Naturellement translate English
27 parallel translation
Elbette.
Naturellement.
- Doğal olarak!
- Naturellement!
Öyle, naturellement.
It is, "naturellement".
Doğuştan aristokrat kediler.
Naturellement The Aristocats
Doğuştan Aristokrat Kedilere.
Naturellement The Aristocats
Doğal ötesi!
Naturellement!
Doğal olarak oyuncularımın paralarını öderim. Hem de nakit olarak, Amerikan doları.
Naturellement I pay my players... cash, American.
- Kesinlikle!
- Grind, naturellement!
Doğal olarak ben reddettim.
I refused, "naturellement".
Fakat burada Poirot'nun anılarından söz etmek için bulunmuyoruz, dostum.
- Naturellement. But we are not here for the memory lane of Poirot, mon ami, non?
Elbette Dior.
- No, Dior, naturellement. - Bingo!
Naturellement.
Naturellement.
Ben de doğal olarak manastır kilisesinde olduğunu düşünmüştüm.
Et naturellement, I assumed that she meant the Abbey.
Doğal olarak, ben insafa geldim ve hayatımın 3 saatini harcadım. bu tarihi program için, önemli oyuncularla röportaj için bir araya geldim. kendi adıma ve editörüm Dean Learner adına.
Naturellement, I relented, and spent three hours of my life knocking together interviews with key players in this historic programme, namely myself and my publisher Dean Learner.
Burası tuvalet, bura da duş, .. sıcak su, temiz hava.
Le cabinet de toilette, avec douche, hot water, naturellement.
- Çok doğru.
- Naturellement.
Meadowbank personelini daha önce de çok yakışıksız şekilde uyarmış ve skandalları ortaya çıkarmaktan hoşlandığını söylemişti. Daha şimdiden zayıf noktalarını bildiği birkaç öğretmeni pençesine almıştı. Ama doğal olarak, Prens'in yakutlarından haberi yoktu.
Already she has warned the staff of Meadowbank School... in terms most unsubtle that she enjoys... to sniff out the scandal, and already, she has her claws... in more than one teacher because she knows... of their little weaknesses or foibles although, naturellement, she knows nothing... of the rubies of the Prince.
Doğal olarak burada iş kurma fikri aklımıza geldiğinde, size gelmemizin sebebi bu, madam.
That is why, when we thought of opening up a line of business here, naturellement, we came to you, madame.
- Evet, gayet tabii.
- Oui, naturellement.
Gayet tabii. Nasıl mı?
Naturellement.
- Gayet tabii.
At the Majestic? Naturellement.
Doğru tercih dostum.
Mais naturellement. Bravo, mon ami.
Benim eserim, gayet doğal.
My handiwork, naturellement.
Doğal olarak.
Naturellement.
Kuşkusuz, doğal olarak, gözünü onun üstünden ayırmıyordu, fakat benimle, Hercule Poirot ile karşılaşınca, paniğe kapıldı.
Of course, naturellement, he kept his eye most closely upon her, but when she met with me, Hercule Poirot, he panicked.
Oh, doğal olarak.
Oh, naturellement.