Mutual translate English
2,289 parallel translation
Vaftiz sırasında kutsallığına kattığı sizleri şimdi güçlendiren ve özel bir bağla bir kez daha takdis etmektedir ki evliliğin gerekli sonsuz bir sadakatle yerine getirelim.
He has already consecrated you in baptism. And now he enreaches and strenghten Jew and a special sacrement. So did you may assume the duties of marriage in mutual and lasting fidelity.
Maliye'de ortak dostlarımız var.
We have some mutual friends over at the IRS.
Bir gorille bakışmanın diğer bildiğim tüm hayvanlarla bakışmaya göre çok daha fazla anlam içerdiğini söyleyebilirim.
There is more... meaning, and... mutual understanding, in exchanging a glance with a gorilla, than any other animal I know.
Hangi şubeyi kullanıyorsun?
Where do you bank? Dade Mutual.
Dade Mutual. Her alanı görüntülememiz gerek, Eric.
Eric, we need to get the photograph to every branch.
Kendisi, Dade-Mutual Şubesi'nde olmalı.
She must be at a Dade Mutual branch.
Kenny Griffin'le bir yıl önce tanıştım bir ortağı aracılığıyla...
I first met Kenny Griffin a year ago... through some mutual...
Resmî olarak, karşılıklı bir anlaşmazlık yüzünden istifa ettim.
Officially, I left because of a mutual disagreement.
Görünüşe göre ortak bir tanıdığımız varmış,
Turns out we have a mutual acquaintance,
Hidrojen bombası, müşterek inançlı yıkım, bir ayrılık.
H-bomb, mutual assured destruction, a standoff.
İnsanlar ortak bir anlayış hedefinde birleştiler.
People keep scrambling for a road to mutual understanding.
Hayatta kalabilmek için de bunu yaparken de karşılıklı anlaşılabilecekleri bir bilinç bulma çabası ile karşılaştıkları herşeye bağlanıyor ve onlarla bir oluyorlardı.
Maybe they're looking for a way to survive... It seems like they're seeking mutual understanding through connecting and becoming one being.
Onun da tanıdığı ortak dostumuz varmı kontrol ederim diye düşündüm.
Thought I'd check in on our mutual friend, see what he knows.
Ortak arkadaşımız Joey Quinn seni araştırmam için beni tutmuştu. Bir şeyler bulduğumu öğrenmişsin sanırım.
'Cause our mutual friend, Joey Quinn, hired me to look into you, and I guess you know I found out some things.
Ortak bir sorunumuz var.
We have a mutual problem.
- Duygularımız karşılıklı. Şimdi bir düşün, Dan.
The feeling's mutual.
Karşılıklı sorumluluk gibi. Karşılıklı saygı gibi.
Like, uh, mutual responsibility, mutual respect.
Rehberi açtın mıydı, bu onun tanıdığı, bu bilmem nesi derken bulunur tabii.
Once I open my directory. We could find them through mutual acquaintances. Sure.
Bu anlaşma, açlığın tetiklediği iki ilginç günlük göçün nedeni.
A bargain that drives two remarkable daily migrations of mutual hunger.
Koreografisini hormonların yaptığı, karşılıklı bir baştan çıkarma dansı başlıyor.
And a chemically choreographed dance of mutual seduction begins.
Sanırım karşılıklısınız.
I suspect it's mutual.
"İki erkek makak yalanıyorlar."
"Two male stump-tailed macaques in mutual fellatio."
Ortakça- - Paylaşıyorlar.
Mutual... They're sharing.
Her ne sebepleyse bu varlıklar, görüldüğü kadarıyla karşılıklı alınmış topyekun bir anlaşma içindeydiler ; yeryüzünü İslamiyet'ten sonra,
For whatever reason, these guys seem to have followed a mutual, collective agreement that they'd withdraw from the earth after the time of islam, the new testament in the Bible, etcetera, etcetera.
Bugün burada beş yıllık evliliklerine bir son verecek olan Mang Guo and Xiangshan'ın... boşanma törenleri için toplandık.
Today we gather to witness our mutual friends. Mango and Xiangshan to end their 5-year marriage and turn from husband and wife to friends.
O halde hemfikir olduğumuzu kabul edebiliriz.
Well, then, we shall consider it a mutual understanding.
- Tanıştığımıza memnun oldum.
- Feeling is mutual.
Bu yıldızlar birbirlerine karşı aynı durumda ve ilişkidedirler.
These stars remains unchanged mutual position.
Sohyeon ve benim aramda derin bir dostluk ilişkisi vardı.
There was deep and mutual friendship between Sohyeon and me.
Karşılıklı bir yanlış anlaşılma oldu ve bu sorunu çözdük.
There was a mutual misunderstanding, and we dealt with it.
Yani demek istediğim karşılıklı saygı içerisinde demek istediğim...
What I'm saying is... With all the mutual respect we have for each other, would I dare try to...
Sen de güvene dayalı anne-kız ilişkini kurtarırsın.
You get back a mother daughter relationship based on mutual trust and viola!
Anlaşarak ayrılmıştık.
It was a mutual thing.
Bana anlaşarak ayrıldığımızı söylemişti.
I mean, she told me it was mutual.
Ulusumuzun, dostluktan daha güçlü bir bağ ile kenetlenmesi her iki taraf içinde çok yararlı olacaktır.
It would be to our mutual advantage, that our nations be united by a bond stronger than friendship.
Karşılıklı sözleşme feshi için bir anlaşma sağlayacağım.
I'm working on a press release saying it was a mutual parting.
Tanıştıktan sonra arkadaş olarak kalmayı ikimiz birden istedik, bunu biliyorsun.
We put each other in the friend zone. It was mutual. Let's be honest with ourselves.
Hislerimiz karşılıklı Ed.
Oh. Feeling's mutual, Ed.
Acı çekmen iyi olacak
The mutual suffering is highly commendable. Fucked up psycho killers handle it well.
Henry tek hak sahibi olacak. Harçlığının yüzde 50'si teknoloji şirketleri fonlarına yatırılacak.
With Henry as sole beneficiary, 50 % of his stipend will be invested in blue chip mutual funds.
Karşılıklı olarak küçük görmeler olduğunu düşünmeliydim.
I should have thought that there was a mutual contempt.
- Aslında isminizi SAS'taki ortak bir arkadaştan aldık.
Actually we got your name from a mutual friend in the SAS.
Evliliğiniz.. dürüstlüğe ve saygıya mı dayanıyor?
Is your marriage based on honesty, and mutual respect?
Bu yüzden, BrownStar Sigortacılık, üç yıl üst üste Amerikan Müşterek Sigortacılar Topluluğu tarafından saygın İki Elmas Ödülü ile ödüllendirilmiştir.
It's the reason that BrownStar Insurance has been awarded the prestigious Two Diamond Award from the American Society of mutual Insurers for three years running.
Eğer Wisconsin veya Minnesota'da yaşıyorsanız Top Notch Mutual, sigorta ihtiyaçlarınızı karşılar.
If you live in Wisconsin or Minnesota, Top Notch Mutual has your insurance needs covered.
- Hisler karşılıklı.
- Feeling's mutual.
Hisler müşterektir.
The feeling is mutual.
İkincisi, toplumdaki her bireyin bir bütün olarak sağlık, refah ve huzuru için birleştiği bugünde,... bu iki insanı ebediyen kutsayarak burada birbirlerine bağlıyorum.
Secondly, for the mutual society, health and comfort that the one ought to have of the other in prosperity into the which holiest state these two persons here present come now to be joined.
Bizim ortak bir arkadaşımız var.
We, um... We have a mutual friend.
Ortaklaşa bir karardı ama bu yüzden benden nefret etti.
It was a mutual decision, but she hated me for it.
Karşılıklı güvene ve ihtiyatlı olmaya bel bağlıyoruz.
We depend on reliable mutual and discretion.