Lâzımsın translate English
21 parallel translation
Bugün bize çok lâzımsın.
We can't spare you today.
Bana canlı lâzımsın.
I need you alive.
Şimdi burada lâzımsın.
Right now I need you here.
Bana burada lâzımsın.
I need you here.
Piskopos'a lâzımsın!
The bishop needs you.
Seni o hayvanlara bırakmalıydım, Kent. Ama bana canlı lâzımsın.
I should have left you to those animals, Kent, but I need you alive.
Sen bana burada lâzımsın, Teğmen.
I'm going to need you here, Lieutenant.
- Tam da o yüzden bana lâzımsın. - Sen de...
- Which is exactly why I need you.
Bana HR'nın içinde lâzımsın.
I need you inside HR.
Bu yüzden bize lâzımsın.
That's why we need you.
Sen de lâzımsın Barbie.
And you, too, Barbie.
Ama bunu yapmak için bize orada lâzımsın Stephen.
But we need you on the inside to do it, Stephen.
Bana sen lâzımsın Clara.
I need you, Clara.
Ayağın yere sağlam basarken lâzımsın bana.
I need you with feet firmly four square.
Size ihtiyacım var, şimdi, bana lâzımsınız.
I need you now,
- Hayır. Buraya lâzımsın sen.
No, you're needed here at camp.
Bize acilen lâzımsın! " Bağırsaklarını deşeceğim Barry.
I'm gonna disembowel you, Barry.
Bir planım var ancak sen lâzımsın.
I have a plan, but I need you.
Filmi yapabilmek için o lâzım, ama harika yapabilmek için sen lâzımsın.
I need her to get the picture made, but I need you to make the picture great.