Ne hoş bir sürpriz translate English
408 parallel translation
Ee, beyler, ne hoş bir sürpriz!
Well, gentlemen, this is a pleasant surprise.
Ne hoş bir sürpriz!
This is a pleasant surprise!
Çıktığında onlara ne hoş bir sürpriz olur düşünsene.
Just think what a nice surprise they'll have when you get out.
- Julia, bu ne hoş bir sürpriz!
- Julia, why, this is a delightful surprise!
- Ne hoş bir sürpriz.
- Well, what a pleasant surprise.
- Bayan Morelle, ne hoş bir sürpriz!
Miss Morelle? What a pleasant surprise.
Bu ne hoş bir sürpriz.
Estella, this is an unexpected pleasure.
Ne hoş bir sürpriz! Nelly çok sevinecek.
What a pleasant surprise.
- Bu ne hoş bir sürpriz!
- What a pleasant surprise!
- Ne hoş bir sürpriz.
- What a pleasant surprise. - For me too.
Ne hoş bir sürpriz!
You've settled here?
Ne hoş bir sürpriz.
What a pleasant surprise.
General Cartwright. Bu ne hoş bir sürpriz! - Sarah.
General Cartwright, what a pleasant surprise.
- Aman ne hoş bir sürpriz!
What a wonderful surprise!
Ne hoş bir sürpriz doktor.
Well, this is a pleasant surprise, Doctor.
Sevgili hanımefendi, ne hoş bir sürpriz.
My dear lady, this is a charming surprise.
Ne hoş bir sürpriz.
It's a real pleasant surprise.
Ne hoş bir sürpriz.
This is a pleasant surprise.
- Ne hoş bir sürpriz.
- A nice surprise.
Ne hoş bir sürpriz Chad.
It is a pleasant surprise, Chad.
Seni tekrar görmek ne hoş bir sürpriz.
Kind of surprised to see you back.
Ne hoş bir sürpriz Breckenridge.
It's right nice seeing you again, Breckenridge.
Ne hoş bir sürpriz.
This is a nice surprise. May I join you?
Ne hoş bir sürpriz.
I say there, this is a bit of a jolly surprise.
Bayan Marple! Bu ne hoş bir sürpriz böyle.
Why, Miss Marple, this is an unexpected pleasure.
'Ne hoş bir sürpriz.
'Well, what a pleasant surprise.
Tintin, bu ne hoş bir sürpriz!
Oh, Tintin, what a surprise!
Oh, ne hoş bir sürpriz.
Oh, what a lovely surprise.
Bu ne hoş bir sürpriz.
What a nice surprise.
- Heywood, ne hoş bir sürpriz!
Heywood, what a surprise.
Bu ne hoş bir sürpriz.
This is a nice surprise.
Ne hoş bir sürpriz, evlat.
What a pleasant surprise, son.
Bayan La Sanka, ne hoş bir sürpriz.
Miss La Sanka, what a pleasant surprise.
Ne hoş bir sürpriz.
What a nice surprise.
Vay be, onun için ne hoş bir sürpriz.
My, what a pleasant surprise for him.
Ne hoş bir sürpriz!
What a pleasant surprise!
Jaime, ne hoş bir sürpriz.
Jaime, what a pleasant surprise.
Bu ne hoş bir sürpriz böyle.
And what a pleasant surprise this is.
Hanımlar, bu ne hoş bir sürpriz.
Ladies, what a lovely surprise.
Ne hoş bir sürpriz!
What a nice surprise!
Hymie, bu ne hoş bir sürpriz?
Oh, Hymie, what a pleasant surprise!
Ne hoş bir sürpriz... Hey!
Uh, what a pleasant surprise...
Tanrım, ne hoş bir sürpriz!
By Jove, here's a pleasant surprise!
- Ne hoş bir sürpriz.
- What a nice surprise.
Vay vay... ne hoş bir sürpriz.
Well... what a pleasant surprise.
Ne hoş bir sürpriz.
- What a nice surprise.
çünkü, aşçılığım yeterli olsa da, elimdeki malzemeler biras sınırlıydı. John, ne hoş bir sürpriz.
Chances were, I wouldn't be disturbed.
Ne kadar hoş bir sürpriz.
What a delightful surprise.
Ne hos bir sürpriz.
This is quite a pleasant surprise.
Ne hoş sürpriz. Mary Jane'in üç gözbebeği bir arada.
O, what a surprise, Mary Jane's three favourite pupils all together.
Bu ne sürpriz. - Umarım hoş bir sürpriz olmuştur. Biliyorum, gelmemeliydim.
- your never going to see her again you even try and I'll make sure your thrown back in juvi