Martijn translate English
59 parallel translation
KÜÇÜK KIZ KARDEŞ bir martijn zuidewind filmi ve daantje zuidewind daantje rolünde ve martijn zuidewind martijn rolünde
little sister a film by martijn zuidewind with daantje zuidewind as daantje and martijn zuidewind as martijn
Martijn?
Martijn?
Adı Martijn.
His name is Martijn.
Bak ne diyeceğim, Martijn neden kaseti geri sarmıyorsun?
You know what, Martijn why don't you rewind your tape?
Martijn, biliyorsun, cehenneme gitmek umurumda değil.
Martijn, I don't mind going to hell, you know.
Hayır, Martijn.
No, Martijn.
- Hayır, Martijn.
- No, Martijn.
Sence de öyle değil mi, Martijn?
Don't you agree, Martijn?
Martijn benim günlüğümü okuduğunu söyledi.
Martijn says you've been reading my diary.
Sevgili günlük, Martijn kamerasıyla bütün gün canımı sıkıyor.
Dear diary, Martijn's been bothering me with his camera all day.
Martijn, bu akşam başka bir yeri çekebilir misin?
Martijn, do you think you could film somewhere else this evening?
Martijn, hadi.
Martijn, come on.
Martijn.
Martijn.
Martijn, bir şey yap.
Martijn, do something.
Martijn...
Martijn...
- Kahretsin, Martijn.
- Damn, Martijn.
Martijn'in kaydettiği video mesajı.
The video message that Martijn recorded.
- Nasıl da derinsin, Martijn.
- How profound, Martijn.
Güzel söyledin, Martijn.
Well said, Martijn.
- Güzel sahne, Martijn.
- Nice footage, Martijn.
Martin, uzaktayken ona göz kulak olacağın için teşekkür ederim.
Gavin, I want to thank you for looking after Martijn while he's away.
Martin, sen misin?
Martijn, is that you?
Martin!
Martijn!
Martin, benim!
Martijn, it's me!
Ama endişelenmen gereken başka şeyler var Martin.
There are other things that you should be worried about, Martijn.
Bilmeni isterim ki, seninle oynamak benim için bir zevk Martin.
I have to tell you it is a pleasure to play with you, Martijn.
Kusura bakma Martin.
Forgive me, Martijn.
Seni becermek istediğimi mi düşünüyorsun?
You think I want to fuck you, Martijn?
Biliyor musun Martin? Çok iyi İngilizce konuşuyorsun.
You know, Martijn, you speak very good English.
- 8 saniye Martin.
- Eight seconds, Martijn.
Martin, bak bayrağın düştü.
Martijn, your flag has fallen.
Sakin ol Martin.
Relax, Martijn.
Martin, şunu anlamalısın. Bana yalan söylenmesine dayanamam.
Martijn, you have to understand, I hate it when people lie to me.
Ve artık Martin, ben de biliyorum.
And now, Martijn, so do I.
- Biliyor musun? Sen çok değişik bir adamsın.
- You know you are a very deep man, Martijn.
Martin, bana gerçeği ne zaman söyleyeceksin?
Martijn, when are you going to tell me the truth?
İnan çok üzgünüm, Martin.
I am so sorry, Martijn.
Bana elini ver, Martin.
Give me your hand, Martijn.
Gerçek Martin ortaya çıktı.
The real Martijn emerges.
Çok üzgünüm Martin.
I am sorry, Martijn.
Haydi ama Martin.
Come, come, Martijn.
Böyle şeyler nasıl insanlara yapılır Martin?
What kind of people does this happen to, Martijn?
Onlar seni unutmuş Martin.
They have forgotten you, Martijn.
Hangi insanlardan söz ediyorsun?
What people are you talking about, Martijn?
Pekala Martin, bu ilgi çekici bir teori.
You know, Martijn, it is an interesting theory.
- Paranı istemiyoruz, Martin.
- We don't want your money, Martijn.
- Bu telefon görüşmesini neden yaptın?
- Why did you make that phone call, Martijn?
Bu senaryodan vazgeç!
Stop this fantasy, Martijn.
Anlasana, Martin. Bunların bir sebebi var. Hem de iyi bir sebep.
Understand, Martijn, there is a reason for all of this, a very good one!
Sen kandırıldın Martin.
You have been fucked, Martijn.
Sen daha çocuksun, Martin.
Because you are a child, Martijn.