Lovers translate English
3,392 parallel translation
Siz onunla aşık mıydınız?
Were you and he lovers?
İki aşık.. iki farklı beden
Two lovers, two flavors,
Stuart ile ben sevgiliyiz. Ama anlamıyorum.
Stuart and I are lovers.
Woody'nin sevgilisiyle olan münakaşası bizi hiç ilgilendirmez.
His lovers'spat with Woody is really none of our business.
O artık şüphelimiz değil, çünkü gece vakti aşıkları onlar.
He's not our suspect, because they're lovers in the nighttime.
İş ortakları, sevgililer, kıskanç kardeşler, onu öldürmek için bir sebebi olan herkes hakkında bilgi istiyorum.
Business associates, lovers, jealous siblings, anyone who may have had a reason to kill him.
Filmlerde de hep böyle olur. Mekanı terk ederlerse her şey berbat olur.
You know, like star-crossed lovers in the movies.
Bu konuda konuşmak istedim, ama sevgili olduğunuzu söylemenden korktum.
I wanted to say something about it, but I was scared you might tell me that you two were lovers.
Eşlerinin, sevgililerinin akrabalarının ve arkadaşlarının adreslerini.
Addresses of their wives, lovers, relatives and friends.
Ama sevişirler, savaşmazlar, anladın mı?
They're lovers, not fighters, you know?
" Rüzgar Gibi Geçti'de görüntü, rüzgar tarafından sürüklenircesine aşıklardan ve gün batımından uzaklaşır.
The image glided in Gone with the Wind as if blown by the wind, away from the lovers and the sunset.
Düşman da olamazsınız, çünkü bir zamanlar birbirinizi seviyordunuz.
Neither can you be enemies, because you were once lovers
Ben kaç kere aptal Mets maçları hakkında konuşurken ya da bir dolar farkla etli pizza istemene laf ederken duydun?
Uh, how many times have you talked my leg off about the stupid mets bullpen? Or that the meat-lovers'pizza went up by a dollar?
- Bizim etli pizza sevdiğimizi biliyorlardı.
They know that we're meat-lovers.
İnsanları dostları, aileni, sevgililerini düşün.
People... Friends, family, lovers.
Aslında sevgili değiller, kardeşler.
And yet they're not lovers, they're brother and sister.
Siz beyler, müzik aşığı gibi duruyorsunuz.
You guys look like music lovers.
Daha da akıl almaz olanı ne biliyor musun? Yoon Ja Ae ve müdür... sevgililermiş.
And even more ridiculous is that Yun Ja Ae and the Headmaster are lovers.
Ruh eşiydik ve aşıktık. Herkes mutlu olacaktı ve herkes sonsuza dek yaşayacaktı.
Soul mates and lovers, and everyone was going to be happy, and everybody lived forever.
Bizler sevgiliyiz.
We're lovers.
Biliyorsun Latin erkeklerine zaafım var.
You know I have a soft spot for the Latin lovers.
Bu da Magritte'ten "Aşıklar"
This is'The Lovers'by Magritte
# Sansasyon yapalım. Aşıklara ilham verelim. #
Let's make it a sensation and give lovers an inspiration
Sen Siri ile sevgili değil misin?
Aren't you and Siri lovers?
Siz bizi sadece sevgili sanmışsınız. Ama Reehtu, "evlilik ne zaman?" diye sormuştu.
You mistook us only as lovers But Reethu asked'when was our marriage'?
Sadece benim için böyle değil, herkese sevgili gibi görünüyorsunuz.
Not only for me, you both appear like lovers to everyone
Siz aşıklar anlayamadınız.
So your lovers couldn't understand you
Aşıklar arasındaki arkadaşlık. Aynı şekilde arkadaşlık arasındaki sevgi.
Friendship is between lovers Similarly love is between friendship
Tüm yıl buzsuz olan zengin sahil suları nedeniyle plaj severler için popüler bir üreme alanıdır.
Ice-free all year, its rich coastal waters make it a popular breeding destination for all beach lovers.
50 ve 60'ların Paris'inde sinema aşıkları, bu kafelerde oturur sinema dünyasının merkezinde olduklarını hissederdi.
In Paris, in the'50s and'60s, movie lovers sat in cafés like these and rethought cinema.
Burada Paradyanov, sevgilileri su altından çeker.
Here Parajanov films the lovers from under water.
Sevgililer birbirini aramaktadır.
The lovers are searching for each other.
Kazara iki sevgilinin konuşmasını kaydeder.
He accidentally records a conversation between apparent lovers.
İkiniz ne zamandır sevgiliydiniz?
How long were you two lovers?
70'lerin Bruce Lee hayranları, Hintli ve Arap sinema aşıkları derin düşüncelere gark eden sinema yerine, duyguların sinemasını sever.
Bruce Lee fans, Indian movie lovers, and Arab audiences in the'70s and since, fell in love with the cinema of sensation, rather than contemplation too.
Mesela bugün, en az bir milyon kişi sevgilisinden ayrılmıştır bence dünyada.
For example, maybe at least a million people in the world got separated from their lovers just today.
Ta en baştan, sevgililerin ya da sevgilinin öleceğini bilirsiniz.
You are told right up front that the lovers or a lover is going to die.
60'larda "Yağmur Altında" yı yöneten Stanley Donen, perdeyi bölerek sansüre takılmadan, iki sevgiliyi yatakta göstermişti.
In the'60s we saw how Stanley Donen, director of Singin'in the Rain, used this split screen, to get around censorship by making it look like two lovers are in bed together.
Eskiden sevgili olan Joel ve Clementine, tren istasyonunda koşuyor.
Former lovers Joel and Clementine are running through grand central station.
Kyouma ve Feyris geçmişte iki sevgili olarak karanlık güçlere karşı savaştılar miyav!
Kyouma and Feyris fought a great darkness, as lovers together, in a past life!
Sevgililer miymiş?
They are lovers?
Sevgililer ayrı yere gidiyor, rekabet git gide artıyor.
Lovers drift apart, rivals drift closer
Temsilci Moon'un dediğine göre yeni filmi ve programı hakkında konuşacakmış.
How convenient it is to formally announce us as lovers.
Arturo Bolano ve sizin aşık olduğunuzdan bahsediyordu.
I was told that you and Arturo Bolano are lovers.
Ayrıca, eğer Arturo ve ben aşık isek, size benim dul bir bayan olduğumu hatırlatırım.
Besides, if Mr. Arturo and I were lovers, I'd like to remind you that I'm a widow.
En azından birbirini seven diğer aşıklar gibi gerçekten mutlu olduğumuzu söyleyelim.
With that much, let's view ourselves like other lovers, as being happy.
Bir çeşme yaparım oracığa. Gelen geçen âşıklar içsin deyu.
I will have a fountain built there so passing lovers can drink from it.
Konusu, büyük bir kan davasının ayırdığı iki talihsiz aşık hakkında.
It's about two star-crossed lovers kept apart by a big feud.
Kadınların hayatı boyunca yattığı erkek sayısı ortalaması 10,5 diyor.
It just says here, the average number of lovers women have in their lifetime is 10.5.
Görünüşe göre Amerikalı kadınların yüzde 96'sıı içinde yirmiden fazla sevgilisi olanlar koca bulamıyor.
Apparently in America, 96 % of women who have been with 20 or more lovers can't find a husband.
Sizi domuz kılıklı soysuz keçi sevicileri!
You pig bellied, motherless.. Goat lovers!