Mcpherson translate English
299 parallel translation
- Senatör McPherson.
- Senator McPherson.
McPherson.
McPherson.
Mark McPherson - Long Island'taki şu Babylon kuşatması.
Mark McPherson - the siege of Babylon, Long Island.
McPherson, insanları yüzlerinden tanıyabiliyorsanız, benimkine bir bakın.
McPherson, if you know anything about faces, look at mine.
McPherson, bunu anlayamazsınız ama ben dünyadaki en içten, en nazik ve en sempatik kişi olmayı deniyordum.
McPherson, you won't understand this... but I tried to become the kindest, the gentlest... the most sympathetic man in the world.
- Bu Teğmen McPherson.
- This is Lieutenant McPherson.
Bu bir suçluluk mu yoksa masumiyet göstergesi mi McPherson?
Is that a sign of guilt or innocence, McPherson?
Söyler misiniz, onu niçin o korkunç vaziyette fotoğraflamak zorundaydılar ki?
McPherson, tell me, why did they have to photograph her in that horrible condition?
Ben cinayet bürosundan Teğmen McPherson.
This is Lieutenant McPherson, Homicide Bureau.
O burada, McPherson, hizmetçi kız yani.
Thanks. She's here, McPherson - the maid.
- Günaydın Teğmen. - Merhaba, McPherson.
- Good morning, Lieutenant.
- Bu amma da kalabalık bir delegasyon olmuş, ben sadece seni çağırmıştım Carpenter.
- Hello, McPherson. - This is quite a delegation. I only sent for you, Carpenter.
Ben McPherson.
This is McPherson.
McPherson, hiç çok garip davranışlar gösterdiğini fark ettin mi?
McPherson, did it ever strike you that you're acting very strangely?
Kendine dikkat etsen iyi olur, McPherson, yoksa sonunda kendini bir akıl hastanesinde bulacaksın.
You better watch out, McPherson, or you'll end up in a psychiatric ward.
Mark McPherson.
Mark McPherson.
McPherson bunu biliyor mu?
Does McPherson know that?
Kendi karakterimi incelemekle fazla vakit harcamadım Bay McPherson.
I've spent very little time in observing my own character, Mr. McPherson.
Çok hayalcisin, McPherson.
You're being fantastic, McPherson.
Fikirlerin değişmesinden söz etmişken Bay McPherson buraya gelmeden hemen önce avukatımla görüştüm.
Speaking of changing one's mind, Mr. McPherson... I have just come from my lawyer.
Eee, McPherson sana önerdiğim teklifi düşündün mü?
Well, McPherson... have you thought over the deal I suggested?
Çabuk, McPherson, kelepçeler.
Quick, McPherson, the handcuffs.
Eee, McPherson, Laura'nın yeniden hayata dönmesi sana ne ifade ediyor?
Well, McPherson, what does Laura's resurrection do to you?
Görevini yap, McPherson.
Do your duty, McPherson.
McPherson, Shelby'den şüpheleniyor.
McPherson suspects Shelby.
McPherson ile onun seninle ilgilendiği kadar ilgileniyor musun?
Are you as interested in McPherson as he is in you?
McPherson, kaslı ve yakışıklı biri olmasaydı onun gerçek maksadını saniyesinde anlardın.
If McPherson weren't muscular and handsome in a cheap sort of way... you'd see through him in a second.
Tebrikler, McPherson.
My congratulations, McPherson.
- McPherson.
- McPherson.
Marslının buzunun yanındaki Teğmen Mcpherson hakkında.
It's about Lt. McPherson sitting in there with that thing in the block of ice.
McPherson endişeli.
Report from the front, McPherson has a worry.
İşte Kanadalı Profesör McPherson.
Here is Prof. McPherson of Canada.
Mark McPherson - Long Island'taki şu Babylon kuşatması.
Mark McPherson- - the siege of Babylon, Long Island.
Mosconi mi? Ben cinayet bürosundan Teğmen McPherson.
This is Lieutenant McPherson, Homicide Bureau.
Teşekkürler. O burada, McPherson, hizmetçi kız yani.
She's here, McPherson- - the maid.
- Günaydın Teğmen.
- Hello, McPherson.
- Merhaba, McPherson.
- This is quite a delegation.
Onu oradan alıyor musun yoksa koyuyor musun, Carpenter?
[McPherson] Are you taking it down or putting it away, Carpenter?
Eee, McPherson sana önerdiğim teklifi düşündün mü?
- [Door Opens ] - [ Lydecker] Well, McPherson... have you thought over the deal I suggested?
Görevini yap, McPherson.
[Chuckles] Do your duty, McPherson.
Belki dostumuz bazı eksik noktaları da tamamlayabilir. Ha, McPherson?
Perhaps our friend can weave all the loose ends into a noose.
Bu kadar zahmete girdiğin için üzgünüm, ama ben zaten hepsini aramıştım.
Eh, McPherson? Sorry you went to all that trouble. I've already called them.
Anahtar deliğinden dikiz yapıp, gecenin ortasında insanları Aimee Semple McPherson hakkında ne düşünüyorsunuz diye kaldıran insanlar.
Peeking through keyholes, waking people up in the middle of the night to ask them what they think about Aimee Semple McPherson.
Tutankhamon McPherson, bakıyorum tez gelmiyorsun, havalar uygun olmadığı için mi, yoksa Haziran'ın 13'ü olduğu için mi?
Tutankhamen McPherson, you come not a whit too soon, for is this not the weather fair, or this the Ides of June?
Siz Rahip McPherson olmalısınız? Evet.
Reverend MacPherson?
McPherson'ın evini yıktılar.
They ruined McPherson's shack.
Teğmen McPherson bizi çağırtmış.
Lieutenant McPherson sent for us.
Ha, McPherson?
Eh, McPherson?
İyi geceler.
[McPherson] Good night.
Günaydın.
Lieutenant McPherson sent for us.
Teğmen McPherson bizi çağırtmış.
- Good morning, Lieutenant.