Mırıldanma translate English
67 parallel translation
- Mırıldanma ile de bitti.
- And ended up by humming.
Orada oturup huysuz bir güvercin gibi mırıldanma.
Don't sit there crooning like a bilious pigeon.
[Mırıldanma]
[Muttering]
Sevgilim, mırıldanma.
- Darling. - Hm? Don't hum.
Lütfen o melodiyi bir daha mırıldanma.
Whatever you do, please don't hum that tune anymore.
Lütfen o melodiyi mırıldanma.
Please remember, don't hum that tune.
Mırıldanma.
Don't mumble.
- Bir mırıldanma duyduğumu sandım.
I thought I heard a murmur.
"Bunu söyleyen kocandı." Sonra bocalamaya başladı. Sadece güzel el yazısını taklit ettiğini söyledi. Tüm salonu bir mırıldanma aldı.
There were people there on both sides, both for and against me, but they all felt sure the judge would ask for further inquiry into how well she could imitate handwriting.
Geceleri gitar ve sabahları mırıldanma mı?
Guitars at night, humming in the morning?
[Mırıldanma]
( HUMMING )
[Mırıldanma]
Dd [Humming]
[mırıldanma]
[Murmurs]
[Mırıldanma]
[Murmurs]
[Mırıldanma]
[Moaning]
[Mırıldanma]
[Murmuring]
- Yani genel bir mırıldanma mı? - Evet.
- You mean, it's just a general murmur?
Mırıldanma.
- Yeah. Murmur.
[Mırıldanma]
[Mumbling]
Bu mırıldanma beni hep çıldırtırdı.
That mumbling has always driven me crazy.
Mırıldanma da.
WITHOUT THE SMILING AND THE HUMMING, I MAY BE FORCED TO SKIP.
Mırıldanma ve sırıtma olmazsa, sıçramak zorunda kalabilirim.
PLEASE DON'T. I CAN DO IT.
- Üzgünüm usta ama sonraki sayfa tamamen mırıldanma, gıdıklama ve kucağa oturmalarla dolu. Oyuncu olarak kesinlikle sınırlarımda olmayan üç şey.
Sorry, but the next page consists solely of cooing, tickling and lap-sitting three things definitely not in my range as an actress.
Ve kahrolası aşk şarkılarını da mırıldanma.
And stop with the fucking love songs.
Kilisedeki o mırıldanma hepsinin sebebi buydu.
Your coming for the interview, humming that tune in this church... all this has happened for a reason
Sadece kulağıma şarkı mırıldanma tamam mı?
Come on, loosen up, relax! Just don't sing in my ear, all right?
Başlangıçta fark edemiyorum bile. Sonra sesler bir mırıldanma haline geliyor. Bu mırıldanmalar sanki sağır dilsizler arasında geçen...
At first I ignored... then the rumor becomes murmur... and the murmur becomes hushed conversation.
Mırıldanma.
Humming.
Eric, mırıldanma.
Eric, don't mumble.
Ve Tanrı aşkına mahkemeden önünde mırıldanma.
And for pity's sake, don't mumble before the court.
Ama aslında insanlar benim mırıldanmalarım için izlemeye gelirler. - Mırıldanma mı?
But the people who come to see me are there for the croonies.
- Mırıldanma gibi.
The mellow croonies.
Charley, mırıldanma.
Charley, don't mumble.
Mırıldanma gerçekten garip.
Humming is really strange.
[Mırıldanma kesilir]
[Humming ceases]
Kendi sesini bir çığlık ya da mırıldanma olarak tarif eder.
Sinatra has replaced Elvis as his favorite singer. He describes his own voice as a scream or "a sick croon".
Başta sadece mırıldanma şeklindedir. Hecelerin yerlerini değiştirir. Bir nevi argoda yapıldığı gibi.
At first it's only babbling, inverting syllables as in back slang, if you want.
Mırıldanma yüzünden kedi olmalı. - Öyle mi?
Yes, but it's got to be cat because of "purrful."
Tüm çabalarıma rağmen, aile yemeğimiz mırıldanma ve homurdanmalarla kazasız belasız sona erdi.
So despite my best efforts, family dinner had wheezed and choked itself to a final, undignified death.
Vallahi, efendim, ben bir mırıldanma duydum, ona uyandım.
Upon mine honour, sir, I heard a humming, which did awake me
- Mırıldanma Jesse.
- Don't mumble, Jesse.
- Sakın ama sakın şarkı mırıldanma.
Do not sing or hum a tune in the shower, never!
Mırıldanma konusundaki tavrımı biliyorsun.
You know how I feel about the mumbling.
Bu ses rüzgârın sesi ya da yağmurun sesi ya da dostunun sesi ya da kendi iç sesin olacak ya da kuşların veya dalgaların sesi ya da arka plandaki anlamsız bir mırıldanma olacak.
And the voice could be the wind speaking, the rain, a close friend, or your own inner self. The humming of birds, the sound of waves,
Bir mırıldanma için Ne kadar gözyaşı gerek
For those screams a whisper?
- Mırıldanma!
- Don't mumble!
Mırıldanma yok mu?
No chanting?
O "mm" basitçe bir mırıldanma mm'ıydı.
I-It was just an "mm", like... mm.
Buna mırıldanma denir.
It's called a murmuration.
Böyle mırıldanma.
Don't mumble.
- Mırıldanma bile.
- Don't even hum.