Masumum translate English
914 parallel translation
Bağırmak falan da istemiyorum ama yemin ederim ki ben masumum.
I don't wanna shout... But I swear I'm not guilty...
Bakın bu sefer gerçekten masumum.. .. yeni doğmuş bir çocuk gibi!
But I'm really innocent this time like a newborn baby!
Yemin ederim ben masumum.
I swear I'm innocent.
Tamamen masumum.
It's entirely innocent, I am.
Karım ve çocuklarım üzerine yemin ederim ki, ben masumum.
By my wife and my children, I swear I'm innocent.
Ben masumum!
I'm innocent!
Masumum!
I'm innocent!
" Ben masumum.
" I'm innocent.
"Ben masumum," Herkes onu aşağılarken, Dreyfus sürekli bunu söylüyordu.
I'm innocent, " Dreyfus kept repeating over and over again while they reviled him.
Ben masumum!
I am innocent!
Ben... masumum!
I'm... I am innocent!
Eğer herhangi bir teselli olacaksa bilmeni isterim ki ben masumum
If it's any consolation to you I want to you know I'm innocent.
Evet, ama ben masumum.
Yes, but I am innocent.
Ben masumum.
But I'm innocent.
Julia, yeni doğmuş bir bebek kadar masumum, belki biraz daha yaşlısı.
Julia, I'm as innocent as a newborn babe, or a little older, perhaps.
Masumum.
I'm innocence.
Ben masumum, Sayın Yargıç! Ben masumum!
I'm innocent, Your Honor, I'm innocent!
Bu korkunç bir hata memur bey.Ben tamamen masumum.
It's all a ghastly mistake, officer. I'm completely innocent.
Ama ben saf ve masumum.
But I am pure and innocent.
Ben masumum. "
I'm not guilty. "
Demek istediğim Ben de masumum.
What I'm getting at is I am innocent too.
- Masumum.
Not guilty.
- Ben masumum!
- But I'm innocent!
Belki ama daha sonra ki olayda gerçekten masumum.
What's less funny is that I'm innocent.
Ben masumum!
No, no, I'm innocent. I'm innocent.
Ben masumum!
I'm innocent.
Yani ben masumum genç bayan. Şüpheleriniz yersiz.
So I can plead not guilty, young lady, to what you suspect.
Ben masumum, ama kimin yaptığını biliyorum.
No, I'm clean. But I know who pulled that job.
Masumum ben!
I'm innocent.
- Elbette masumum.
- Of course I'm innocent.
Ben masumum, Sayın Hâkim.
I'm innocent, Your Honor.
Sayın Hâkim, ben masumum!
Your Honor, I'm innocent.
Ben masumum, o lafı kötülükle kullanmıyorum.
It is something similar... something like a mania.
- Komiser, ben masumum!
- Commissioner, I'm innocent!
Dostum, inan bana, "Ben masumum" demek hiç yeterli değil.
My friend, believe me, it's not enough to say, "I'm innocent."
Deli değilim ve masumum.
I'm innocent. - I have committed no crime.
- Ama ben masumum.
- But I'm innocent.
Masumum.
I was innocent.
Tanrı önünde... masumum.
Before God, I am innocent.
Ben masumum. Ne kralın hazinesini bir başbakan olarak yönetirken, ne de hehangi başka bir zaman, suç olan hiçbir şey yapmadım.
I am innocent of any wrongdoing in my administration of the King's treasury, as Chancellor, or at any other time.
- Ama masumum.
- But I'm clean.
Masumum deyip duruyor.
He keeps saying he's innocent.
Tabi ben masumum, neden endişeleneyim ki?
But I'm not worried, because I'm innocent.
- Ben, masumum
I'm innocent!
- Hayır ben, masumum!
No! I'm innocent!
Ben masumum.
I'm innocent.
Ben masumum.
I am innocent.
Ben masumum!
- I'm innocent!
Ben size masumum demiştim!
See?
Demek istediğim, ben masumum.
I mean I'm innocent.
Neden açlık grevindesin? Ben masumum!
Why are you on a hunger strike?