Nail translate English
5,478 parallel translation
Kız, barda kızlar tuvaletine gider,... ne yapabileceği belirsiz bir tırnak törpüsüyle saldırıya uğrar ve ölümüne bıçaklanır.
Girl in a bar goes to the ladies'room. She's attacked and stabbed to death with what could have been a nail file.
Hayır, hayır. Birkaç ojemi almıştı geri alacaktım.
No, no, no, um, she just borrowed some nail polish and I need it back.
George Altman tırnaklarını törpülemeye, benim kuaförüme mi gelecek?
George Altman getting his cuticles pushed back at my nail salon?
Ben Rusty Nail.
This is Rusty Nail.
Ben, Rusty Nail.
Well, this is Rusty Nail.
Ben kankan, Rusty Nail.
It's your pal, Rusty Nail.
Adının Rusty Nail olduğunu söyledi.
He said his name was Rusty Nail.
Rusty Nail.
Rusty Nail.
Ulan, mahalle berberinde bile, buradakinden daha az dedikodu dönüyor.
You get less gossip in the local nail salon than you do in here though.
- O şerefsizleri yakalamak için ne gerekiyorsa yap, tamam mı Ted?
As you wish, sir. Whatever it takes to nail those bastards, right, Ted?
O piçleri yakalamak için ne gerekirse kabulüm.
Whatever it takes to nail those bastards.
Tırnağın kırıImış.
You've got a cracked nail.
Sadece duvardan bir çivi sökermiş gibi düşün.
Just think of it as a nail that you're pulling out of a wall.
Piçin birini mıhlamaya hazırım.
I'm ready to nail this son of a bitch.
- Harika Tek yapmam gereken bir kelime ezberlemek.
- Yep, all I have to do is nail one line.
O karıyı götüremediğine inanamıyorum.
I just can't believe you didn't nail her.
Neden illa birini götürmek zorundasın ki?
Why do you always have to nail somebody?
Eğer onunla yattıktan sonra onu kovarsan, seni dava edebilir.
See, if you fire her after you nail her, she can sue.
- Bu şerefe Anton nail olsun.
- Anton will do the honors.
O şerefe nail olduğumu söyleyemem.
Can't say that I've had the pleasure.
Bakın bakalım, arabayı ne zaman park etmiş.
See if you can nail down when he parked the car.
Sen... Ne sen ne yapıyorsun?
I mean, this could nail him.
Bu gece onu suç üstü yapıp içeri tıkacağım.
It's going down tonight, and I'm gonna nail his ass.
- Sonuçlar hemen gelir. - Tırnakların ne kadar yardımı dokunur, bilemiyorum.
I'm just not sure how much nail clippings are gonna tell us.
Belki bu adamı yakalarsak Cassius'un üzerindeki baskıyı azaltabiliriz.
We nail this guy, maybe it'll Turn the heat down on Cassius.
Gidip şu şerefsizi enseleyelim.
Let's go nail this bastard.
Üslubu halletmemiz gerek sadece.
We just need to nail the wording, okay?
- Ümüğünü sıkmadan önce çık o kapıdan.
- Out that door before I nail your squawky throat to it.
Külotlu çorap ve oje getiriyordun.
You were bringing in pantyhose and nail polish.
Sadece tırnağı boyamalıydın deriyi değil!
You only supposed to paint the nail, not the skin!
" O çiviyi çakmak çok zordu.
" Hammering that nail was hard.
Bu şerefe nail olmak ister misin?
You wanna do the honors?
Oje.
Nail polish.
Yalamalar bizi mıhlayabilmek için ölüyor.
Those dicks are all dying to nail us.
Biz ona yol gösteririz, o da kaltağı çiviler.
We lead him to it and we nail the bitch.
Nail Yakupov.
Nail Yakupov.
- Onu isimlendirme onuruna nail oldunuz.
You did have the privilege of naming her.
Ne büyük şans ki bu güzel günde onu tanıma şerefine nail olduk.
We are all blessed to know her this fine day.
Bunu bana yapan kimse onu yakalamak ve yok etmek istiyorum.
'Cause whoever's doing this to me, I want to nail them. I want to destroy them.
Boyası temizlenmiş tırnakları ve muhafazakar saç şekline bakarsanız bakımlı ve otoriter görünmek için çok uğraşmış.
The clear nail polish and the conservative hairstyle suggest that she - - she worked very hard to look well-groomed and authoritative...
Eğer o tabloları bulabilirsek John Hennigan'ın katilini yakalayabiliriz sakladıkları yeri bulmamız zorunlu.
If we have those paintings, we can nail them for John Hennigan's murder, so it's imperative that we find this art stash.
Jane'i mahkemeye vermek Acardo'yı nasıl yakalattıracak?
How does indicting Jane nail Acardo?
Onun konuşmalarını kayda alıp o aptal kıçını federal memura rüşvet teklif etmekten içeri atacağız.
And then I'll get him to make that offer on tape, and we'll nail that fool's ass for attempting to bribe a federal official.
Adamı yakalayamadılar.
They just couldn't nail him.
Ucunda da büyük miktarda zehir enjekte edebilen sivri uçlu bir iğnesi mevcut.
"having a spike-like nail at the end " capable of injecting a great deal of poison.
Dişimle tırnağımla kazıyarak bir arada tutmaya çalıştığım ve senin elinde bir silahla dalıp "Evlen benimle yoksa ateş ederim." dediğin işim.
The one that I have fought tooth and nail to keep together. The same business that you strolled into with a shotgun and said, "Marry me or I'll start shooting."
Bize yanlızca savunmasız bir an gerek böylece o adi herifleri yakalayabiliriz.
We just need one unguarded moment and we can nail these bastards.
Bu tartışma sizin son tabut çiviniz olacak.
And this debate could be the nail in your coffin.
Yunan bir kadına çaktın mı hiç?
You ever nail a Greek woman?
Sevişmek istemem.
Nail you.
Güzel oje.
Nice black nail polish.