Ne kadar güzel değil mi translate English
433 parallel translation
Fred ne kadar güzel değil mi?
Fred, isn't it lovely?
- Ne kadar güzel değil mi?
- Isn't it lovely?
Ne kadar güzel değil mi?
Isn't that delightful?
Gökyüzü ne kadar güzel değil mi?
Isn't the air grand out here?
- Ne kadar güzel değil mi?
- Doesn't she look lovely?
- Ah, ne kadar güzel değil mi?
- Oh, isn't that nice?
Ne kadar güzel değil mi?
Oh, did you ever see anything so lovely?
- Ne kadar güzel değil mi?
- Is she that beautiful?
Ne kadar güzel değil mi Ben?
Kinda cozy, ain't it, Ben?
Ne kadar güzel değil mi?
Ain't that beautiful?
Bak, annenin bacakları ne kadar güzel değil mi?
Your mom's got nice legs, eh?
Ne kadar güzel değil mi?
It's really beautiful.
Şuna bak Audrey, ne kadar güzel değil mi?
nima world. M? Rale.
Ne kadar güzel değil mi hayatım?
That's very good, darling.
Oh, ne kadar güzel değil mi?
Oh, isn't it beautiful?
Ne kadar güzel değil mi?
How lovely!
Burada birlikte uzanmak ne kadar güzel, değil mi?
Lying here together is nice.
- Ne kadar güzel bir giysi değil mi?
- It's a gorgeous garment, isn't it?
Ne kadar güzel, degil mi?
Isn't it beautiful?
Ne kadar güzel, değil mi baba?
Isn't that wonderful, father?
Kar ne kadar güzel yağıyor değil mi?
Snow's nice, ain't it, the way it's drifting'.
Ne kadar güzel bir sesi var, değil mi?
What a beautiful voice he has, hasn't he?
Ne kadar güzel, değil mi?
Isn't it pretty?
Ne kadar güzel bir gün, değil mi, Roberto?
It's a wonderful day, Roberto.
Ne kadar da güzel bir zombi, değil mi?
She makes a beautiful zombie, doesn't she?
Ne kadar güzel, değil mi?
Always so military. Martine, come look at this blue sky.
Ne kadar güzel, değil mi?
I can't believe our good fortune.
Bulutlar ne kadar güzel, değil mi?
Aren't the clouds beautiful?
Ne kadar güzel, değil mi?
Isn't it a beauty?
Ne kadar güzel bir gün degil mi?
Isn't it a beautiful day?
Üstelik o kadar da işim vardı gelin bakın kim geldi? Bu oğlum Rocco askerliği yeni bitti ne güzel değil mi?
Look at Rocco, he's just back from military service!
Rainier Dağı ne kadar güzel, değil mi?
Isn't Mount Rainier beautiful?
Sevgili Pouic-Pouic'im, ne kadar da güzel, öyle değil mi?
- Peck Peck. Isn't he beautiful?
Ne kadar güzel, değil mi?
What a beautiful specimen. Look at that.
- Geraldine! Ne kadar güzel bir akşamdı değil mi?
Hasn't this been just the loveliest evening?
Ne kadar güzel, değil mi?
Lovely, ain't they?
Ah, Joey burası ne kadar güzel, değil mi?
Oh, Joey, isn't it beautiful?
Böyle ne kadar güzel, değil mi?
Don't you just love us like this?
Ne kadar güzel, değil mi?
Ain't that pretty?
Otomatik direksiyon ne kadar güzel çalışıyor, değil mi?
How's the power steering work?
Ne kadar güzel, değil mi?
Isn't she gorgeous?
Ne kadar da güzel öpüştüler, değil mi?
They kissed sweetly, didn't they?
Ne kadar güzel, değil mi?
Isn't she beautiful?
Ne kadar güzel bir gündü, değil mi?
It was a wonderful day, wasn't it?
Ne kadar güzel bir tren öyle değil mi?
Do you think you're prepared?
Ne kadar güzel bir gün Bay Christie değil mi?
Lovely day today, Mr. Christie, ain't it?
Bak, şu ne kadar güzel, değil mi?
Hey, that's nice, isn't it?
Ne kadar güzel, değil mi?
Gee, they're something, aren't they?
Ne kadar güzel, değil mi?
Isn't it beautiful?
Ne kadar güzel bir gün, değil mi?
Happy Sunday!
Ne kadar güzel, değil mi?
That's a beauty, isn't it?