Maximum translate English
2,733 parallel translation
En fazla 3 ay içinde.
Three months maximum.
Kalp atışı azami seviyenin üstünde.
Heart rate well beyond maximum.
Beş randevu, çiftlere acı çekmeden eğlenmeleri için yeterli zamanı tanıyor.
Five dates happens to be the perfect amount of time... to achieve maximum fun with no pain.
Maksimum warp.
Maximum warp.
Motorlar tam warp ile çalışıyor, Kaptan.
- Engines at maximum warp, Captain.
Tam warp'a çık.
- Go to maximum warp!
Dilityum hazneleri tam kapasitede, Kaptan.
Dilithium chamber's at maximum, Captain.
En yukarıdan.
To the maximum.
En yüksekten uçucaz.
Viva to the maximum.
Bay Zimmer, hatırlatmama gerek yok. Tepedeki adamlarım iki taraf arasında azami sürtüşme istiyor.
Mr. Zimmer, I hardly need to remind you my people on the hill require maximum disruption...
Maksimum Santzgaut!
Maximum Santzgaut!
Çok güzel bir haber!
Das is all maximum Santzgaut!
Alex en az gayretle en iyi sonuçlar alan türden bir öğrenci.
Alex is what we call a maximum result-minimum effort student.
Bebek Ayağı maksimum güvenlikli Kansas, Leavenport hapishanesine attılar, Kışın orada sıfırın altında rüzgarın, dört yanınızdan gelip, sizi... donduracağını düşünürsünüz.
They shipped Baby Feet up to a maximum security unit at Leavenworth, Kansas, a place that, in wintertime, makes you believe that sub-zero winds blow from four directions simultaneously.
Fazla alınırsa eğer kontrol edilemez bir iştah yaratabiliyor.
Maximum dosage may cause bouts of uncontrollable appetite.
Bayan Rival, adaletin işleyişini engellemenin maksimum cezasının dört yıl hapis olduğunu biliyor musunuz?
Mrs Rival, you know that perverting the course of justice carries a maximum prison sentence of four years?
Kozlowski'nin alacağı en büyük ceza nedir?
What is the maximum sentence Kozlowski can get?
Sistemi en yüksek potansiyeline çıkardım!
I took this system to its maximum potential.
Burası yüksek güvenlikli bir hapishane. Buna rağmen rahatça girip çıkabiliyorlar.
This is a maximum security prison, and yet they can come and go at ease.
Bu sebeplerden dolayı sizi maksimum 10 ila 25 yıl arasında hapse mahkûm ediyorum.
Because of this, I am imposing The maximum sentence of 10 to 25 years.
Zakai'de çeşitli saldırılardan hüküm giyip en ağır cezaya çarptırılacak.
But Zakia, he will be charged with a variety of offences. And by law he will receive the maximum sentence.
Belgelerde yer alan olayın ciddi sonuçlarına ve kanıtlara bakarak onurlu bir aileye iftira atmayı düşünen herkese bir örnek ve uyarı olması için verilebilecek en yüksek cezanın verilmesini talep ediyorum.
In view of the records, the aggravating circumstances and the evidence shown, I plead for the maximum penalty as an example and warning for anyone who might consider vilifying an honorable family.
En fazla kim bulursa o kazanır.
The team that identifies the maximum number of animals wins a prize.
Bunsuz güzel olunmaz
- At maximum. Who wants to be nice, no pain no gain. We also offer hair removal services.
Besin değeri yüksek olan şeyleri yemesi, yüzde beşten, yüzde yüze çıkacak.
He's taken his fruit and veg intake from 5 % up to the maximum 100 %.
Maksimum güce yaklaşılıyor.
Approaching maximum power.
Maksimum hızı saatte 70 kilometre yani 40 mil.
Maximum speed, 70 kilometers per hour. 40 miles.
En yüksek basıncı verin.
Give maximum pressure.
Görünen o ki, yaklaşık her 11 yılda bir güneş lekelerinin adedinde en fazla adede erişiliyor, yüzeysel dev püskürmeler solar fışkırmalar da bununla ilişkili faaliyetler.
It turns out that roughly every eleven years, there's a maximum in the number of sunspots, coronal mass ejections, solar flares, and associated activity.
Solar saykılına bağlıdırlar ve en yüksek olduğu zamanlarda, günde iki ila üç kez meydana gelebilirler.
They are connected to the solar cycle, peaking during solar maximum, with as many as two or three per day.
Maksimum ceset.
Maximum body count.
Tam güç vermem gerekiyor.
I have to go to maximum power.
- Maksimum kalkış ağırlığı gibi bir şey olmalı.
The maximum takeoff weight, it should say somewhere.
Fizik kuralı. 80 kiloluk bir adam, 75 metre uzunluktan suya çakılmadan dört saniye önce saatte 140 kilometre hızına erişti.
Physics. 170 pound man falls 245 feet, quickly reaching a maximum velocity of 86 miles an hour before he hits the water
- Füzeleri de hazırlayın. - Radarı üst seviyede taramaya açın.
maximum scan.
Gerilim hattını maksimuma yükseltin.
Infuse the power lines to maximum.
Bence en büyük ceza da budur.
- Ah, well, I do think here is the maximum penalty.
Gece için torko kapıları süper dövüşçüler ligi Sadece New yorkta.
Tonight on "Torko" we cover the Maximum Cage Warrior League direct from New York.
Tam bir MCW adamı.
This is Maximum Cage Warriors.
Bayanlar ve Baylar, Hoşgeldiniz MCW nin son finaline Ve son ünvan maçı Christopher "Mengene" Holland
Ladies and gentlemen, welcome to the Maximum Cage Warrior main event and title match between Christopher "The Pressure" Holland and- - here he is, the newly crowned king of the amateurs- -
İşte Açıklıyoruz Yeni MCW Dövüşçüsü
I would like to introduce to you the newest Maximum Cage Warriors
Atlantis yola çıktı, araç en yüksek dinamik basınç bölgesini geçtiği sırada üç motor da gazı keserek yavaşlıyor.
Atlantis on its way, all three engines now throttling down... as the vehicle passes through the area of maximum dynamic pressure.
Bu biçimsel etkiyi maksimuma çıkarmaya çalışıyoruz.
We try to achieve maximum formal impact with complete unity.
Tuhaf, çünkü en son şarj edildiğinden beri güç depoları neredeyse hâlâ tam dolulukta.
That's strange, because our reserves are still at almost maximum current capacity from the last recharge.
Henry, şok aletinin pedallarını al ve maksimuma şarj et.
Henry, take the defib paddles and charge them to maximum.
Tüm patlayıcılar, maksimum derinlik.
All charges, maximum depth.
Monitörünüze bakarsanız ve Manhattan merkez diyagramına göz atarsanız CTU'ya göre, çalınan nükleer materyal 140 kilogramlık bir patlama gücüne sahip.
If you would refer to your monitor... and the diagram of Midtown Manhattan. According to CTU, the stolen nuclear rods have a maximum explosive yield of 300 pounds.
İsim yok, ama maksimum güvenlikli bir mahkum.
No names. But is maximum security prisoner.
Kalkanlar tam güçte.
Shields at maximum charge!
Calmo diye bir ilacın maksimum dozunun altı katını almış bulunuyordu.
What she did have was six times the maximum dose of a substance called Calmo.
Maksimum güvenlikteki gözaltı merkezlerini yönetmiş.
She ran their maximum security detention centre.