Mcginty translate English
223 parallel translation
Sarışın olan McGinty kardeş nerede?
Where's that blond McGinty sister?
Bir dakika McGinty.
Just a minute, McGinty.
Ben bir çocukken, McGinty adında bir kuzum vardı.
You see, when I was a kid, I had a pet lamb, name of McGinty.
Yaşlı adam McGinty'i tencereye atmış.
The old man put McGinty in the pot.
Jüri üyeleri, isterseniz tutuklunun sözlerine - yani bir yürüyüşten dönünce Bayan McGinty'yi asılı bulduğuna ve Polis Memuru Wells geldiğinde ipi çıkartmak üzere olduğuna inanabilirsiniz.
You may choose, members of the jury, to believe the prisoner - that returning from a walk, he found the hanging Mrs McGinty and was about to release the rope when Police Constable Wells appeared on the scene.
Öte yandan sanığın Bayan McGinty'yi paragözlülüğü nedeniyle
On the other hand, you may think the accused intended to cover manual strangulation of Mrs McGinty
Bayan McGinty o gece bir gül takıyordu.
Mrs McGinty wore a rose on the fatal night.
Bayan McGinty'nin özel hayatını polisin gerek gördüğünden daha ayrıntılı inceleyelim.
We can begin by inquiring rather more closely into the private life of Mrs McGinty than the police have seen fit to do.
Bak, Bayan McGinty'nin odasından aldığım
Look, there's the page of the Milchester Gazette
Milchester Gazetesi'nin sayfası.
I took from Mrs McGinty's room.
Düşündüğüm gibi. 862, Bayan McGinty'nin pansiyonunun numarası.
As I thought. 862 is the telephone number of Mrs McGinty's cottage.
Bayan McGinty şantaj yapmış olabilir.
Yes, I think Mrs McGinty may have been one.
Bayan McGinty hepsine katılmış.
Mrs McGinty attended each performance.
Bayan Marple, Memur Wells öğleden sonra sizi merhum Bayan McGinty'nin pansiyonunda gördüğünü bildirdi.
Miss Marple, Police Constable Wells informs me that he observed you this afternoon at the late Mrs McGinty's cottage.
Pekala, bir an için Bayan McGinty'nin aktörlerden birine şantaj yaptığını düşünelim, sadece düşünelim.
All right, Miss Marple, let us suppose, just suppose, that Mrs McGinty was blackmailing one of those actors.
Bayan McGinty ve George Rowton'un katilinin aynı kişi olduğunu.
I am suggesting that the murderer of Mrs McGinty and the murderer of George Rowton are one and the same.
Bayan McGinty'nin katilini biliyorum.
As to who murdered Mrs McGinty, I do know.
Onun Bayan McGinty'nin birikimi değil de şantaj parası olabileceği aklınıza gelmedi mi hiç?
Doesn't it occur to you, Inspector, that it wasn't Mrs McGinty's savings at all, but her pay-off?
Yerinizde olsam Bayan McGinty'nin öldüğü gün ya da öncesinde 100 sterlin çeken olmuş mu diye bu insanların hesaplarını incelettirirdim.
If I were you, I would examine the bank accounts of these people to see if one of them happened to withdraw £ 100, either on or about the time of Mrs McGinty's death.
Bayan McGinty'nin şantaj yaptığı kişinin 1951'de bu oyunun sahnelenmesiyle bir ilgisi olmalı ve Cosgood Tiyatrosu'nda çalışıyor olmalı.
It seems to me that whomever Mrs McGinty was blackmailing must have had some connection with the production of this play in 1951 and is with the Cosgood Company.
Oyuncuların tam listesini aldım ve içlerinde Margaret McGinty adı geçiyor.
I have obtained a full cast list and in it occurs the name of Margaret McGinty.
Dinle, Bayan McGinty öldü!
You see, Mrs McGinty's dead!
- "Bayan McGinty öldü" dediniz.
- You said, "Mrs McGinty's dead".
McGinty adı nedense aklımda kalmış.
The name McGinty's on my mind, for some reason.
McGinty'nin ölüm gününe yakın 100 sterlin çeken olmuş mu?
Well did anyone draw out £ 100 about the time of Mrs McGinty's death?
Bayan McGinty ona şantaj yaptı, o da bankadan parayı çekti, kadını öldürdü, pansiyoner suçlansın diye parayı bıraktı.
Mrs McGinty blackmailed him, he drew out of the bank to pay her off, murdered her and left the money to incriminate the lodger.
Bence katilimiz parayı George'dan Bayan McGinty'ye vermek için, George'un ortadan kalkmasını gerektirecek şekilde aldı.
I think our murderer got the money to pay Mrs McGinty off George Rowton in a way which made it necessary for Rowton to be disposed of later.
İlk kurban, Bayan McGinty de oynamıştı.
Victim one, Mrs McGinty was in it.
Summers'ın, Bayan McGinty'i öldürüldüğü hafta tiyatro Milchester'dayken yemeğe götürdüğünü biliyoruz.
This fellow Summers, we know he took Mrs McGinty out when the company was in Milchester, the week she was murdered.
Driffold Cosgood, Ralph Summers, Margaret McGinty, Rose Kane.
Driffold Cosgood, Ralph Summers, Margaret McGinty, Rose Kane.
Bay Stringer, Margaret McGinty'nin dışında Rose Kane diye bir aktris var.
Mr Stringer, we have here in addition to Margaret McGinty, an actress called Rose Kane.
O arkadaşın soyadı McGinty miydi?
That friend, was her name McGinty?
Maggie McGinty, sarışın, uçarı.
Maggie McGinty, blonde, flighty.
Bayan McGinty bunu öğrenmişti, değil mi?
The McGinty woman found that out, didn't she?
Benesch'i McGinty's Bar'da gördüğünü söyledi.
Well, he says he just saw Benesch in McGinty's Bar.
Onun "Demir Taşak" McGinty olduğunu nereden bilebilirdin?
How could you know that was "Iron Balls" McGinty?
"Demir Taşak" McGinty'nin... tazminatını öde... bir dolar, dokuz sent.
Pay to the order of "Iron Balls" McGinty one dollar and nine cents.
İhtiyar McGinty onu takasla almıştı, sanırım.
Old Man McGinty had got him in a trade, I think.
Elbette, İhtiyar McGinty'i iyi tanıyordum, bu işi yapmak için uğraşmam gerekecekti.
'Course, knowing Old Man McGinty, that was going to take some doing.
Sadece sen ve ihtiyar McGinty.
Just you and Old Lady McGinty.
Affedersiniz. Sakıncası yoksa sırtıma biraz yağ sürer misiniz?
Just you and Old Lady McGinty.
McGinty'lere kim giderse, Bana bir Dr. Pepper gazoz getirsin.
Oh, whoever goes to the McGintys', bring me a Dr Pepper.
McGinty'lerin kanişi çiftleşme dönemindeymiş diye duydum.
I heard that the McGinty's poodle was in heat.
McGinty's'in önündeki üç küçük çukurun orda.
And now the three small potholes in front of the McGinty's.
O gün etrafta olan erkekler, Jefferson, Bud ve şu yaşlı adam, McGinty'di.
The only males around at the time were Jefferson, Bud and old man McGinty.
Hatırlıyorum da Paddy McGinty hastalanıp...
Leprechauns do have their loveable side... Why, I remember when Paddy McGinty's goat was sick with...
Deniz kuvvetleri dördüncü taburdayken McGinty ile olduğumu unutuyorsun. Ve böyle beni tehdit ettiğini bilseydi,... kıçına ikinci bir delik açardı.
You forget that I was with McGinty in the Fourth Marines, and he would personally stomp a mudhole in your ass and march it dry if he knew the way that you was treating me.
McGinty'nin yeri.
McGinty's.
Seninle tanışmak isteyenler var. Belki programdan sonra bir şey içmeye uğrarsın.
I was just having lunch at McGinty's, and some of the guys would really like to meet you, and I was hoping that after your show, you could stop in for a drink.
Genelde, işten sonra McGinty'ye takılıyormuş.
Her name's Maureen Cutler, and she usually goes to McGinty's after work.
McGinty'de öğle yemeği yedim.
- Oh, sure, sure.