English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ M ] / Mite

Mite translate English

270 parallel translation
Sanki bu gece dispeptik olacakmışım gibi içimde bir kurtçuk hissediyorum.
I feel just a mite as though I'd have a little dyspepsia tonight.
- Bu gruba ufaklıkları mı aldılar?
- Oh, yeah. - Could you spare a mite of that grub?
Aşağı yukarı 20 yıldan beri avukatlık yapmadım o zamandan beri resmi gazete almadım, biraz paslanmış olabilirim.
I haven't practiced in nigh unto 20 years... not since I took over the Gazette, and I may be a mite rusty.
Korkmuşa benziyorsun.
You look a mite bit peaked.
Biraz huysuz olabilirler.
They're a little mite tough.
Olaylara daha olumlu bakın. Hayatın tadını çıkarın.
Take things a mite easier.
- Onun epeyce kan kaybettiğini sanıyorum.
- I reckon she's lost a mite of blood.
Biraz kenara çekil, bakalım.
Well, move over a mite.
O sana bir zerre bile sorun olmayacak.
He won't be a mite of trouble to you.
Bari bunları kurtarmaya çalışalım, kurutalım biraz.
Keep turning them so's they all get a mite of heat.
Eğer birazcık his varsa...
If you had a mite of sense...
Ver bakalım şu yağı.
Hand over the pot. We'll slick him up a mite.
Bir şeyden emin olabilirsin, Bob Hightower o küçük yavruyu asla ben ve Perley'den daha iyi birilerine emanet edemezdin.
One thing you can count on, Bob Hightower... you couldn't find better hands to leave the little mite in... than Perley's and mine.
Senden az daha hızlı diyebilirim. Çok az daha hızlı.
I'd say he's just a little faster, just a mite faster than you was.
Birçok şeyde daha hızlısın.
A mite faster about a lot of things.
Biraz kalmıştı. Ama lezzetli yemek yapmak zaman alır.
Got a mite of that left, but it takes time to cook up a tasty meal.
Biraz fişek ve un eksiğimiz var.
We're shy some cartridges, flour, and a mite of salt.
- 136 kilodan biraz fazla var.
- A mite less than 300 pounds.
Ölümden bahsedemeyecek kadar zavallısın.
You're a mite late to talk of dying.
Sanırım sizin gibi bir bayana biraz acayip görünüyorum.
I reckon I do look a mite strange to a lady like you.
Beni de biraz uyku bastı.
I am getting a mite sleepy at that.
Buharlı gemiye binmemizi sağlayacak kadar var.
Enough for the steamboat with a mite left over for seed.
Ama biraz daha ufaklar diyebilirim.
But I'd say a mite smaller.
Biraz bol gelebilir ama iş görür.
A mite big, maybe, but it'll do the trick.
- Acimaya baºliyor biraz.
- It's beginning to kick up a mite.
İçimde bir zerre merak ve dev gibi bir inanç var.
Well, I got a mite of curiosity and a heap of faith.
Efendim, eğer öyleyse, sizin gibi dini bütün bir adamın neden keyifsiz olduğunu anlıyorum.
Now, sir, if it's like that, I don't wonder at you, a religious man... being a mite downcast.
Kadın olmasına hiç şaşırmadım.
I wouldn't be a mite surprised if it was.
Sonra biraz soğumuş hücreler ve diğer şeyler büyümeye başlamış.
Then it cooled off a mite and cells and things began to grow.
Zavallı civciv sefil hayatını yaşa bakalım Tanrının hepimizin yaşamasına izin verdiği kadar
Poor mite, live out your miserable life as surely as God allows us all to live
Ben, Rachel konusunda çok hassas.
- Ben's a mite touchy about Rachel.
Bu, zavallı çocuğun yüzüne biraz renk gelmesini sağlayacaktır.
This will soon put some color... back into her cheeks, poor mite.
Mesela, eyaletinizden almakta olduğunuz hiçbir sosyal yardımı alamayacaksınız.
They're on private property. Would you get back a mite? - They're trespassing.
Şimdi beraber laflayabiliriz.
Now we can converse a mite together...
Bana sesi biraz kızgın geldi.
That fella sounded a mite upset, didn't he?
Kendini ihmal etmiş bir kene gibi görünüyorsun.
You look a mite neglected yourself.
Beyaz tenli, değil mi?
Mite lighter, ain't he?
Karım tam bir İskoç'tur.
My wife's a mite Scottish.
Parçaların departmandan alınmasına yardım edebilirim.
I could be a mite helpful in the parts department.
- Şey, genç kız bu günlerde....... sarılmak, el ele tutuşmak, öpüşmekten daha değerli şeyler bekliyorsa.
Well, a young lady's lookin for a mite more these days... than hugging'and holdin and kissin'.
Espriyi severim, çocuklar ama biraz kötü olduğunuzu düşünüyorum.
I appreciate humor, boys but I'm beginning to think you're cutting it a mite thin.
Yerinde olsaydım, oraya gitmek için daha fazla endişe ederdim.
If I was you, I'd be a mite more anxious to get there.
Bize biraz konukseverlik göster.
You're going to give us a mite of hospitality.
Hey, omuzlarının çevresi de biraz eksik olmuş olmalı, ha?
Hey, he must've been a mite skimpy around the shoulders too, huh?
Biraz dengesizler değil mi baba?
He's a mite skittish, isn't he, Father?
Ezra, bizi hiç iyi karşılamadı.
Ezra always was a mite stand-off.
Birazcık değerli bir şey gibi sanki.
Sounds a mite precious.
İpin yanlış tarafındayken bunu yapman zor olabilir.
A mite hard to do from the wrong end of a rope.
White Hand bu konularda gayet iyidir.
White Hand's gonna have to work a mite harder than he figured.
Sürü iyi ama biraz yaşlı. Bu yüzden etleri biraz kart olur.
Good stock, but a bit old, i suspect a mite on the tough side.
Zavallı küçük bebek.
Oh, the poor little mite.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]