Malum translate English
2,168 parallel translation
Malum yere giden, hatalı dönüşlerin olmadığı, yokuşlarla dolu tek yön vardır.
It's a one-way street to a predesignated location with no wrong turns and only on-ramps.
- E malum yaşlılar yalnız... -... bakımları zor. O yüzden...
The elderly have been left behind with no one to care forthem.
Malum kendisinin çok sayıda arsası var.
As you know, he owns a great deal ofland.
Malum küçük doğumgünü çocuğu gibi.
Like a certain little birthday boy.
Ama uyuduğumda korkarak uyanıyorum ve malum şeyler..
wanting to sleep, but if I... if I sleep, I'm afraid wake up and happen.
Bu bilgileri hasıraltı etmek için malum güçler gerçek tarihi bilgiye sahip kaynakları yakıp yıkmakla kalmadılar, bunun yanı sıra antik şamanlardan, sonraki çağlara miras kalan kültürleri de sildiler.
To suppress this information further, it was not only imperative for the bloodline to burn the documented text containing true historical information, but to wipe out the cultures that derived from these ancient shamans.
- Bizde öyle olacağı ne malum?
- That will not happen with us.
Yanlış olduğu ne malum?
Who says it'll be unwanted?
Çünkü aksi takdirde, başınız çok ağrıyacaktır malum, dikkatimizi üzerinize çektiniz bir kere.
Because you'll have a hard time elsewhere, now that you've captured our attention.
Karaciğerim, midem ve akciğerlerimse, malum bağımlılığım yüzünden takılmıştı.
Liver, stomach and lungs, thanks to Q habit.
Yanına oturabilir miyim? Malum, diğer tüm koltuklar dolu.
Do you think I could sit down, because all these other seats are taken.
... dilin üstündeki karıncalanma ile malum yerdeki karıncalanmayı...
- And it combines that...
Onun bir köpek tarafından yendiğini ama hazmedilemediğinden dışarı çıkartıldığını ve köpeğin malum özelliğinden dolayı komada olduğunu söyledi.
And that it had been eaten by a dog and then it had proved indigestible... and then it had been eliminated... and due to its unmentionable... experience in the dog, it was in a coma.
İkisi de birbirine tutuldu. Ama iş fazla hızlı gidiyor Malum, kolay kazanılan ödülü hafife alır insanoğlu.
They are both in either's powers but this swift business I must uneasy make lest too light winning make the prize light
Gerisi, dedikleri gibi, malum. Bir bakın.
The rest, as they say, is history.
Malum kim olduğunu ve nerede yaşadığını biliyorum.
Because I know who you are and where you live.
Bu işler böyle yürür, malum.
The way things go, you know.
Bagby'nin bir şeyler bildiği ne malum?
How do you know Bagby will have intelligence?
Köpek öldürmenin bir dava olma konusu tartışılabilir ama senatör öldürme kesinlikle bir dava konusudur.
Now, you could argue that the shooting of the dog was merely an instance of malum prohibitum, but the shooting of a senator is indubitably an instance of malum in se.
Suç davası.
Malum in se.
Malum, her daim mutlu olmaya çalışıyoruz.
We stay cheerful, you know?
Hepiniz bugün buraya malum olay hakkında konuşmaya geldiniz.
That's come up here today has talked about...
Malum sebeplerden, hepimiz yüksek güvenlik önlemleri kapsamındayız. O yüzden yaka paça atılmanın nasıl olduğunu merak etmiyorsanız basın kartlarınız görünürde olsun.
For obvious reasons, we're all operating under heightened security measures, so, unless you've been dying to know what a chokehold feels like, keep your credentials visible at all times.
Evet, polis güçlerini malum yerden uzakta bir tarafta konumlandırıyoruz. Ancak mümkün olan en kısa sürede işi bitirmemiz için sizinkilere ihtiyacımız var.
Yes, we're deploying NYPD away from the site, but we'll still need your guys in and out as quickly as possible.
Boş versene, kandırmadığın ne malum?
How can I assure that?
Malum Trakyalının oldukça pahalı olduğunu duydum.
I've heard a certain Thracian was quite the price.
Hepiniz bugün buraya malum olay hakkında konuşmaya geldiniz. Kaybettiğiniz insanları ne kadar özlediğinizi anlatmaya geldiniz.
[Amanda].. that's come up here today has talked about how much you miss the people that you lost.
Bu gece dışarıda ay muhteşem Thames nehrinin manzarası da malum.
Well, it's just that there is the most lovely moon out tonight, and, well, I know this view of the Thames.
Pek sık olmuyor malum.
It doesn't happen very often.
Unutma malum şahsiyetler hayatlarını üniversitede harcarken ben yılda 10.000 papel kazanıyor olacağım.
Just remember, certain people are wasting their lives in college, while I'm pulling down 10 gs a year.
Malum, çikolata fuarı var.
The chocolate convention.
Bunlardan biri ölürse kimden şüpheleneceğimiz malum.
Well, one of them ends up dead, we won't have far to look.
Malum, ikimiz de seksi sadece 3 : 00-3 : 45 arasındaki kısa arada seviyoruz.
You know, we both only like sex during that small window between 3 : 00 and 3 : 45.
Bu akşam yemeğe çıkıyoruz malum.
So I'm taking you to dinner tonight.
Ve gerisi malum.
The rest is history.
Malum, seçimler çok yaklaştı.
Elections are coming up.
Bunların tansiyonu yükselttiği malum, şişkinliği de arttırmazlar mı?
I know they spike blood pressure, but wouldn't they have worsened the swelling?
İkincisi, malum kişiler tanışırlar.
Secondly, they meet.
- Tehlikeli bir yerdeyiz malum.
- This is a dangerous place.
Bunun kafası üşümesin diye. Malum domuz gribi falan var.
Against cold and swine flue.
Malum hareketi yaptı mı?
Did he do the thing?
Gitmek için hazırlanmıştım pek uzun sürmemişti. Malum çok nadir valizlerimi açıyordum...
I packed up... to go, which didn't take long since I'd barely unpacked.
Evet, malum bar.
Yeah, the bar.
Geçen akşam, "Çekiç Mike" diye bilinen yargıç Michael Reardon, zehirli bir yılan tarafından malum yerinin 15 cm yakınından ısırıldı.
Last night, judge Michael Reardon, who we know affectionately as "Mike the Hammer," Was bitten by a poisonous snake about six inches from home plate.
Malum, yaşı ufak ve taş gibi bir vücudu var...
And she's young and hot, she's got a great body...
Bunun sıradan bir anahtar olduğu ne malum?
How do we know this is just a key?
Herif birinci sınıf malum.
See he does it in style. Hmm.
Annemler o Hawaii'deki düğün konusunu tekrar açıyorlar, malum artık para var.
Our mothers want to throw us that wedding in Hawaii now that they can afford it. What do you think?
Yalnızlık güzel fakat malum saatlerde keder veriyor.
Solitude is fine, but at certain hours it's dismal.
Eğer doğum tarihinizi bilirsem, gerisi kendiliğinden malum olur.
If I know the birth date, I know the rest.
Çok az ama, malûm kıtlık.
It's just a sip, but, you know, the drought...