Marvelous translate English
1,926 parallel translation
Çocuklarla beraber süper değil mi?
Isn't she marvelous with the kids?
Bu harika bir gelenek, öyle değil mi?
It's a marvelous tradition, don't you think?
Harika.
Marvelous.
Müthiş, değil mi?
Marvelous, no?
Harika.
marvelous.
Az evvel aklıma olağanüstü bir fikir geldi.
I just had a marvelous idea.
Hava mükemmel.
Marvelous weather.
Ha, ha, ha, işte bu harika.
That's marvelous.
Şimdi, lafı daha fazla uzatmadan... Fevkalade.
And so, without further ado... marvelous.
Fevkalade.
Marvelous!
Bence sen harikulade bir insansın.
I think you're a marvelous human being.
Muhteşem.
He's marvelous!
- Harika. Muhteşem.
- Marvelous.
Sizi izlememi maruz görün, yüz hatlarınız gerçekten harika.
You must excuse my staring, but you have the most marvelous head.
Ne mükemmel bir keman!
What a marvelous violin!
Öncelikle Çin hükümetine teşekkür etmek istiyorum. Kendileri bu inanılmaz koleksiyonu bizimle paylaşma inceliğini gösterdiler.
Our thanks to the government of China... for entrusting us with this marvelous collection.
"Ve ben bunu fevkalade buluyorum."
"And I find that marvelous."
"Fevkalade." Gerçekten hüzünlü bir şarkı.
- Marvelous. - No, it's really a melancholy song.
" ve günahı o kadar müthiş ve şeytanlığı o kadar zekice yaptı.
"and made sin so marvelous and evil, so full of subtlety."
Harika bir şey!
Bloody marvelous!
Harika bir şey.
Bloody marvelous.
Olağanüstüydü.
Bloody marvelous, that.
Muhteşemdi... yukarda, karanlıkta.
Marvelous... up there in the dark.
Teyzem onlara hayrandı.
Marvelous with'em she was and all.
Bu harika bir haber.
Well, that's marvelous news.
Bunlar muhteşem!
They are marvelous!
Komutanım, düğün olağanüstü değil mi?
Oh, commander, isn't the wedding marvelous?
Bu çok ilginç.
How marvelous.
Harikayım.
Marvelous.
Bay Harika.
Mr. Marvelous.
Eminim harika vakit geçireceksiniz.
I'm sure you'll have a marvelous time.
Eminim enfes zaman geçireceğiz. Değil mi çocuklar?
Well I'm sure we're gonna have a marvelous time, won't we children?
- Harika bir iş yaptınız.
- You've done a marvelous job.
Harika bir tren.
What a marvelous train.
Harika bir haber.
That's marvelous news.
İşte, arkadaşlar prova yapmak için, harika bir yer.
Here's a marvelous convenient place for our rehearsal.
Yüzümü kıllar kaplamış olmalı.
Methinks I am marvelous hairy about the face.
- Harika olacak.
- It's gonna be marvelous.
Muhteşemler.
Peekytoes. Marvelous.
Duyduğuma göre harikaymış.
I've heard that he's marvelous.
Tadalım bakalım ne kadar nefis olduğunu görelim. Şüpheniz olmasın.
Let's have a taste and see how marvelous this is, no question.
" Bu rahiplerin dini olağanüstü...
" Marvelous religion the druids have got,
Lumiere kardeşler muhteşem bir şey icat ettiler.
The Lumiere brothers invented something marvelous.
Ne şahane bir vazo.
What a marvelous vessel.
Yaptığın şey gerçekten müthiş bir şey. İnsanlara yardım etmek... Psikiyatrist değilim ama bazı teşhisler koydum.
I think it's marvelous what you do- - to really help people, unlike the psychiatrists I've been to, both of whom had some sort of- - I don't know- - narcolepsy.
Nakimura Şirketi için kurduğumuz vakıf olağanüstü olacak.
You know, I think the foundation we've set up for the Nakamura corporation is going to be just marvelous.
Harika, kalbimi kıran sürtükten kurtuldum.
Marvelous, I split up with a bitch who broke my heart.
Eski sevgilimin Mezapotamya kucak dansı yapmasını izlerken Susan Sharon Bay Harika için oynuyordu.
While I watched my ex get a Mesopotamian lap dance Susan Sharon made a play for Mr. Marvelous.
Bence harika biri, çünkü ablam.
I think she's marvelous because she's my sister.
Harika görünüyorsun.
You look marvelous.
Olağanüstü.
Who knew that Lee Marvin could do such marvelous splits? He's dreamy.