Maddie translate English
1,298 parallel translation
Anlamıyorum. Maddie'yi kim kaçırmak ister ki?
I just don't understand who would wanna kidnap Maddie.
Adamımızın adı Tyler McKnight, ve sanırım Maddie Van Horn'un uzun zamandır kayıp olan babası olabilir.
His name is Tyler McKnight... and I think he might be Maddie van Horn's long-lost father.
Maddie doğmadan bir sene önce annesinin üniversitede sevgilisiymiş.
He was Maddie's mom's sweetheart the year before she was born.
Öyleyse Maddie'nin gerçek babası.
So he really is Maddie's dad.
O zaman Maddie Van Horn'un meteor güçleri babadan geliyor.
Which means that Maddie van Horn's meteor powers are second-generation.
Babası alıkonulduğundan, Maddie hayatı boyunca onu hiç tanımadı.
So Maddie never met her father. He's been locked up all her life.
İsmi Maddie, ve on bir yaşında.
Her name is Maddie, and she's 11 years old.
Bunları buraya senin için sakladım, Maddie..
I hid these here for you, Maddie.
Maddie
Maddie?
Maddie çok özel bir çocuk.
Well, Maddie's pretty special.
Maddie büyükannesiyle yaşayacak, kimse ondan daha fazla mutlu olamaz.
She gonna live with her grandmother, who couldn't be happier.
Maddie.
Maddie?
Sadece yardım etmek istedim. Maddie.
- I just wanted to help out.
bak demek istediğim, Maddie, herkes çocuk sahibi olabilir, ama baba olmak çok özel bir şeydir.
See, the thing is, Maddie... anyone can be a father... but it takes someone very special to be a dad.
Maddie senin bir büyükannen var.
Maddie, you have a grandmother.
Maddie, onu tanımak için sadece biraz zamana ihtiyacın var.
Well, Maddie, it's just you're gonna have to give it time to get to know her.
Maddie, beni dinle.
Maddie, listen.
Maddie, seni olduğun gibi kabul etmeyecek biriyle gitmene asla izin vermem, tamam mı?
Maddie, I would never let you go with anyone... who's not gonna accept you for who you really are, okay?
Maddie, buradan ayrılma.
Maddie, stay here.
Maddie, hayır.
Maddie, no.
Maddie, eğer onu öldürürsen, aynı onun gibi olursun.
Maddie, if you kill him, you'll be just like him.
Maddie, onun çocuğu olman kaderinde, onun izinde gitmek olduğu anlamına gelmez.
Just because you're his child... does not mean that you're destined to follow in his footsteps.
Bir hata yaptım, Maddie.
I made a mistake, Maddie.
Maddie baban zaten kendi hayatını mahvetti, seninkini de mahvetmesine izin verme.
Your father has already destroyed his life. Don't destroy yours.
ama edeceksin Maddie.
But you can, Maddie.
- Maddie Porter adlı bir kız var.
- We have this girl named Maddie Porter.
Maddie'ye banyo yaptıracağım. Siz ikiniz hasret giderin.
I'll give Maddie her bath.
Maddie'ye bir bak.
Oh, look at Maddie!
Şeker tezgahından Maddie olduğunu iddia ediyor.
Claims she's Maddie from the candy counter.
Selam Maddie, tam aradığım kalça.
Hey, Maddie, just the tush I've been looking for.
- Maddie Tyler?
Maddie Tyler?
Maddie Tyler.
Maddie Tyler.
Maddie'nin de fotoğrafı lazım.
Need her photo, too.
Maddie'nin cep telefonu?
Her cell phone?
Son 8 gün içinde Maddie Tyler'ın ev telefonunu 15 kez aramış.
15 calls in the last eight days to a landline in the name of Maddie Tyler.
Maddie'nin fotoğrafını eyalet ve yerel emniyetlere gönderdim.
Gibbs, I e-mailed Maddie's photo to state and local police.
Maddie Tyler kaçırıldığında Çavuş Haas çoktan ölmüş maalesef.
I'm afraid Sergeant Haas was already long dead when Maddie Tyler was abducted.
Maddie'nin adresini söyledi.
He gave them Maddie's address.
Maddie'yi bulsam yeter bana.
I'd settle for finding Maddie.
Sen anahtarları al, ben de Maddie'yi.
You get the keys, I get Maddie.
Tony, bunlar Sarah, Josh, Sarah, Maddie, Felicia, Hugo, Sebastian, Sarah, Sam and Sarah.
Tony, this is Sarah, Josh, Sarah, Maddie, Felicia, Hugo, Sebastian, Sarah, Sam and Sarah.
Merhaba, Maddie.
Hey, Maddie.
Çıkıp "Yiyebildiğin kadar ye!" yapmasına izin veremeyiz.
Maddie's probably gonna turn soon. We can't let her take off to an all-You-Can-Eat buffet.
Middle Point yazıyor.
Middle point. Hold on, maddie.
Bekle, Maddie.
We're coming to get you.
sen, ben, Maddie, annen.
You, me, Maddie, your mother.
Maddie'yi bulmalıyız.
- We have to find Maddie.
Maddie, söz veriyorum yapmayacağım.
- Maddie, I promise, I won't...
Hadi Maddie.
Go ahead, Maddie.
Maddie, büyükannem seninle konuşmak için sabırsızlanıyor.
Your grandmother can't wait to talk to you.
Maddie.
I'm Maddie.