Lula translate English
189 parallel translation
Bilmiyorum. Bir süre daha analarından süt emmeleri gerek.
Got to keep em a while to drink up Lula's milk.
Benimle evlenmeden önce adı Lula Mae Barnes'di.
She was Lulamae Barnes. Was till she married me.
Lula Mae'nın yeri kocasının ve çocuklarının yanı.
Lulamae belongs home with her husband, her brother and her children.
Kuraklık yılında Lula Mae'yle evlendik. Henüz 14 yaşındaydı.
When I married Lulamae, she was going on 14.
Ama Lula Mae, o bir istisna.
But you take Lulamae. She was an exceptional person.
Lula Mae'nin tek yapması gereken rahatına bakmaktı.
Lulamae could just take it easy.
Geldiklerinde böyle değillerdi. Lula Mae çok sıskaydı ve kilo aldı, kardeşi de adeta bir deve dönüştü.
I tell you, that woman got positively fat while her brother, he growed up into a giant.
Şubat ayında dönecekmiş. Bu yüzden Lula'yı almaya geldim.
That's why I got on a Greyhound bus to come to get her.
Lula Mae'nın yeri kocasının, çocuklarının ve erkek kardeşinin yanı.
Lulamae's place is with her husband, her children, and her brother. Huh?
Elbette, Lula Mae... Tabii eğer yarın hâlâ burada olursan.
Sure, Lulamae, if you're still here tomorrow.
- Tanrım, Lula Mae...
- Gosh, Lulamae.
Yardımların için minnettarım ama bu Lula Mae ve benim aramda.
It's all right, son. I appreciate you wanna help, but it's between Lulamae and me.
Seni seviyorum, Lula Mae.
I love you, Lulamae.
Çıldırmış gibi konuşuyorsun, Lula Mae.
Don't you worry. You're talking crazy, Lulamae.
Ben artık Lula Mae değilim.
I'm not Lulamae any more.
Tamam, Lula Mae.
All right, Lulamae.
Seni seviyorum, ama ben artık Lula Mae değilim.
I love you, but I'm just not Lulamae any more.
14 yaşında, hindi yumurtası çalan ve gül bahçesinde koşuşturan. Ben hâlâ Lula Mae'yim...
I am still Lulamae.
Lula Mae de değilim.
I'm not Lulamae, either.
Hey, gençler, Lula'ya bakın.
Hey, boys, look at Lula.
Hey Lula sana küçük bir oyuncak yastık aldığım zamanı hatırlıyor musun?
Hey, Lula, do you remember the time I bought you a little stuffed pillow?
Yaşlı T-Dub'ın aklını başından aldın gidiyor Lula.
I think you got old T-Dub going, Lula.
Lula hadi içeri gel.
Lula, come on in.
Hadi Lula, artık yemeğimizi yiyelim, olur mu?
Come on, Lula, let's get some of that dinner, huh?
Sen de ablan gibi pişirebiliyor musun Lula?
You cook like your sister, Lula?
Şundan bir tane alayım Lula.
Let me have one of those, Lula.
Ben sadece Lula'yı kasama koymak istiyorum.
Only I want to get Lula inside that safe.
O Lula değil!
It's not Lula!
- Kahretsin Lula!
- God damn it, Lula!
Lula, Bubba'yı dışarı çıkar ve yüzündeki o kara maytap lekesini iyice yıka.
Lula, take Bubba in there and wash some of that burned cork off his face.
Dinlesene Lula.
Now, listen, Lula.
- Lula saçımı sadece sirkeyle yıkadı Bowie.
- Lula just vinegar-washed my hair, Bowie.
Hadi Lula.
Come on, Lula.
Bowie, eğer sen ve Chicamaw Hermanville'e gidecek olursanız ben de, Lula'yı Charleston ve New Orleans'a doğru kısa bir seyahate ikna edip edemeyeceğimi görmek için Biloxi'ye doğru yol alabilirim.
Bowie, if you and Chicamaw go down to Hermanville, I might get down to Biloxi to see if I could get Lula to take a little trip down to Charleston and New Orleans.
- Selam, Lula.
- Hi, Lula.
Bak, Lula onu benim için yaptı.
Yeah, Lula did it for me.
Hey Lula, şapkasını alsana.
Hey, Lula, get his hat.
Ama Lula'yla ben New Orleans'a harika bir yolculuk yaptık.
But Lula and me had a real fine trip in New Orleans.
Çok güzel görünüyor Lula.
Looks real nice, Lula.
Yeni adım Lula Jean Woodcock Masefield.
Lula Jean Woodcock Masefield, that's my new name.
Lanet olsun Lula, tüm yüzümü boyadın.
Hell, Lula, you got this all over my face.
Pekâlâ, benim gidip, Lula'yı alıp gelmem gerekiyor.
Well, I'm gonna go down and pick up Lula.
Pekâlâ, eğer bizi görmek isteyen olursa, Lula ve ben 1 Mayıs'ta, New Orleans'daki Bourbon Street Otelinde olacağız.
Well, Lula and I'll be at the Bourbon Street hotel in New Orleans, May 1st, if anybody wants to see us.
Öldürülen soyguncunu eşi olduğunu söyleyen Bayan Lula Masefield ise...
Mrs. Lula Masefield, reputed wife of the slain bandit was...
Aha, bi bap la lu la, Bebeğim benim.
Well, be-bop-a-lula She's my baby
Bi bap la lu la, Belki demiyorum.
Be-bob-a-lula I don't mean maybe
Bi bap la lu la, Bebeğim.
Be-bop-a-lula She's my baby
Paul ile, Be Bop a Lula'yı sahnede ilk kez okuduğum gün tanıştık.
Paul met me the first day I did Be Bop a Lula live onstage.
"Be-Bop-A-Lula" var mı?
Hey, have they got "Be-Bop-A-Lula" on there?
Küçük Lula bunu duysa, sence ne der?
How does that little cunt Lula feel about that?
Hadi, Lula Mae.
Come on, Lulamae.