Matey translate English
246 parallel translation
.. ne kadar samimi olduğumu söylesem.. "
how matey I once was with that gentleman, you'd be- - "
- Korkarım hayır, ahbap.
- I'm afraid not, matey.
- Merhaba Matey.
- Hello, Matey.
Hiç önemli değil Matey.
It's all right, Matey.
- Özür dilerim Matey, ama var.
- Excuse me, Matey, but it does matter.
- Hayır, öyle değil Matey.
- No, she's not, Matey.
Eski bir dostsun Matey.
You're an old friend, Matey.
- Matey, düşündüm de...
- Matey, I thought you wanted to...
Emily, Matey ve Tubby nasıllar?
How are Emily and Matey and Tubby?
Zavallı Matey Pearson'un giydiği şeyleri düşündüğümde...
When I think of the things poor Matey Pearson puts on her back...
Belki Matey'i de o şekilde yargılaman hoşuma gitmemiştir.
Maybe I don't like your riding Matey that way either.
Hangi gemi, dostum?
I say, what ship, matey?
Her yer temiz, şekerim!
All clear, matey!
Kim olduğumu gerçekten de biliyorsun ahbap.
You know who I'm mean matey.
Hoşça kal ahbap.
Goodbye matey
Sakin ol ahbap, sakin ol.
Easy matey, easy.
Bu kırık cam sana iki şiline malolacak, Matey?
It'll cost you two bob for the broken glass matey?
Dur da şuna bir bakayım, birader.
Let's have a look at that one, matey.
Tepede çok oda var, birader.
Lots of room up at the top, matey.
Nerdeyse sende yanacaktın birader!
We very nearly burned you too, matey!
Bol şans, dostum.
Luck, matey!
Nasıl bir gemisi vardı?
What ship did he sail in, matey?
Şuraya evlat.
Down there, matey.
Kesinlikle dostum.
- That's my meaning, matey.
Dostum, eğer sen ve ben birlik olursak,... belki Bay Arrow'un tavırlarını biraz yumuşatabiliriz.
You know, matey, if you and me was worth our salt, we'd think out a way to sweeten Mr. Arrow's disposition.
Bana sinirlenme dostum.
Now then, matey, don't ye take it so hard.
Hayır, hayır, dostum.
- No, no, matey.
Küçük dostum nasılmış?
How be my little matey?
Şimdi, şimdi, dostum.
Now, now, matey.
Dostum.
Matey.
Dostum!
Matey.
"Küçük dostum", öyle mi?
Little matey, is it?
Dün gece buradan kaçmışlar.
They gave us the slip last night, matey.
Ufak dostunun hayatını kurtarmak, umurunda bile değil.
He didn't care about saving his little matey's life, not him.
Numara yapıyorum dostum, numara.
Appearances, matey, appearances.
Hoşça kal, dostum!
Goodbye, matey!
Buradaki Bayan Park Avenue gibi mi?
Like Miss Park Avenue here, matey?
Çok ilerici ve yoldaş gibiydik.
Very progressive and matey we felt.
Birader buraya servis aç Lütfen.
Matey, a little service, please.
Hadi ama dostum.
Come on, matey.
Evet ikinci kaptan.
Yes, it is, matey.
Bak birader bu papağana 4000 volt versem yine de "vınlamaz".
Look, matey this parrot wouldn't "voom" if I put 4000 volts through it.
Et ve mantar yemeye devam et sen.
You stick to your meat and mushrooms, matey.
O ikisi iyi anlaşıyor, değil mi?
Those two are getting pretty matey, aren't they?
Bir doların karşılığında alabileceğin en iyi şeyi yiyorsun dostum.
And that'll be the best dollar's worth you'll ever have in your life, Matey.
Pekâlâ oğlum, sakin ol.
Right, matey. Come on.
Evet, dostlar.
Aye, matey.
Yola üçümüz mü devam ediyoruz canımcım?
About to get underway are we, matey?
- Bizi canlı istemiyorlar!
- We won't be taken alive, matey!
Hey oradaki, benim titrek dostum, Vira salpa!
Ahoy there, me shivering matey, heave-ho!
Trampa et bakalım Sör Walter, seni görmek ne hoş, eski dost!
Splice me timbers, Sir Walter, it's bucko to see you, old matey!