Mühteşem translate English
17 parallel translation
O mühteşem macerayı aramakla.
Searching for that greatest adventure.
Babanız mühteşem bir aşcı.
Your father's a great cook.
Mühteşem duvarlara bu ani ilgi nerden çıktı?
Why this sudden interest in the Great Wall?
Bu şeyde gerçekten mühteşem oyunlar var.
You've got some really great games on this thing.
Mühteşem iki hafta.
Two great weeks.
Mühteşem getoda yaşamam gerekiyor biliyorsun.
You know I got to live ghetto fabulous.
Mühteşem bir dönüş
- A great comeback.
* [Mühteşem Jack'den tüm alacağın budur.] *
"That's what you get from Cracker Jack"
Mühteşem!
Awesome!
Oh, bunlar ne kadar mühteşem çatallar, iki dişliler. Eskiden bunlardan babamın da vardı.
Oh, there are some splendid forks here, two-pronged, quite like the ones my father used to have.
Mühteşem bir çekiş gücü olan bir araba, inanılmaz beygir gücü olan, - Ne kadar beygir gücü?
A car with clutch, horsepower By how much horsepower?
Ne mühteşem bir görüntü olurdu.
What a magnificent sight it would be.
Tamam, ahbap, şimdi mühteşem sonuç çıkarma yeteneğimi kullanma zamanı.
- Okay, dudes, let's use our awesome deduction skills.
Birlikte, mühteşem şeyler başarabiliriz.
Together, we can achieve great things.
Ay'da mühteşem bir yalnızlık gördüm.
On the moon I have seen magnificent desolation.
Burada bulunan o tüm mühteşem imkanlara ne oldu?
What happened to all the glorious possibility he found here?
Kat mühteşem görünüyor.
Kat looks stunning.