men, men, men, manly men, men, men ♪ ♪ Men, men, men, men, manly men, men, men ♪ ♪ Ooh ♪

Adam 40 yıldan fazla süredir Constance'ı arıyor.

Man's been lookin'for Constance goin'on 40 years now.

Evet, polislerin Scott Munroe'yu aradığını duyduğumda bu işimi kolaylaştırdı.

Yeah, when I heard you cops were lookin'for Scott Munroe, that made it easy.

Güzel bir hatundu.

Swell-lookin'broad.

Oraya bakıyordum demiyorum, ama zaten göz hizasındaydılar.

Not that I was lookin', but they were at eye level.

Yakışıklı bir adam.

That is a good-lookin'man.

Ne bakıyosun?

What you lookin'at?

Orada iyi görünüyordunuz.

Lookin'good up there.

-... görünmenin dışında sorun ne?

Other than, you know, you lookin'like-

Evet, ancak burada bir metafor bekliyoruz.

It's a baseball. Yeah, I'm lookin for a metaphor here.

Danny'in güzel görünüme sahip olduğunu düşünmüyor musun?

You don't think Danny's a... good-lookin'guy?

Merhaba yakışıklı.

Hey there good lookin'.

Ee var mı bir gelişme?

So how's it lookin'?

"Seksi görünüyor."

"Lookin'hot."

- Harika görünüyorsun.

You're lookin'hot.

Sokak ışıkları, büyük hayaller, görünür çok güzel

Street lights, big dreams, all lookin'pretty

Ve bakıyorum aynaya devamlı

And I'm lookin in the mirror aff fhe time

Uzun zamandır sen ve Marge'ın harika birlikteliğinizi izliyorum.

For a long time now I've been lookin'over the fence at that wonderful relationship you have with Marge.

Bayağı güçlü görünen işçileriniz var, bayım.

You have some mighty strong lookin'workers heya, sa.

Ve faturayı şu yakışıklıya ver.

And, uh, give this slick-lookin'dude the bill.

Bebek eşyası mı istiyorsun?

You lookin'for baby stuff?

â ™ ª Bana bakarken horoz duruşu nasıl olur ona bakıyorsun â ™ ª â ™ ª Bana bakarken sen gerçekten â ™ ª â ™ ª horoz duruşunu görürsün â ™ ª

¶ you look at me, you're lookin at the cock of the walk ¶ [Squawking] ¶ You look at me, you really see the ¶

Hey, güzel görünüyo', ne..... pişiyors', çünkü şey gibi kokuyor...

Hey, good-lookin', what's... cookin', because it smells like...

Ben de * Chipwich istiyorum.

- I'm lookin for a chipwich.

Bana başka bir ışıkta bakıyor olacak, çünkü muhtemelen birbirimizin göt deliklerini makaslıyor olacağız.

- She's gonna be lookin'at me in a different light, probably because we're gonna be scissoring each other's bungholes.

- Bugün iyi görünüyorsun.

- You are lookin'fine, today. - Come on.

İyi görünüyorsun.

Lookin'good.

Şu adam sana bakıyor.

That guy is lookin'at you.