Loosey translate English
91 parallel translation
Enine boyuna planlanmamış... dağınık yapıda, Monterey pop müziğiyle Woodstock tarzı bir şey.
The unstructured, the loosey-goosey, Monterey pop, Woodstock kind of thing? I like it.
Bırak kendini.
Be loosey-goosey.
Unutma ; gevşetmek için sola, sıkmak için sağa..
Remember, it's lefty loosey, righty tighty.
Biliyorum, benden önce çok daha rahat davranıyordunuz.
Now, I know you're used to loosey-goosey.
Kasları gerçekten çok gevşetir.
Keep those muscles loosey-goosey.
Hayır hayır sola çevirirsen açarsın.
No, no, no. Lefty loosey, righty tighty.
TakıI işte.
Just keep it kind of loosey-goosey.
Sağa dönerse sıkılır, sola dönerse gevşerler.
Righty, tighty. Lefty, loosey.
Hindi-mindi. Kaz-maz. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Just like you, Louby-Lou, Turkey-Lurkey Goosey-Loosey, Henny-Penny.
Ve sağa sıkılaştırıp, sola çözünce...
And tighty righty, loosey left...
Menteşeleri biraz yağla, bir de, biraz dalgalan, yavrum, biraz sallan.
Let's grease up the hinges, and listen, loosey-goosey, baby, loosey-goosey.
# Hindili Noeller # # Loosey zamanı #
A turkey lurkey Christmas to you lt's Loosey Goosey time
# Çekip gitmişti, ama şimdi geri döndü # # Loosey zamanı #
She was a gadabout, but she's back again lt's Loosey Goosey time
# Loosey'li Noeller #
A Loosey Goosey Christmas to you
# Hindi mindi, Loosey Goosey #
Turkey lurkey, Loosey Goosey
Sağa çevirirsen sıkarsın, sola çevirirsen gevşetirsin.
Righty tighty, lefty loosey.
Goosey Loosey?
Goosey Loosey.
Sağa sıkıştırır, sola gevşetir. - Bunu aklımda tutayım.
- It's righty-tighty, lefty-loosey.
Sağ gevşek, sol sıkı.
Righty loosey, lefty tighty.
Sağ sıkı, sol gevşek.
Righty tighty, lefty loosey.
Haftada iki, üç kere "loosey" almaya gelir.
He comes in for looseys. Two, three times a week.
- O da ne?
- What's a loosey?
- Loosey nedir bilmiyor musun?
- You don't know what a loosey is?
- Aynı adam olduğuna emin misin?
Loosey. - You sure it's the same guy?
- Loosey almaya geliyor.
- He comes in for looseys.
sağa gevşetir, sola sıkılaştırır.
righty loosey, lefty tighty.
# # Güzeller aptal olsa gerek # # # # hoppa olanlar ise benim filmimde olmalı hadi bakalım # #
# And she who is juicy must be loosey-goosey # # And he who is groovy will be in my movie so come on! #
Sağ yap, sol yap.
Righty-tighty, lefty-loosey.
Sigara için 1 Dolar 50 Sent aldılar.
They charged a buck 50 for a loosey.
Biraz kafayı sıyırmış durumda.
He's a little loosey-goosey upstairs.
Sağa gevşet, sola sık.
Righty loosey, lefty tighty.
Belki gecenin ilerleyen saatinde birkaç içki içtikten sonra kendinden geçmiş vaziyette kızlarla güvendeyken şirin, ateşli, seksi öldüresiye komik ama hoş gözükmeyen biri gelip derse ister yaparsın ister yaptım dersin.
But maybe a little later in the evening, you've had a few drinks, you're kind of loosey-goosey, you're safe with your girls, then some kind of cute, kind of hot, kind of sexy, hysterically funny, but not-funny-looking guy comes up and says it... then maybe you did it earlier, maybe you didn't.
Belki gecenin ilerleyen saatlerinde birkaç içki içtikten ve rahatladıktan sonra tatlı, çekici, seksi çok komik ama komik görünmeyen biri yanına gelir.
But maybe, a little later in the evening, you've had a few drinks, you're kind of loosey-goosey, you're safe with your girls, then some kind of cute, kind of hot, kind of sexy, hysterically funny, but not funny-looking guy comes up and says it.
Rahatlatıcı bir şeyler alalım.
Get a little loosey goosey.
Çocuğu bu Loosey-Goosey'e ver.
Give the kid to Loosey-Goosey.
Bolca içsin ki kucağıma düşsün.
I want her nice and loosey-goosey.
Küçük kaçamak-maçamak, likör ve kızlarla, ama tüm bunlara rağmen, iyi bir ahbap.
Little loosey-goosey with the liquor and the ladies, but all in all, a good fella.
Cape Kennedy ofisi bu konularda biraz daha rahattır.
Cape Kennedy is a little more loosey-goosey.
Bu işi istiyorsan gerçekler konusunda biraz rahat olmalısın.
A little loosey-goosey with the facts.
Rostoyu fırınlamak, şekere bulanmak, dikişleri attırmak.
Roasting a bone, candy flipping, banging down a stiff loosey.
Dikişleri attırmak, bunu daha önce duymamıştım bile.
A stiff loosey... I haven't heard that one.
O zamanlar liberal bir tipti, cinsellik onun için özgür bir ruhtu ve bütün buna benzer şeyler.
On one side, he's this kind of... loosey-goosey liberal of his time, where sexuality is free-spirited and all that sort of thing.
Yemek planladığımızı biliyorum ama biz çeşit "loosey goosey" i olayını sürdürüyorduk. Hayır.
I know we were kind of supposed to have dinner, but we were keeping it kind of loosey-goosey.
Sen sürdürüyordun.
No. You were keeping it loosey-goosey.
Gerçek bir zamanda mı ya da "loosey goosey" mi?
At an actual time or "loosey-goosey"?
Ayrıca, Velma benden hoşlacaksa gerçek olmasını istiyorum sizin ilişkiniz gibi öylesine birşey olmamalı.
Besides, if I ever get Velma to like me, I want it to be real not some loosey-goosey thing like you guys have.
Fred, Shaggy'e ilişkimizin öylesine mi olduğunu söyledin sen?
Fred, did you say something to Shaggy about us having a "loosey-goosey" relationship?
- Sıkıca sağa, sola değil!
Righty tighty, lefty loosey!
Vanayı çevirirken sağı, solu karıştırıyorsun.
Righty-tighty, lefty-loosey.
Soldan sıkıyoruz, sağdan gevşetiyoruz.
Lefty loosey. Righty tighty.
Goosey Loosey hemen arkasında.
- Goosey steps on home...