Lığa translate English
3,653 parallel translation
... ve süper volkan patladığında dünyanın tamamı küllerle kaplanacak ve bütün insanlık binlerce yıl boyunca umutsuz bir şekilde karanlığa gömülecek. Doğru.
And when the super volcano blows, the entire world will be covered in ash and all of humanity will be plunged into darkness and despair for thousands of years.
İlişkimizin karşılıklı güvene ve bana olan hayranlığa dayandığını sanıyordum.
I thought our relationship was based on trust and a mutual admiration that skews in my favor.
Milyonlarca yıl boyunca, embriyo yıldız büyür. Çekirdeğindeki ısı ve basınç artar. Sonunda kritik sıcaklığa ulaşır.
Over millions of years, the protostar grows, increasing the pressure and heat in its core, until, finally, it reaches a critical temperature.
Savcılığa gitti ama Chapple ondan önce davranıp adını lekelemiş.
She went to the DA, but Chapple got there first, spread his poison.
Avcılığa bayılır, nefret ederim.
He loved hunting, I hate hunting.
Çılgın mı? Çılgınlığa bayılırım.
I love crazy.
Duygusal bir ferahlığa kavuştuğum transandantal bir an yaşıyordum.
No, l-l-l-I had a transcendent moment... when I found emotional clarity!
Yılın büyük çoğunluğunu oldukça uyumlu geçiren bir toplumdan, seksin odak noktası olduğu bir dağılmışlığa geçiyorlar.
So from a very coherent society most of the year, it all falls to pieces where sex is concerned.
- Bir Dalit olduğum için toplumda o kadar fazla ayrımcılığa maruz kaldım ki....... eğitimin, sistemden kurtulmak için iyi bir yol olacağını düşündüm.
I had to face so much discrimination in the society for being a Dalit that I felt education could be a good medium to get out of the system.
Her zaman haksızlığa uğramış kızların peşine takılıyorsun.
You always fall for the girls who are being wronged.
Bu kadın insanlığa bayılır ama insanlara katlanamaz!
That woman loves humanity, but can't stand people!
Eğer varacağın yerin hayaliyle, engelleri düşünmeden ileri atılıp bataklığa batmaktan başka bir şey başaramazsan,
If in pursuit of your destination, you plunge ahead, heedless of obstacles and achieve nothing more than to sink in a swamp,
Savcılığa mı gittin?
You went to the D.A.?
- Bir alıştırma olarak başlayan şey bağımlılığa dönüştü diyebilirsin.
We could say it started as and exercise, it became an addiction.
İşbirliği yapmanı istedim, ama sen elinde bir çantayla Charlie Bronson * lığa soyunuyorsun.
I ask you to cooperate, you turn into Charlie Bronson with a purse.
Maganda olmalarını istemedim. "Biraz göz korkutucu ve azılı rakip olan bu dublörleri nasıl bir kılığa sokayım ki kendilerini kabadayı hissetmesinler?" dedim.
I didn't want them to be ruffians and I just imagined, "How can I disguise a bunch of stunt guys that are worthy adversaries and sort of mildly threatening without them feeling like thugs?"
1 / 5 ile Gillman, terfide rakibim olarak ciddi bir olasılığa sahip.
At 5 / 1, Gillman poses a serious challenge to my promotion prospects.
Çalılığa mı girdin yoksa?
Been in the bush lately?
Oona O'Neill böylece yaratıcılığa zaafı olan birisiydi.
Oona O'Neill was someone who was clearly attracted to genius.
Buradaki kilit nokta beni fark etmemesiydi. Çalılığa saklanıp arazi koşullarından faydalanacaktım. Tıpkı yaban hayatı görüntüler gibi yapacaktım.
The challenge was to be unobtrusive, to not be noticed and to take advantage of the terrain, hiding in the bushes, much in the way that one would if you were photographing wildlife.
Tıbbi gizliliğe olan bağlılıklarına aykırı olsa da, bu durumu açıklığa kavuşturup kontrolden çıkmasını engellemek istiyorlar.
It goes against all their commitment to medical secrecy, they say, but they want to do it to clarify this situation and stop it getting further out of hand.
Armstrong Yandaşları Tanıklığa Çağrılırken Tansiyon Yükseliyor Asistanları, eşleri.
Assistants, wives.
- Hayır çılgınlığa acayip bayılırım.
What? No, I'm a huge proponent of the crazy.
Bir insan nasıl olur da yalnızlığa alışır ki?
How does somebody get used to being alone?
Sizin ufaklığa ben bakayım, sen de kocana sarılırsın biraz.
I'll watch your little one so you and your man can have some snuggle time.
Aslında böyle bir olasılığa karşı hazırda nükleer bombamız var.
We actually have a nuclear bomb for just such an occasion.
Karşılığında tek istediğim eski yüzüğüm ve şu satılığa çıkardığın külüstür araba.
All I want in exchange for it is my old ring back plus that shitty hatchback you got for sale out front.
Nasıl tecavüz edip öldürdüğünü söyle ki ben de seni öldüreyim ve hayatım biraz olsun açıklığa kavuşsun!
Tell me how you raped and killed her so I can kill you and I can get some fucking closure with my life.
Hayatının uzun bir yolunda, zamandan zamana, kitapta biz bir ayrılığa varacağız.
In a long journey of life, from time to time, we come to a fork in the book.
Camcılığa hâlâ devam ediyorum, ayrıca birkaç kuru temizleyici dükkanım var. Yanısıra sanat simsarlığı da yapıyorum.
I still had the glass business and a few dry cleaning stores also, and I did some art dealing on the side.
Çalılığa gitmem gerek.
I gotta go to the bushes.
Çalılığa gitmem gerek.
I gotta go to the bushes!
Suyun Taylor'ın diş minelerini çürüttüğünü öğrenir öğrenmez evi satılığa çıkardık fakat kimse suyu zehirli olan bir kasabadan ev almak istemiyor.
We put the house on the market... once we found out the water was eating away at the enamel in Taylor's teeth, but... unfortunately, no one wants to buy a house in a town with poisoned water.
Damat öderse nasıl bir bekarlığa veda partisi olur bu?
What kind of bachelor party is it if the groom has to pay?
Onu son gördüğümde annesinin evini satılığa çıkarıyordu.
The last time I saw her, she was putting her mother's house up for sale.
Büyük bir ruh ve dayanıklılığa sahip.
With a big soul and strength.
Bin yıl önce Kara Elflerin en acımasızı Malekith evrenimizi ebedi bir karanlığa gömmek istedi.
Millennia ago, the most ruthless of their kind, Malekith sought to transform our universe back into one of eternal night.
Şimdi, ben güzel bir dolandırıcılığa karşı değilim ama kötü, kötü bir yalancıya katlanamam.
Now, I'm not opposed to a good... a good swindle every now and then, but a bad one, a bad liar, that's something that I simply can't abide.
Satılığa çıkarmadan önce bitirmem gerek.
I gotta finish it up before I can put it on the market.
Bu gece rakiplerimiz kim ve ne olduklarını kanıtlamaları için bu farklılığa tanıklık edeceğiz.
Tonight, we witness this distinction as our contestants battle to prove who and what they are.
Aztek'ler oldukça gelişmiş bir imparatorluktu. 300 yıl boyunca Birleşik Devletlerden daha büyük bir uygarlığa hükmettiler. Başkenti Londra'nın iki katı büyüklüğündeydi.
And the Aztecs were a highly advanced empire that reigned for 300 years over a nation larger than the United States, with the capital twice the size of London.
Oh, evet, gerçekten, bayım çok yararlı olduğu anlaşılan uyum sağlama ve her kılığa girme yeteneğin.
Oh, yes, indeed, monsieur, your ability to blend in, to pass yourself off in all manner of disguises, which has proven so useful.
Fotoğrafçılığa bayılırım.
I love photography.
Ben onları krallığa getiriyorum ama onlar Kuzey'in anahtarını benden çalmaya çalışarak karşılık veriyorlar.
I bring them into the royal fold and this is how they repay me, by trying to steal the key to the North out from under me.
Kendisi hacker'lığa yükselttiğimiz biricik ineğimizdir.
He's our resident nerd promoted to hacker.
Bu tarz yazılar, yaratıcılığımı açığa çıkarıyor, üzgünüm.
I'm sorry if this kind of writing opens me up creatively.
Şu aşağılığa da bak!
What the hell?
Lord Choi'nin tüm yalanları ve suçlamalarının asıl niyeti tamamen açığa çıktığı için tutuklanan Kim Eun Oh'un masum olduğu kanıtlanmıştır.
"Since Lord Choi's evil deed with lies is clearly revealed now and his true intention for all accusations is suspicious, Kim Eun Oh is acknowledged as not guilty."
Ayaklarını iki kayığa birden koyacaksan da bunu birbirine bu kadar yakın iki kıza nasıl yaparsın serseri?
What are you guys talking about? Won Yi called me to get Gil Dong Goo.
Üzücü bilinmeyen destanın bir bölümünü açığa çıkardı... gizli bir yeraltı odası keşfedildi yetkiliker beş erkek cesedi bulunduğunu düşünüyor kalıntılar istasyonşefinin evinin altında istasyonşefi şimdi Jefferson Gordy olarak bilinen... 1978 yılında ölen Js Gordy'nin büyük babasıydı... tüm hayatlarını yeraltı demiryolunda hayat kurtarmak için harcadılar,
Uncovered a sad, unknown chapter in the saga What authorities believe are the remains of five males Discovered in a hidden underground chamber Beneath the ruins of the stationmaster's cabin.
Kaçınılmaz olarak kendisini ele veren taklitçinin kuşkulanılmayan tek fırça darbesi kendisinin tamamen özgün duyarlılığını açığa çıkarır.
One... unsuspected brush stroke by which the forger inevitably... ends up betraying himself... and revealing his own, utterly authentic sensibilities.