Marine translate English
3,999 parallel translation
Bir kere bulaştın mı, kurtuluşun olmaz.
Once a marine, always a marine.
Marine Park'a yakın bir yerde.
Tailed him to a place in Marine Park.
Eski denizci.
Ex-marine.
Georgia, Clayton'dan. Diğer kurban-şüphelilerle hiçbir bağlantısı ve akrabalığı yok.
Ex-U.S. marine from Clayton, Georgia, not connected or related to any of our other victims / suspects.
Komiser Tao, sizce bir bakmalı mıyız, buradaki şu denizciyle...
Lieutenant tao, do you think we should try and find out if our marine private here... Uh, what's his name?
M40-a piyade tüfeğiyle.
A Marine Corps M40A.
Karşı istihbarat Uzmanı Topçu Çavuşu David Adams.
he was a Marine. Counterintelligence Specialist Gunnery Sergeant David Adams.
Hetty, Deniz Piyadeleriyle görüşmeyi ayarlamış bile. Bizimle kayıkhanede buluşacaklar ve bildiklerini anlatacaklar.
Hetty already made arrangements for a Marine Corps rep to meet us at the boatshed to tell us what they do know.
Dosyasına göre Adams oldukça başarılı bir bahriyeli aileden geliyor.
According to his file, Adams comes from a highly decorated Marine family.
Siz ikiniz aileyle konuşun biz de Deniz Piyadeleriyle konuşacağız. Dur bakalım. Yas tutan aileyle neden biz konuşmak zorundayız?
You two talk to the family, we're gonna speak to the Marine Corps.
Bunu sadece Bahriyeli birliklerin içerisindeki biri yapmış olabilir.
It could only have come from someone within one of our Marine units.
Hep örnek bir Bahriyeliydi.
From all reports, he was a model Marine.
Bırak bir Bahriyelinin, herhangi bir Amerikalının ülkesini ifşa etme fikrinden nefret ediyorum.
I hate to think that any American, let alone a fellow Marine, would compromise his country.
Benim babam da Bahriyeliydi.
My dad was a Marine, too.
Bahriyeli olmak hoşuna gidiyordu ama hayatının yeni kısmına başlamak için can atıyordu.
He liked being a Marine, but he was eager to start the next chapter of his life.
Tam bir Bahriyeli.
A damn fine Marine.
Adım Nicholas Brody. Amerikan Donanması'nda çavuşum.
My name is Nicholas Brody, and I'm a sergeant in the United States Marine Corps.
Donanma'nın, ülkenin, ailenin ve kendi şerefine leke sürmüş olacaksın.
You'll bring dishonor and shame to yourself, the Marine Corps, the country and your family.
Eski bir deniz subayıyım.
A former marine.
Çocuk deniz kuvvetleri özel birliğindeydi.
The kid was a marine special ops.
Deniz kuvvetlerinden.
He's a marine.
- Hiç Deniz Kuvvetleri'ndeki takımıyla ilgili resmimiz var mı?
We got any pictures of his marine squad? Yeah.
Bernard'ın birliğinden bir denizci.
a marine from Bernard's unit.
Amerika Birleşik Devletleri Deniz Kuvvetleri, birinci sınıf Er Tyler Moore.
Private first class Tyler Moore, United States marine corps.
Evet, savaştan dönen bir denizcininki kadar ilacı var.
Yeah, there were meds for him like a Marine coming back from a third tour.
- Denizci misiniz? - Evet.
So you're a Marine?
Marinden ayrılırken el salla.
Wave as you walk out to marine one.
Bu klasik fotoğraf Delta Deniz Gücü'nde savaş bunalımı yaşayan Delta Deniz Şirketi'ne aitti.
His classic photo of the shell-shocked Marine is a Delta Company Marine.
Savaşta çektiğim anlamlı fotoğraflardan biri Amerikalı bir denizci tarafından iki bacağından vurulan bir adamdı.
The one meaningful picture I took in that battle was a man who had been hit in both legs, an American Marine.
Etleri marine ediyorum.
I'm marinating my steak.
Hayır, ama ben bir kesinde çok özel deniz biyolojisi bursu almak için dörtte bir eskimoymuşum gibi davranmak zorunda kaldım.
No, but once I did have to pretend to be one-quarter inuit to get a very specific marine biology scholarship.
İhtiyar, Donanma'dan mısın sen?
Old man, are you a Marine?
Ama ihtiyar, Donanma'dan falan olsaydın bizim için hiç iyi olmazdı.
It's just that it would be bad for us if you were a Marine.
Yani Donanma'dan olsam bir sorun mu olurdu sizin için?
Would there be a problem if I were a Marine?
Donanma'dan!
A Marine!
Asker abi, anlatacak şöyle güzel bir hikayen var mı?
Mr. Marine, don't you have any cool story to tell me?
Z, daha doğrusu eski Donanma askeri Amiral Zephyr nasıl bir kişiydi?
Z... No, the former Marine, Admiral Zephyr... What kind of person was he?
Donanma'nın tekinden bunu duyduğumda elbette inanmamıştım ama...
When I heard that from a Marine, I doubted it...
Adam denizciydi.
He was a Marine.
Bakan, bir Deniz subayı.
Secretary is a marine.
Denizci kardeşimiz.
A brother marine.
Hain olduğu gün bir Denizci olmayı bıraktı.
He stopped being a marine the day he turned traitor.
Adım Nicholas Brody ve Amerikan Donanması'nda çavuşum.
My name is Nicholas Brody, and I'm a sergeant in the United States Marine Corps.
Adım Nicholas Brody ve Amerikan Donanması'nda çavuşum.
My name is Nicholas Brody... and I'm a sergeant in the United States Marine Corps.
- İyi bir denizciydi.
He was a good marine.
Saygın, güvenilir, erdemli bir denizciydi.
A decent, reliable, righteous marine.
Hudson Körfezi'nin dört bir yanındaki.. .. deniz memelileri yazlıklarına gitmek için yola çıkmışlar.
All across Hudson Bay, marine mammals are looking for summer homes.
- Asker misin?
- Hey, you're a marine, huh?
- Semper Fidelis, asker.
- Semper fi, Marine.
Eski gönüllü asker, emekli denizci yüzbaşı. 2006'dan beri NCIS'de Cephanelik Yöneticisi olarak çalışıyor.
Former enlisted, retired Marine captain, serving as an NCIS weapons administrator since'06.
"Denizci, Yurtdışının Yanı Sıra Evinde De Teröristlerle Savaşıyor."
"Marine Fights Terrorists at Home as Well as Abroad."