Medine translate English
192 parallel translation
Medine'ye saldırdılar.
They did attack Medina.
Medine'ye 800 km. yakın bir yerlerde.
Anywhere within 300 miles of Medina.
Türkler, Medine'de Arapların tüm azmini tabii eğer vardıysa, havan toplarıyla yok etti.
Their morale, if they ever had any, which I doubt the Turks knocked out of them in front of Medina, with howitzers.
Türklerin Medine'deki topları gibi.
Guns like the Turkish guns at Medina.
Akabe Medine'yle bağlantılı.
Aqaba's linked with Medina.
Onları Medine'den çıkarmalı mıyız?
Do you think we should shift them out of Medina now?
çöldeki göçebelerin üstüne, Medine'li işçilere, Oran'lı görevlilere,
On the desert nomads, on the Medina field workers, on the employees of Oran, on the small wage-earners of Oran,
Taif'te, Medine'de, hatta burada kendi evimde olan bir tanrı. O her yerdedir diyorsunuz ama göremiyoruz.
whom we cannot even see, was supposed to be in Taif and Medina, here in my house, in Jerusalem, on the moon?
zengin ama fazla varlık gösterememiş Medine den bir heyet Onunla Akabe kayalılarında buluşup şehirlerine davet etti. Fitneyi ve iç savaşları önlemek için, bir tek Allah a inanacaklarına söz verdiler.
A deputation from the rich, but self-destroying city of Medina met him by night at the Rock of Agaba asking him to come to them to stand between their factions to mediate their continual quarrels and civil wars
Dünyayı değiştiren bir yolculuk oldu bu Hicret, yada Medine ye göç.
It was a journey that changed the world The Hijrah of flight to Medina
Muhammed bir ulus kurdu bir şehre sahip oldu, barış anlaşmalarına girişti Ve sen İbni Selül, Medine kralı olduğunu söyleyen sen dün gece uyurken krallığını kaybettin! Sen kendi derdine yan Ebu Süfyan.
Muhammad has become a nation, he has received a city, entering into pledges and treaties and you Salool who claim to be king of Medina lost the kingdom last night while you were in bed you should worry about yourself Abu Sufian
Suriye ye bir damla esans satmak için, Medine'den O'nun önünden sürünerek geçmek - Boynuna ip geçirmesi ile ticaretine el atması aynı şey değil mi?
Every time you trade a whif of perfume of the city, you must creep past that man in Medina he is across your merchantile throats as we speak
- Medine'de bir değişikliğe ihtiyaç var.
Medina is worth the conversion Hypocrisy
Medine'de müminleri O'nun yolunu gözlüyor, başına bir şey gelmesinden korkuyorlardı.
At Medina, his followers waited with their welcome ready but in great fear for his journey
Mukaddes şehir Medine'ye hoş geldin Allah'ın Resulü... bundan böyle bu şehir senin!
Welcome to the city of Medina, the blessed, your city, the messenger of god
Bende kal Allah'ın elçisi... evim Medine'nin en güzel evidir. - Bu şerefi bana bahşet.
You will stay with me, messenger of god, I have the best house in Medina you'll give me the honor of keeping you
Kardeşlerim! Bugün her bir Medine'li, her bir Mekke'li ile sarılacak!
Brothers, today a man of Medina will embrace a man of Mecca
Hz. Muhammed'i Medine'deki caminin yanına defnettiler.
They buried Muhammad beside his mosque in Medina
Her yerde olduğunu söylüyorsun, burda, evde,... Taif'te, Medine'de, Yemen'de, Ay'da!
You say that is everywhere, here, at home, in Taif, Medina, Yemen, on the moon!
Peygamberin Medine'ye ayak bastığı gün,... müslümanların Hicri takviminin başlangıcı kabul edilmişti.
And the day when the Prophet arrives at Medina, mark the beginning of the Muslim calendar with the Hegira,
Muhammed artık resmen senin şehrini, Medine'yi fethetti.
Mohammad became a nation, received a city, Medina,
Artık Suriye'ye giden kervanlarınız ya binbir güçlükle, gizlice,... veya Medine'nin yeni liderinin izniyle geçecek Medine'den.
Your caravans will go to Syria only while leaving in secrecy, or after the authorization of the new chief of Medina.
Medine bu fedakarlığa değer.
Medina deserves the sacrifice
Medine öbür tarafta.
Medina is by over there.
Hadi, Medine'nin kuzeyine gidiyoruz.
Let us go to the north of Medina.
Medine'ye hoşgeldin! Ey Allah'ın nurlu peygamberi.
Welcome, Messenger of Allah, with Medina, the luminous one.
Benim evim Medine'nin en güzeli,... ve size en layık olanı, en değerlisidir, eğer kabul ederseniz.
My house is most honourable of Medina, and the worthiest to accomodate you, if you accept it.
Peygamber, Medine'nin göçmen ( Muhacir ) ve yoldaşlarına ( Ensar ),
The Prophet called to the emigrants and to the partisans of Medina :
Medine'deki herkes,... birbirine sarılıp kucaklasın.
That each man of Medina, kiss an emigrant of Mecca.
Medine yahudileri hakkında ne dediğine bak.
Read what he says of the Jews of Medina.
Medine mi burası şimdi?
Are this well Medina?
Ve Medine üzüntüye boğuldu.
And Medina trembled of sorrow.
Mübarek naaşı Medine'deki evinin yakınına defnedildi.
And its saint body were buried in his mosque with Medina.
Medine'de uyuşturucu fabrikası işlettiğini biliyor muydun?
You knew he ran a drug factory in the medina?
Medine'de ki Hans'ın eski ilaç fabrikasında.
Hans's old drug factory in the medina.
Muhammed'in Medine'deki en büyük görevi, bu farklı kültürdeki grupları bir araya getirip, bir topluluk oluşturmak ve bir şekilde uyum içinde yaşamalarını sağlamaktı.
Muhammad's great task in Medina was to try and bring together these various groups, to try and forge a community of believers in a way that would bring people together in a sort of harmony.
Medine'nin kabilelere bölünmüş halkı büyük bir dayanışma içine girer.
To the divided clans of Medina, Muhammad offered a vision of solidarity.
Basit bir hayat ve dini ayinlerle, Müslümanlık Medine'de büyüdü.
As the Muslim community grew in Medina, a life of simple devotion and ritual developed.
Söylendiğine göre ; Hz. Muhammed Medine'de iken, ibadet sırasında
It's said that, while he was in Medina, Muhammad received a revelation, instructing those in prayer to face in the direction of the Kaaba in Mecca.
Kur'an'ın emirlerini Mekke ve Medine'de başarıyla uygulayan Müslümanlar, bunu, global bir şekle getirmişlerdir.
The lessons of the Qur'an, so successful for the Muslims in Medina and Mecca, were playing out on a global scale.
Mekke ve Medine'yi kontrol ediyorlardı.
Mecca and Medina.
" adı, Mekke ve Medine hutbelerinde anılan.
" in whose name the Fridal sermon is read in Mecca and Medina.
Daha sonra Mekke ve Medine'yi gör.
Then go to see Mecca and Medina.
Ve Yesrib bundan böyle Medine olarak anıldı.
Yathrib would henceforth become known as Medina.
Muhammed Medine'ye tehlikeden kaçan biri gibi sığındı.
Muhammad arrives in Medina as somebody who was escaping danger.
Medine Anayasası olarak bilenen bir tür sözleşmeye öncülük etti.
He essentially establishes a pact, an agreement sometimes it's called the Constitution Of Medina.
Medine kuzeyde.
They made the tracks, not I
Medine'den haber var!
News from Medina!
- Muhammed Medine'den yola çıktı.
Muhammad has come out of Medina to attack the great caravan
Medine yasa boğuldu.
Medina fell into despair.
Medine'ye getirdiği için onların orada yaşamasını da sağlama almalıydı.
He now had to make sure they could survive there.