Manor translate English
860 parallel translation
Türev denilince aklıma üniversite koridorlarında dolanan öğretmenim geliyor.
I can't even think about derivatives without thinking of that tutor in Manor Hall.
Kaptan, Rittenhouse malikanesi emirlerinizdedir.
Doesn't say much. Captain, Rittenhouse Manor is entirely at your disposal.
Gecenin bu vaktinde malikâneden bu kadar uzakta ne işiniz var?
What are you doing so far off the manor this time of the night?
Kısa ömürlü gölgeleri takip ederek vardığı arazide yaşlı ağaçlar arasında yükselen ıssız bir malikâne görüyordu.
He followed the fleeting shadows and came to a large estate where a forlorn manor rose up among ancient trees.
Unvan yanında Locksley'li Robin'in malikane ve arazişini de alır.
With the manor and estate of Robin of Locksley to support his rank.
Dukesbury malikanesinden arıyorum.
I'm calling from Dukesbury Manor.
Greenfield Malikanesi'nden, değil mi?
Isn't this from Greenfield Manor?
Malikanenin hanımefendisi haline geldi ve Bay Lindon'a nerdeyse aşırı düşkün oldu.
She became quite the lady of the manor and was almost overfond of Mr. Linton.
Frank'i gördükten sonra malikaneye gideceğim.
I'll meet you at the manor after I've seen Frank.
- Tam bir centilmen gibi!
She is dandy, huh? - Oh, manor grand!
Konaktan gelen emirler böyle.
These are orders from the manor.
Musgrave Mâlikhanesi.
Musgrave Manor.
Nedir bu Musgrave Mâlikhanesi, lanet olası bir hapishane mi?
What is this Musgrave Manor, a blinking prison?
Bu Musgrave Mâlikhanesi nerede?
Where is this Musgrave Manor?
Malikânenin sahipleridir ilk zamandan beri.
Lords of the manor ever since time was.
Geçen ay North Cumberland'de bunun gibi sadece bir tane ev açıldı. ve bu Hurlstone'daki Musgrave Mâlikhanesi.
Only one such home has been opened in North Cumberland in the last month and that's Musgrave Manor at Hurlstone.
Haklıydın, Watson, Musgrave Mâlikhanesi konusunda.
You were right, Watson, about Musgrave Manor.
Musgrave Mâlikhanesi'nden ayrılmadı.
He hasn't left Musgrave Manor.
Hemen şimdi Penrose Malikhanesine özel bir mektup teslim etmek için gidiyordum, tuhaf bir ışık önümdeki yolda belirdi sonra hızla bataklıkların arasından geçti ve sisin içinde kayboldu.
I was on my way just now to deliver a special letter at Penrose Manor when a strange light appeared on the road before me then moved quickly across the marshes and faded into the mist.
Bu mektubu malikaneye götürsem daha iyi.
I'd better deliver that letter to the manor.
Oldu olacak adını Ayın Arkası'ndan Cümbür Cemaat Aile Konağı'na çevirelim.
Let's change the name from Back of the Moon to Goldfish Manor.
Beragon Evi.
Beragon Manor.
Bir mil ötede kurulu olan hastane savaşta acil durumda devletin el koyup dönüştürdüğü 16. yüzyıldan kalma bir yapı.
The hospital itself lay a mile away... an Elizabethan manor requisitioned and converted... in the emergency of war.
Sanırım Westbridge'in Fairview Manor kadar iyi bir muhit olduğunu kabul edersin.
I guess you'll agree that Westbridge is as good a place as Fairview Manor.
- Bay Ve Bayan Stanley Banks 24 Maple Drive, Fairview Manor.
- Mr. And Mrs. Stanley Banks 24 Maple Drive, Fairview Manor.
Malikânedeki mürebbiyelik görevi aramızda belirli bir mesafe olmasını zorunlu kılıyor.
Her position as governess at the manor dictates a certain distance between us.
Malikânedeki hiç kimse ondan bahsetmez.
No one at the manor ever mentions him.
Malikâneye yapacağım bu ziyaret beni oldukça endişelendiriyor.
This visit to the manor has me quite worried.
Malikâneye geri dönmek için ilk fırsatı yakalamıştım... çabuk vardığım bir karar.
I seized the first opportunity to return to the manor... a decision I had arrived at quickly.
Kont ile karşılaşacağımdan emindim. Kendileri perşembe öğleden sonraları genelde malikânede olurlardı.
I was sure I'd meet the count, who was usually at the manor Thursday afternoons.
Malikâne kan ter içinde ulaştım.
I arrived at the manor streaming with sweat.
2.00'da malikâneden ayrıldım. Katekizm dersleri düşündüğümden daha uzu sürdü.
I left the manor about 2... 00, and catechism class ended much later than I thought it would.
Döndüğümde, uzun bir araba korteji ile karşılaştım... ve malikâne homurdanma sesleri ile doluydu.
Upon returning, I found a continuous parade of cars, and the murmur of voices filled the manor.
Söz verdiğim gibi malikâneye gittim.
I went to the manor as I'd promised.
Evet... Malikane.
Yeah... the manor.
Her neyse, malikanede olacağım.
Anyway, I live at the manor.
Woolton Malikanesi...
The Manor. Woolton. Hertfordshire.
Gavrillac malikhanesi.
The manor of Gavrillac.
Kutsuki malikhanesinde oturuyoruz.
We live at Kutsuki Manor.
Böylesine asil bir malikanede kendilerini değersiz hissediyor olmalılar.
My wares must be at a loss to find themselves in such a noble manor.
Kutsuki malikanesine gelirseniz size kalanını öderim.
Come to Kutsuki Manor and I'll pay you the rest.
- Kutsuki malikanesi mi?
- Kutsuki Manor?
Kutsuki malikanesinden Leydi Wakasa ile çok güzel günler geçiriyorum.
I spend my days happily with Lady Wakasa at Kutsuki Manor.
Bu malikaneyi bırakıp doğduğum yere gidelim.
Let's leave this manor and return to my native land.
Bu kılıç Kutsuki malikanesine ait.
It belongs to Kutsuki Manor.
Kutsuki ailesi yok olmadan önce malikanenin bulunduğu yer burasıydı.
This is where Kutsuki Manor stood before the clan was wiped out.
Kutsal kılıcı malikanenin tam olarak neresinde buldun?
Where exactly in the manor did you find the sacred sword?
Artık buraların sahibiydim.
I was Lord of the whole manor.
Malikaneye.
The Manor House.
Majestelerinin malikanesini idare etmekle işimi yapıyorum sadece.
I am only doing my duty in managing his lordship's manor.
Yura Malikanesi Efendi Sansho'nun mülküdür.
Yura Manor is the property of the Minister of the Right.