Mısın translate English
404,924 parallel translation
Tibor otoparkçılık kariyeri konusunda neden heyecanlı olduğunu anlatır mısın?
So, Tibor, tell us why you're excited about a career in parking.
Kurutulmuş akrebi uzatır mısın lütfen?
Please hand me the dried scorpion.
Başka bir yerde trajedi yaratır mısın lütfen?
Could you please go be tragic somewhere else?
Levrek spesiyalini tekrar anlatır mısın?
Tell me about this sea bass special again.
- Hazır mısın?
- Are you ready?
Sen ve arkadaşın daha oturacak mısınız?
Are you and your mate gonna be long?
Gitmeden bunu benim için imzalar mısın?
Would you sign this for me before you go?
Hazır mısın Peter?
Y-You ready, Peter?
Yani var mısın?
So are you in?
Emma, orada mısın? Sana dönüyordum, ama Gideon...
You may have stopped me, but you can't stop The Savior.
Yaptığın şeyi Emma'ya söylememekte kararlı mısın?
Are you sure you don't want to tell Emma
Koma ne demek sen farkında mısın?
Do you even know what a coma is?
Spagettinin güzelliğine bakar mısın?
Do you see how beautiful my spaghetti is?
- Onları rahat bırakamaz mısın?
I'm calling downstairs to the front desk. Can't you just leave them alone?
Aşağıda mısın?
Are you down here?
Liv, burada mısın?
Liv, you up here?
Uyanık mısın?
- Oh... - You awake?
Sen ve bozuk paranın işe aldığı çenebaz, otoparkımızı tıkamış.
That chatterbox you and your coin hired is clogging up our parking lot.
- Evet, bu seneki okul müzikalinin kostümlerinin son rötuşlarını yapıyorum.
Oh, yeah, well, I'm just putting the finishing touches on the costumes for this year's school musical.
Kadın sitelerinde çok vakit geçirdim ama böyle şeylerle hiç karşılaşmamıştım.
I've spent a lot of time on women's websites, but none of this stuff ever came up.
Kendisi kadın ve lastik için yardım etmek istiyor.
What are you guys talking about? She's a woman and she wants to help with the tire.
Cam dayın geldi. Gerçek dayın. Bir partide tanıştığım yabancının teki olan Mitchell değil.
It's your uncle Cam... your real uncle, not that guy Mitchell, who's just somebody I met at a party.
Ayrıca kraliçenin atlarının sevişme sahnesinde uyuyakalmışım.
Plus, I fell asleep to the scene of the queen's horses doing it!
Bu ülkedeki kadınların yaşamak zorunda kaldıkları şeyler bir suç ve yüzde 100 onun yanındayım.
It's a crime what women in this country have to go through, and I'm with her 100 %.
Buralardan arabayla geçerken yeni karısı ve karısının çocuklarıyla illa size selam vermek için uğramakta ısrar eden kime rastladım bilin bakalım.
Guess who I found driving through the neighborhood who insisted on stopping over to say hi with his new wife and her kids!
Arabalardan hiç anlamam ve onun annemin ağırlık setine çarpmasını da istemem.
I'm clueless about cars, and I really don't want her hitting Mom's weight set.
- Madem Jay listenin bu kadar aşağısında onun yaptığını söylesek olmaz mı?
Well, can't we just say Jay ruined it, since he's already so far down the list?
Ama şu an hayatımızın olabileceği durumun resmini düşünmekten nefret ediyorum.
It's just I had this... this picture of how our life would look right now.
Haydi hemen şuracıktan radyo yayınına başlayalım.
Let's do a podcast from right here in the booth.
Herneyse, Sanırım söylemeye çalıştığım 800 tane 4.sınıf öğrencisi.
Anyway, I guess I'm trying to say 800 fourth-graders.
Birbirimizin arkasını her zaman kollardık, mesela eskiden banka soyarken az bilinen başkanların maskesini taktığımız zamanlardaki gibi Pekala.
We've always had each other's backs, like when we used to rob banks in lesser-known presidents masks.
Elektrikli Midye Festivali yakalaşıyor, ve yardımınıza ihtiyacım var.
Um, the Electric Clam Festival's coming up, and I need your help.
Kızımın hikayesi böyle bitemez. Hook başka bir boyutta sıkışıp kaldı.
Her story can't end like this.
Açılış levhasını bana koydurtuyor hale bak.
Now I'm putting out the open sign.
Onunla birlikte olamasam da, benim çabaladığım gibi onun da benim için çabaladığını biliyorum.
Well, even though I can't be with her, I know that she's fighting for me just as hard as I am for her.
Swan farkındayım kesinliği olmayan bir gelecekle karşı karşıyasın ama kesin olmasını istediğim bir şey var ben hep senin yanında olmak istiyorum.
Swan... And I know... that you face an uncertain future, but there's one thing that I want you to be certain of... that I will always, always be by your side.
Görgüsüzlük olması umurumda değil, bu spagettinin fotoğrafını çekeceğim.
I don't care if it's douchey. I'm-a take a picture of this spaghetti.
Biraz araştırma yaptım ve yaban kazı olan başlıca limanların... Güney Amerika'da olduğunu gördüm, ki bu da bizi Fernando'ya götürüyor.
Now, I did some research, and most of the world's major ports with native geese are in South America, which lines up with Fernando.
Chip, ben Jennifer'ın babasıyım.
Just calling to see what's up. Chip, this is Jennifer's dad.
Sana haberlerim var canım sen de onun bir parçasısın.
Well, I've got news for you, my dear, you're a part of it too.
Hazır mısın?
You ready yet?
Eğer aradığınız adamları bulmamıza yardım edebilecek birisi varsa o da Josie'dir.
♪ For I want some loving ♪ If there's anyone who can help us find the folks you're looking for, Josie can.
Ağrısını hafifletecek bir şey bulmamız lazım.
We need to find something for his pain.
Arkadaşım Claudette, bu öğlen Rue Emile caddesinin kuzeyinde çalışıyormuş. Sizin aradığınız adamı eski bir şatoya girerken görmüş.
So my friend Claudette was working the corner of Rue Emile and Avenue du Nord earlier today when she saw the man you're looking for walk into a shabby old château.
Zombi inananlarının yarın akşamki toplantısına davetiye ayarladım.
I landed us an invite to the zombie truthers meeting tomorrow night.
Ev arkadaşımın seks kalesi.
- It's my roommate's sex fort. - Oh.
Cavanaugh bunların bizde olduğunu öğrenirse balistiğe gider. Bunu kayıt dışı halletmeliyiz, tanıdığım biri var.
If Cavanaugh learns we have these, he'll go ballistic, so it'll have to be off the books, but I know a guy.
Teknoloji departmanımınız yanlış bilgi kampanyası makul ölçüde etkili oldu.
Our tech department's disinformation campaign has been reasonably effective.
Bu gece zaferin keyfini çıkaralım çünkü yarın gerçek iş başlıyor.
Let's enjoy this win tonight, because tomorrow, the real work begins.
Tamam, mikro akışkan kanaldaki elektro-ozmotik akış oranını sıfırlıyorum.
Okay, I'm zeroing out the electro-osmotic flow rate in the micro-fluidic channel.
Ayrıca Zootopia'yı izlemek için doğum sınıfına da katılmamıştım, yani geri bas.
I also skipped a birthing class to see Zootopia, so back off.