Malsın translate English
103 parallel translation
- Malsın oğlum.
- Ah, you're wacky.
Yorkshire'da üretilip Orta Doğu'ya ihraç edilen, üzerinde "Dikkat, kırılabilir!" yazan işe yaramaz bir malsın sen.
You useless article, made in Yorkshire, exported to the Middle East and marked "Fragile!"
Kabzımalsın, değil mi?
Wholesale groceries, isn't it?
Alınıp satılan bir malsın sadece!
You are just a commodity!
Malsın.
Prick.
Sen bir malsın, feda edilebilir bir malsın, ve işin yapılması için seni kullandım. Anladın mı?
You're an asset, an expendable asset, and I used you to get the job done.
Sen çok mu kibarsın yoksa çok mu malsın hiç anlayamadım.
I never understood if you were nice or an idiot.
Sen hasarlı malsın.
You're damaged goods.
Dürüst olalım, sen iyi bir malsın.
Let's face it, you're a hot property.
Sen defolu malsın, kızım.
You're damaged goods, lady.
Ulan ikinizde malsınız.
Man, y'all some busters.
Malsın oğlum!
You're a moron!
Ne kadar malsın sen?
How dumb are you?
Bu arada, siz gençler eğer aklınızda birazcık olsun karışıklık olmadan giderseniz malsınızdır.
By the way, you guys are crazy if you think you're getting out of here without a little reciprocal.
Koca bir malsın sen!
Be a big, stupid jerk!
Boş zamanlarında kasaplık yapan bir malsın, Roc.
Lakeview the deli, Roc?
Dikkatli kullan bebeğim. Çünkü sen çok değerli bir malsın.
Drive careful now, baby...'cause you are definitely precious cargo.
- İkiniz de malsınız.
- You two are dorks.
Harbi malsın.
You're really troublesome!
Sen defolu malsın.
You're damaged goods.
Sen tam bir malsın.
You're such a loser.
Bu görevi tamamlamamız için gereken bir malsın sadece.
You're an asset we need to complete this mission.
Sen hasarlı bir malsın, kardeşim.
You are one damaged good, sister.
Sen ve baban aynı malsınız.
You and your daddy are cut from the same cloth.
Usta, Gerçekten Malsın.
Master, you are truly a fool.
- Siz ıskarta malsınız.
You are rogue elements.
Defolu malsın!
A reject!
Sen tam bir malsın.
You are a fool.
Herşey apaçık ortada olsa bile, sen onu anlayamayacak kadar malsın.
Man, you wouldn't know the truth if it was staring you in the face.
Kendi ellerimle, ben... ( Malsın sen )
With my own hands, I...
Kusurlu malsınız.
Damaged goods.
Sen tribci, serseri ve malsın.
You're a poser, wanker, dick.
Sen tam bir malsın lan.
You're an idiot.
- Sen tam bir malsın.
- You're such a fucking asshole.
Şu an hasarlı malsın.
You're damaged goods.
Ve sen de bir malsın.
And you are an asset.
Harbi malsın haa.
you're an idiot.
Şimdi, hasarlı malsın.
Now you are damaged goods.
Kadınsı tarafıma dokunmam gerektiğini söyleyen bir malsın!
You're the dork-wad who told me to get in touch with my feminine side!
Tam malsın, var ya!
You're a loser. Loser.
Siz tam malsınız.
You guys are morons.
Harbiden çok malsın.
You're a stupid fuck.
Sen nasıl bir malsın öyle?
Ah! What kind of an idiot are you?
Bazen feci malsın ha.
You suck sometimes.
Sen bir ticari malsın.
You are a commodity.
O kadar uzun süre malsız kalamazsın.
That's a long time without any shit.
Defolu malsın.
You're damaged goods.
- Noel arifesinde malsız kalamazsınız.
- You're not gonna sell out on Christmas Eve, right?
Hepiniz malsınız!
You guys are dicks.
Hayvanlarla konuşabilir, "çiçeklerin açmasını sağlayabilir, sıcak yaz meltemleri yaratabilirler."
They can ta k to an mals, make the flowers bloom, create warm summer breezes. "
Karakanat Ördek gibiyim. Hayır, bildiğin malsın. Otumuz daha yeni bitmişti.
- No, you're basically an idiot, because we blazed the last of our - [softly] We blazed the last of our weed, and you know I can't eat unless I've smoked.