Mmhmm translate English
372 parallel translation
Mm-hmm.
Mmhmm.
- Geliyor musunuz?
- Frost, you good to go? - Mmhmm.
- mm-hmm.
Mmhmm.
Evet, sadece gereksiz şeyler bir de seyahat ve tatil dergisi.
Mmhmm yeah it was just junk. And a travel and leisure magazine.
- Mmhmm.
- Mmhmm.
Şüphen olmasın.
Mmhmm. For sure.
Sağ ol.
- Thanks. - Mmhmm.
Mmhmm.
Mm-hmm.
Sağ yan kapı.
Mmhmm. Right next door.
- Hı hı.
- Mmhmm.
Pekâlâ.
Mmhmm. Okay.
- Bir yere mi gidiyoruz?
Mmhmm. - We're going somewhere?
Görüşürüz.
Mmhmm. - Bye. - Ha!
Sahiden mi?
- Really? - Mmhmm.
Suratıma tekme atan var ya eğer bir fırsatını bulursan taşaklarından vur.
- The one who kicked me in the face... - Mmhmm... If you get the chance shoot him in the nuts.
- Öyle mi?
Is he? Mmhmm.
Öyle mi?
Really? Mmhmm.
Aynen.
Mmhmm- -
İkinci kalp ha?
Second heart? Mmhmm- -
Değil mi, tatlım?
Isn't that right, honey? Mmhmm.
Mmhmm.
Mm-hmm. ( Latch clicks )
Eğlenceli olacağını düşündüğümden direkt olarak ona sordum.
Mmhmm. Well, I thought it'd be funny, so I asked personnel,
- Bu adamları tanır mısın?
- You know these guys? - Mmhmm.
Ve onun erkek arkadaşı.
Mmhmm- - And her boyfriend.
Gerçekten mi?
Really? Mmhmm- -
Mmhmm, Ayrıca favori succubusumsuz bir sabah el değmemiş bir mimozayı uyandırmak gibidir.
Mmhmm, plus a morning without my favorite succubus would be like waking up to a virgin mimosa.
Mmhmm- - Hey.
Mmhmm- - ( knocking ) Hey.
Mmhmm- -
Mmhmm- -
Mmhmm.
Mmhmm. ( laughing )
Pantolonları giymen gerek, çünkü pantolonları giymek önemlidir, değil mi?
You gotta wear pants, because that's important, right? Mmhmm.
Öyle mi, kim tutuklayacak?
Mmhmm, by who?
Şu laf da hiç eskimiyor değil mi?
Ah, that never gets old, does it? Mmhmm.
John beni viskiyle tanıştırdı.
John has introduced me to scotch. Mmhmm.
Giselle ve ben üçüncü bir kişiyle birlikte olmayı konuştuğumuzda işler yolunda gitmezse ilişkimizle ilgili bazı sorunlar çıkabileceğini biliyorduk.
Mmhmm. We knew there could be issues with the relationship if it didn't work out right.
Şüphelerim vardı.
Mmhmm, I had my suspicions.
- Ama, tek yapması gereken "Sen harikaydın" kısmını söylemekti.
- But, all she had to get to was say, "you were perfect." Mmhmm.
Çocukluk hiperaktivite ile ilgili terapileri araştırıyorduk da.
We were researching therapies in pediatric hyperactivity. Mmhmm.
Çünkü son sekiz ay boyunca, her gün buradaydım ben.
'Cause I've been here for the last eight months, every day, okay? Yeah, mmhmm.
Ali tamamen öne çıktı.
Ali has stepped up to the plate 100 %. Mmhmm.
Çünkü Glee için stüdyoda olması gerekiyormuş.
She's really sorry she can't be here, but she has to do recording on Glee today. Mmhmm.
Pes etmiş gibi duruyorlar.
They just looked defeated. Mmhmm.
En iyi haftamda olmadığım apaçık, hatta en zayıf haftamdaydım.
It definitely was not my best, and I feel like it was actually my weakest. Thus far in the video. Mmhmm.
Bir Amerikan klasiği.
It's an American classic. Mmhmm.
Mmhmm.
Mmhmm.
Mmhmm.
Mmm-hmm.
Mmhmm.
Mm-hm.
Endişe etme.
Mmhmm.
- Bana doğruyu söylemek istiyorsun.
Mmhmm. You want to answer me truthfully.
Kanser tedavisi için.
Mmhmm. It's for my cancer treatments.
Birden bir ses.
Mmhmm.
Evet.
Remember how I said I could eat a bazillion yogurts? Mmhmm.