Maymun translate English
6,260 parallel translation
Senin buradan değilim. Huaguo dağından yakışıklı Maymun Kralım.
I'm your neighborhood the Handsome Monkey King from Mount Huaguo
Maymun Kral.
Monkey King
Maymun çocuk.
Monkey boy
Ben çocukken maymundum ama artık değilim. Yakışıklı Maymun Kral oldum.
I was the monkey boy, but now I'm Handsome Monkey King.
Yakışıklı Maymun Kralım. Maymun Kral'ım. Tek ve yalnız.
I'm Handsome Monkey King, the one-and-only Handsome Monkey King.
Maymun çocuk aslında hep böyle olmalıyız.
You used to be a monkey boy
Aslında sen yakışıklı Maymun Kral'sın.
Now you're the Handsome Monkey King
Maymun Kral!
Monkey King! Monkey King!
O bir maymun ruhu değil.
He is not a monkey spirit
Çok uzun zaman önce yakışıklı bir Maymun Kral'ın yaptıklarını duymuştum.
I heard about the Handsome Monkey King's heroic story long ago
Ama... sanırım yakışıklı Maymun Kral bunu yapamaz.
But I think the title Handsome Monkey King doesn't do you justice
Sevgili maymun kardeşim.
My dear monkey brothers
Yakışıklı Maymun Kral olarak seslenmeyi bırakmalısın.
Don't call me the Handsome Monkey King anymore
İzin verirsem, maymun kuvvetli bir sihir gücüne sahip olacak. - Hâlâ seni dinliyor mu?
But if you let this untamed monkey have such magical power, will he still listen to you?
Mağaramın yakışıklı Maymun Kralıydım şu an cennetin sahibi yüce bilge Sun Wukong'um.
I'm Sun Wukong the Great Sage Equal of Heaven, the Handsome Monkey King from the Water Curtain Cave at Mount Huaguo.
Senin maymun kardeşlerinle anlaşma yapmadılar.
But it's nothing deal with your monkeys brother
Çok fazla maymun bir arada olunca bazen işler biraz çığırından çıkabilir.
With so many monkeys together... things sometimes get a bit out of hand.
Arkadaşım Dobişko Justin'in dediği gibi : "Seni sıkı küçük beyaz maymun."
Tough little wop monkey, as my friend Fatso Judson always says.
Dediklerine dikkat et maymun.
Watch your mouth, chango.
Ferah bir tank, harika bir yer, maymun kafesi manzarasi ve elbette sevgi dolu bir sürü hayran...
Large tank, a great place view of the houses monkeys, And, of course, my adoring fanbase
Bugün nükleer madde takası yapmak için buradasın çünkü uzun süre önce bir maymun ağaçtan inmeye karar verdi.
You're here today trafficking in nuclear goods because... a long time ago a monkey decided to come down from a tree.
Bu senin sadece bir maymun olduğunu söylemek gibi bir şey.
That's like saying that you're just... an ape.
Vahşi bir maymun.
Just a violent ape.
Hazırlandık işte, seni yağmacı maymun.
There you go, swag monkey.
Bunlar maymun.
They're apes, man.
Konuşan maymun lan bunlar!
They're talking apes!
O sıradan bir maymun değil.
He's more than just an ape.
Peki, kaç maymun ölecek?
And how many apes will die?
Yürü git, seni aptal maymun seni!
Get out of here, stupid monkey!
Maymun... maymunu... asla... öldürmeyecek.
Ape... not... kill... ape.
Maymun...
Ape...
Maymun... yaptı... bunu.
Ape... did... this.
Ben... sırf o maymun diye... ona güvenmek istedim.
I... chose to trust him... because he is ape.
Maymun... maymunu... öldürmez.
Ape... not kill... ape.
Sen... maymun değilsin.
You are... not ape.
Maymun akşam yemeklerine göre kurbağa etkinliklerinde daha iyiyim.
Lot better at these frog events than the rhesus monkey tapas dinners.
Şirin, küçük maymun fotoğraflarını sakinleştirici gibi dağıtıyorlar. Sonra cüzdanını soyuyorlar.
They sprinkle cute, little monkey photos all over the place like ruffles, and then they date-rape your checkbook.
Maymun tecavüzü hakkında çok tutkulu gibisin.
You sound very passionate about monkey rape.
Maymun yemeklerinden hiçbirinde seni göremedim.
I haven't seen you at any of the monkey dinners.
Yine burasıydı, öğrencilerim vardı böyle maymun gibi bağırırlarken bana küfrediyorlardı.
In this very hall, right, I had pupils, well, monkeys like his lot, calling me the C word.
Maymun bezi ama Profesör Presbury'den bahsettiğimiz yetti.
Monkey glands, but enough about Professor Presbury.
- Ev, adam bir maymun değil.
- Ev, he's not a monkey.
Maymun kadar.
Good enough for the monkey.
Makine, kendini hiç nefes almayan bir maymun sandı.
The machine that thought it was a monkey never took a breath.
Kocalarını eğitilecek ve gösteriş için kullanılacak... birer maymun gibi gören kadınlar.
Those wives who treat their men like dancing monkeys... To be trained and paraded.
Eğitilmiş bir maymun gibi?
A trained monkey?
Ben yakışıklı Maymun Kral!
I am your Handsome Monkey King
O maymun?
A monkey?
Maymun ruhu!
You monkey spirit!
Bunu maymun ruhu mu yaptı?
Did the monkey spirit do that to you?
Bu maymun şeytanı yok etmek için geldi.
Come finish off this monkey demon!