Mining translate English
1,387 parallel translation
Maden kampına gitmeliyiz.
We must go to the mining camp.
Terk edilmiş maden kampı.
Abandoned mining camp.
Bir tür maden kompleksi gibi.
Looks like some kind of mining complex.
Gammadan Maden Tesisi'nde ki jeneratör patlaması.
A generator explosion at the Gammadan Mining Facility.
Maden tesisi gibi görünüyor.
Sounds like a mining operation.
Madencilik operasyonları şefimiz... Grenna sistemine gitti...
Our Chief of Mining Operations has gone to the Grenna system...
Madencilik operasyon şefi... Telsius Prime'un.
He's Chief of Mining Operations on Telsius Prime.
Madencilik koloninizi ziyaret eden geminin taramaları olduğunu söylemiştiniz.
You said you had scans of the vessel that visited your mining colony.
Ben madencilikle ilgili rüya gördüm.
I dreamed about mining.
- Madencilik ile tüketilmiş bir grup gezegen.
- A group of planets depleted by mining.
- SG-14 orada pekçok gün kaldı, bir Goa'uld maden görevini gözlemlediler.
- Well, SG-14 spent several days there..... observing a Goa'uld mining operation.
Mayın mı döşüyoruz? Hayır.
Are we strip mining?
Jüpiter, erkek bebeklerin alınıp Lee Vilensky adında bir adama satıldığı değerli bir maden gezegeni.
Jupiter's a very wealthy mining planet, where infant males are taken and sold to a man... named Lee Vllensky.
Maden açıkken iyi para kazandım.
When the mining was on, I made good money here.
İşte size, suratlarına ağır madeni bir aletle defalarca patlatılması gereken bi grup daha,
Here are some more people who ought to be smashed across the face repeatedly with a piece of heavy mining equipment,
Mühendis değilim
I'm a palaeontologist, not a mining engineer.
Eski bir maden gezegeni olmalı.
Must be an old mining planet.
Maden tünel sisteminin içindeyiz. Bakalım dışarıda ne var?
I mean, we're inside a system of mining tunnels, so let's see what's out there.
Sonsuzluk mercan adasında maden çıkarma girişimim robo-metres üretme tesisim, kendi kurduğum din.
My strip-mining venture on Infinity Atoll, my Roboto-Courtesan manufacturing plant, the religion I founded.
Otomatik ATC merkezine göre geriye kalan tek yerleşim birimi burası. Maden karakolu için cevher işleme birimi olarak kullanılıyor.
Well, according to the automated ATC Center, this is the only real settlement left, and it's really just an ore-processing center for the mining outpost.
Cory'le madencilik şirketi pek anlaşamıyorlar diyelim.
Cory and the mining company don't get along too well, that's all.
Uh, hayır, aslında, Bir kazı operasyonu düşündüm.
Uh, no, actually, I had in mind a mining operation.
- daha iyi bir yer yapacağına dair sözler verdi.
- make it more than an old mining town.
Bir çeşit veridium izotopuna sahip bir maden çıkarıyorlar.
They're mining some kind of veridium isotope.
Dukanın altındaki madencilik....... ekipmanlarını oradan çıkardık.
We've removed the mining equipment from under the shop.
Seninle çıkmaya başladığımdan beri saplantı ve evhamdan başka bir şeyim olmadı.
The person who bought the mining rights is the same person who stole Mrs Bronson's brooch.
Yüzlerce EMH Mark-1, saygı görme dışında her konuda benimle aynı... aşağılık bir hizmetçiliğe mahkum edildiler- - kablo kanallarını temizleme, dilityum madenciliği.
Hundreds of EMH Mark-1's, identical to me in every respect, except... they've been condemned to a menial existence- - scrubbing conduits, mining dilithium.
Devam eden bir maden operasyonumuz var.
We have a mining operation in progress.
Maden patlayıcıları.
Mining charges.
Bir gezegenimsinin maden çıkarma hakları için kavga ediyorlar.
They're fighting over the mining rights to a planetoid.
Beş devreyi bir budong maden işletmesinde harcadım
Five cycles I spent on a budong mining operation
Afrika'da elmas aramasıyla ilgili hikayeyi dinledin mi?
AND DID YOU HEAR HIS STORY ABOUT MINING DIAMONDS IN AFRICA?
Yukarıda da film projektörü vardı, orada reklam falan oynatılıyordu. İnsanların tepkisi ölçülüyordu. Dichter, insanların ürünler hakkındaki gizli psikolojik isteklerini bulmak için bilinçdışını araştırma yöntemleri icat etti.
And he had a movie projector up there where you could show advertisements and things like that, and people could react to them and he invented the whole technique for mining the unconscious about the hidden psychological wants that people had about products.
ÇÜNKÜ, LİMİTLER DIŞINDAYIZ
We're not hitting their oil supply, major power plants, rail links to China. We're not mining the ports, hitting the dikes...
İstihbarat taramaları dilityum madenciliği ve ağır silah imalatının varlığını kanıtlamış olsa da Reman anavatanı hakkında hemen hemen hiçbir şey bilinmiyor.
Almost nothing is known of the Reman homeworld although intelligence scans have proven the existence of dilithium mining and heavy weapons construction.
Hepsi senin bilmem ne maden hisseleri alman yüzünden.
.. because you invested in some other mining stock..
- Ben olmasam senin için tetiği kim çekerdi Frankie?
Forget mining the harbor. Now, who's gonna pull the trigger, Frankie? Hey?
Maden işçiliğinde çalışacağını biliyordun zaten.
We moved for the work in mining.
Basra yoluna mayın döşüyorlar.
They're mining the roads to Basra.
Orada sadece bir tür bakteri yok, bu bir topluluk yada birliktelik, yada simbiyotik ilişki ile yürüyen bir bakteriler demeti. Kazarak veya kopararak aldığımız bu buzul görünümlü maddeler aslında pas damlataşları.
It's not just one type of bacteria down there, it's a community or consortia so it's a whole bunch of bacteria working in a symbiotic relationship by mining or taking the elements out of the steal and they're using it
Andromeda Coscota'dan bir veri dosyası aldı. - Maden kolonisi mi?
Andromeda just received a datafile from Coscota. the mining colony?
Gezegende madencilik yapıp her şeyi küle dönüştürüyorlar.
Strip-mining the planet and reducing it to ash.
Ve Pennsylvania'ya, Carbon Creek isimli eski bir madenci kasabasına gitmişsin.
You went to an old mining town in Pennsylvania, Carbon Creek.
Görünüşe göre, Vulcanların onlarla bir maden anlaşması var.
Apparently, the Vulcans have a mining agreement with them.
Bu bir ürün Kendi maden operasyonlarından
It's a by-product of their mining operation.
Kuyruklu yıldızda madencilik.
Wow. Mining a comet.
Madencilikten daha güvenli bir meslek yoktur.
Yes. There's no safer occupation than mining.
1868'de bir maden münakaşasında derisi 4 adam tarafından yüzüldü.
He was skinned himself... back in 1868... by four men in a mining dispute.
Kera Pulau'daki maden çıkarma imtiyazı sınırların ötesine taşmış.
The mining concessions at Kera Pulau have been trespassing outside their boundaries.
Dinle, çok düşündüm ve konuşmamız gerekli.
You'll never pass the DNE test, and even your lies won't be enough. But Brock, if you didn't buy the mining rights, then who did?
WHEELER DİĞERLERİ
Wheeler, the other Chiefs and Walt Rostow all advocate hitting the remaining targets in Hanoi and Haiphong and mining and bombing the harbors.