Metron translate English
36 parallel translation
Bizi buraya gönderen Metron, yaratıkları... gezegenin yüzeyinde hammadde bulunduğunu söylediler... silah yapmaya uygunmuş.
The Metrons, the creatures that sent us both here, said that the surface of the planet provides the raw material to construct weapons.
Ama Metronlu burada silah bulunduğunu söylemişti... bulabilirsem.
Yet the Metron said there would be weapons, if I could find them.
Tabii Metronlunun bahsettiği silahı bulursam ama çok az zamanım var.
Unless I find the weapon the Metron mentioned, I have very little time left.
Metronlu mu?
The Metron?
- Sen bir Metronlu musun?
You're a Metron?
Sen o ilkel topunla ateş edince, görüntüyü kaybettik.
After you touched off your primitive cannon, captain, we lost the picture the Metron was sending us.
Hadi Metron, önün açık!
Come on, Metron, you're in the clear!
Öğretici Nover Jason, Metron, Tavşan, Terra ve Tug'ı derhal köpek ininde görmek istiyorum.
Tutor Nover, I would like to see Jason, Metron, Rabbit, Terra and Tug on the dog block immediately.
Metron gizemlere dalıyor.
Metron admits to mystery.
Hey, Metron, buraya at!
Hey, Metron, pass it over here!
Metron, neden topa vurmayı denemiyorsun?
Metron, why don't you try to hit the ball?
- Bunu açıklayabilir misin Metron?
- Can you explain this, Metron?
Metron, sen yetimhanede kalmalıydın.
Metron, you should have stayed at the orphanage.
- Bu Metron.
- This is Metron.
- Metron.
- Metron. Tug.
Onları 40 metron kadar izledik.
We tracked them spinward, 40 metrons.
Yaklaşık 10 metron.
About 10 metrons.
Neutrino Yolu'ndalar, 18 metron kaldı, yaklaşıyorlar.
Neutrino Drive, 18 metrons and closing fast.
Büyücü'nün enerji sahasının engelini aşmak istiyorsak eğer yirmi metron ileride olmamız gerek.
Twenty metrons forward if we want to break through the barrier of the Sorceress's force field.
Bu yöne doğru 20 metron.
Twenty metrons poleward.
Metron Birliği ile antlaşma imzaladıklarından beri!
Since they signed an agreement with Metron Consortium!
Metron Dükü de, Lord Edgware'in ölümünün sevdiği Leydiyle evlenmesinin önünü açacağını biliyordu.
The Duke of Merton also knew that the death of Lord Edgware would allow him to marry the lady that he loved.
Sekiz yıl önce, Metron Eczacılık'da tıbbi bir deney başlatmış.
Eight years ago, he supervised a medical trial over at Metron Pharmaceuticals.
Metron, araştırmayı bitiremeden kapatılmış.
Metron was shut down before they even finished their research.
Metron Lionel Luthor'un.
Lionel Luthor owns Metron.
Metron'u araştıracağım, babamın meşhur cesetleri sakladığı yeri.
I'll look into Metron, see where my father's hiding the proverbial bodies.
Metron'daki laboratuarı biliyorum.
I know about the lab at Metron.
Neydi, Metron muydu?
What, Metron?
Jestini takdir ettim, ama sana söyledim, Metron'daki laboratuarla bir ilgim yok.
I appreciate the gesture, but I told you, I had nothing to do with the lab at Metron.
Metron laboratuarındaki Dr. Teng ve ekibinin öldürülmesiyle hiçbir ilgim yok.
I had nothing to do with the murders of Dr. Teng and her team at the Metron lab.
Metron Laboratuarındaki cinayetleri üzerime yıkmak istedi, ben de federallere gittim ve bir anlaşma yaptım.
He tried to pin the murders at Metron Labs on me, so I went to the feds... and I cut a deal.
Metron Eczacılıkta koruma görevlisi.
He plays watchdog for the old Metron Pharmaceuticals building.
Metron, bilimci ve vakanüvis.
Metron, scientist and chronicler.
Pekâlâ Metron.
Well, Metron,
Sen, Metron!
You, Metron.
Huşu et, bu Kaynak Duvarı.
METRON : Behold the Source Wall.