Lycée translate English
21 parallel translation
Lisedeki yemekhaneden daha iyi bir yere gidiyoruz.
You'll eat better than at the Lycée
Lycée Thiers'de öğrenciydi.
He's a student at the Lycée Thiers.
O Lycée Pasteur'da tarih öğretmeni. Ben de Victor-Duruy'dayım.
He teaches history at lycee pasteur, i'm at victor-duruy.
Lycée Descartes'tan öğrencilerin orada olduğunu biliyor muydunuz?
You knew that pupils from the Lycée Descartes were there?
İçinde bir kütüphane var, aşağı yukarı 8,000 ciltlik. Hepsini liseye bağışladım.
It contains a library of... some 8,000 volumes... which I have willed to the lycée.
Lise ve üniversitede çekilmiş fotoğraflarınız da var.
The one with your pictures from lycée and the university.
Lycée Voltaire, Lycées Daumesnil ve Courteline.
Lycée Voltaire, Lycées Daumesnil and Courteline.
Voltaire Lisesinin etrafında bir çok kez tutuklanmış.
Apprehended repeatedly outside Lycée Voltaire.
Voltaire Lisesi ve bu okulda uyuşturucu satıyormuş.
He was selling dope at Lycée Voltaire and at this school.
"Destek vermek için gruplar Lycée Chaptal'da toplandı..."
"Support groups met yesterday at Lycée Chaptal..."
Ben Fransız Lisesinde olucam.
I'll be at the Lycée Français.
Baksana.
Look at this. I learned about it in the Lycée.
Şimdilik onu mezarlığa zincirleyin.
For now, chain him up in the Lycée.
Ortaöğretimini Fenelon Lisesi'nde tamamladı.
Completed her secondary studies at the Lycee Fenelon.
Paris Lycée'de profesör.
Professor in Paris lycee.
# Paris Carnot Lisesi.
Lycee carnot in Paris.
Temmuzda lise bursu sınavın var.
In July, you take the lycee scholarship exam.
Ve lisede Latince öğreneceksin.
At the lycee you'll learn Latin.
Siz üçünüz okula dönün.
You three head back to the lycee.
Tavan arasında yoktu, okul civarında da yok.
She wasn't in the attic, wasn't anywhere near the Lycee.
Kum saati mezarlıkta. Annemin yanında.
Which is in the lycee with my mother.