Mcclure translate English
182 parallel translation
Yeni suç kurulunun başına geçen şu McClure denen herife dikkat edin.
Watch this guy McClure what's head of the new crime commission.
McClure çaylağı ona çocuk oyuncağı.
This bird McClure will be pie for him.
Kimse McClure'e rüşvet yediremiyor.
Nobody's squaring nothing with McClure.
Tanrım, bu Alvin McClure.
Holy Moses, it's Alvin McClure.
McClure'ü buraya getir, ona bir limonata ikram etmek istiyorum.
Bring McClure over here, I want to buy him a lemonade.
- İyi akşamlar, Bay McClure.
- Good evening, Mr. McClure.
Bay McClure, finans işlerimde bana yardım eden Bay Lorch sizinle tanışmak istiyor.
Heh-heh. Mr. McClure, a Mr. Lorch, a financial backer of mine would like to meet you.
- Bakın, Bay McClure...
- Now, Mr. McClure -
- McClure'ü vurdular.
- They shot McClure.
- McClure'ü sen vurdun.
- You shot McClure.
- McClure.
- McClure.
McClure.
McClure.
McClure'ü vurdun.
You shot McClure.
Birisi, Bronze Peacock'da Alvin McClure'ü vurmuş.
Someone knocked off Alvin McClure over at the Bronze Peacock.
McClure mü?
McClure?
Detroit'den birisi Flaherty'ye, McClure'ü vuranı öğrenmesi için Bronze Peacock'daki bir dansçıyla konuşmasını söylemiş.
I heard somebody in Detroit got to Flaherty and told him to start working on a dancer at the Bronze Peacock if he wanted to find out who shot McClure.
McClure'ü, Rico vurdu.
It was Rico who shot McClure.
McClure'ü henüz söylemedilerse bile, şimdi söyleyeceklerdir.
If they ain't squealed about McClure yet, they'll do it now.
McClure davası için onu yakalamışlar, şakımış.
They nabbed him over the McClure business, and he squawked.
McClure, aşağıya bir bak.
McClure, take a look down there.
Üsteğmen McClure gemiye çıkış izni istiyor efendim.
Lieutenant McClure, reporting aboard, sir.
- Şunları bir yere koy McClure.
- Take care of these, will you, McClure?
Konumumuz nedir McClure?
What's our position, McClure?
- McClure, rotamız doğru mu?
- McClure, on our course?
Ne kadar kaldı McClure?
What's the dope, McClure?
McClure, silahlarımızı çıkar.
McClure, get our guns out.
McClure düştüğümüzden bu yana kendi kendine uçmaya çalışıyor.
Yeah, McClure's been trying to do his own flying ever since.
Evet, Bay McClure?
Yes, Mr. McCIure?
Dr. McCIure, Wichita'daki kız kardeşi için davet veriyor.
Dr. McClure is giving a party for his sister from Wichita.
Dr. McClure'un Wichita'da kız kardeşi olduğunu bilmiyordum.
Oh. I didn't know Dr. McClure had a sister in Wichita.
- Dr. McClure'u tanıyor musunuz?
Then you know Dr. McClure? No.
Seni bu şekilde çıkarmaktan nefret ediyorum Willie, ama erken gideceğimize dair Dr. McClure'a söz verdik.
I hate to take you away like this, Willie, but we did promise Dr. McClure we'd be there early.
Joe McClure'a bir bak.
Take a look at Joe McClure here.
Adı McClure. Ona ne diyeyim?
It's McClure, what'll I tell him?
Ne oldu McClure?
What happened, McClure?
McClure, senin sorunun hiçbir zaman teknik öğrenmemiş olman.
The trouble with you, McClure, is that you never took time to learn technique.
Benim dönemimdeki Brown'dan, McClure'dan önce Grazzi'nin sağ koluydu.
He was Grazzi's right-hand man, before Brown, before McClure from my generation.
Ben McClure.
I'm McClure.
Ben McClure.
This is McClure!
McClure'un cesedi nehirde bulunmuş. Defalarca kez vurulmuş.
McClure's body has been found in the river, shot full of holes.
Önce Dreyer, Rita, McClure...
First Dreyer, Rita, McClure...
McClure'u kim öldürdü.
Who killed McClure?
Bayan McClure, kız kardeşiniz büroda.
- Mrs. McClure, your sister's in the office.
- Evet Bayan McClure. Dikkat et kaplan!
Watch it, tiger.
Bir saniye lütfen.
Just a moment, please. A Mrs. McClure calling.
Bayan McClure arıyor.
- You've got to be kidding.
- Bayan McClure, ben- -
- Mrs. McClure, I...
- Bayan McClure sonra konuşacak.
- Mrs. McClure will talk to you later.
Ben Abby McClure, Jake.
This is Abby McClure, Jake.
- Bayan McClure? - Evet?
- Mrs. McClure?
- Bayan McClure? - Gir içeri.
Now you get back in that tub!