English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ N ] / Necktie

Necktie translate English

221 parallel translation
Ve Kaptan da yeniden gemiye ayak basarsam beni asacağına yemin etti.
And the captain promised me a necktie party if I set foot on the boat.
Boynunun arkasına kadar iç!
Put this behind your necktie!
Bileziğin, kravatımla birlikte iyi bir düğüm oluşturdu.
This bracelet of yours makes a fine guide ring for my necktie.
Kendisine dar ağacı ipiyle hizmet etmekten memnun kalırım.
I'd like to serve him with a rope necktie.
Boynumuza ilmek geçti demek.
That means a rope necktie for us!
İşe kravatınızdaki marulu alarak başlayabilirsiniz.
You might begin by taking that piece of lettuce off your necktie.
- Evet. Gömleği, kravatı, üzerinde ne varsa onun üstüne bahse girebilir.
Yeah, he'll play you for his necktie or his shirt or anything he's got on.
Çok ilginç bir kravatınız var.
A very interesting necktie you have.
Çok mümkün efendim, çünkü bu sizin kravatınız.
Possibly, sir, because this happens to be your necktie.
Karen'la seni bir akşam yemeğine davet ederiz. Parti falan ayarlarız.
Oh, Professor, I didn't recognize you without your butterfly necktie.
Bay Bernstein, şunun kravatına bakın.
Mr. Bernstein, look at his necktie.
Beni bundan daha mutlu edecek tek şey senin asılma törenin olur.
Only thing that'd bring me out any faster would be your necktie party.
Gözü dönmüşken eline bir kravat aldı ve karısının boğazına dolayarak akıl almaz bir zalimlikle bağladı!
In a blind rage, he took the necktie he had in his hands... dropped it around her throat, and tightened it with unimaginable cruelty!
- Kravatına dikkat edin, Bay Keats.
- Notice his necktie, Mr. Keats.
Gazımız yetersiz, kravatın kadar temiz.
Not enough gas to clean your necktie.
Dün gece kravatıyla kendisini öldürmeye teşebbüs etti.
Attempt suicide last night with necktie.
Sesini bir daha duyarsam seni pişman ederim.
One more peep out of you, wisenheimer, and I'll butter your necktie.
- Kırmızı kravatı vardı.
- He had on a bright red necktie.
- Çizgili kravat?
- Striped necktie?
Bir kravat.
It's a necktie.
Bu, darağacına davetiye mi oluyor Peder?
Is this an invite to a necktie party, Reverend?
Ben bir adamı düşünceleriyle ifade ederim. Kravatıyla değil.
I judge a man by his mind, not his necktie.
- Kravatı da çok güzelmiş.
- And his necktie was nice.
Her bir kulağının üzerinde bir dilim pastırma varmış kravat yerine boynunda 2.5 metrelik bir yılan asılıymış.
Over each ear he had a piece of bacon, and around his neck an eight-foot snake for a necktie.
- Bir kravat.
- Well, there was. - A necktie.
Kravat nasıl oldu?
And what about the necktie?
Kravat yüzünden medeniyeti terk etmenizi kastediyorsanız o başka.
Unless you mean what you said about running away from civilisation because of a necktie.
Bu akşamki toplantıya katılacaksınız ve bu akşamki kravat partisinde onur konuğu olacaksınız!
You're gonna attend that meeting tonight or, by jumped-up Harry, you're gonna be guest of honor at a necktie party!
Kravat mı?
Necktie?
Çoğu uzun bir süre daha aşağıdakiler ile ilgilenecektir.
Most of them are probably down at that necktie party for awhile.
Takım elbisen, kravatın, ayakkabıların... Hiç bu kadar gösterişli giysiler giymek adetin değildi.
Your suit, necktie, shoes... - you never used to wear such flashy clothes.
Bu kravat kutusundan ne çıkacağını gerçekten merak ediyorum.
I wonder what could be in this necktie box.
bir kravat.
a necktie.
Ama önemli şeyler yapabilmeyi o kadar çok isterdim ki,... bilirsin, bir sufle pişirmek ya da kravat bağlamak yatak odası için duvat kağıdı seçmek, anlıyor musun?
But I do wish I could do things. You know, important things like cook a soufflé or pick a necktie or choose the wallpaper for the bedroom, you know?
Yeşil kravat.
Green necktie.
- Bir adet mavi kravat.
- One necktie, blue.
Kravat yok!
No necktie!
Ama yine de kimse boynundan o ipi çözemeyecek.
But nobody's gonna untie that rope necktie around your neck.
Biliyor musunuz, ben bir kravata bile tahammül edemem.
You know, I can't even stand a necktie.
Siyah kravatı vardı.
- No. He had a black necktie.
- Evet, bir kravat. Bir kravat cinayeti daha.
Another necktie murder.
Fazla değil. Ama bu kravatlı adam onların biraz başını ağrıtıyor.
But this necktie fellow's giving them a bit of a headache.
Gördüğün gibi kravat katilimiz tekrar iş başında.
I see our necktie murderer's been up to it again.
Anlamıyor musun? Kravat cinayeti zanlısı.
He's the necktie murderer.
Umarım o kızın boynunda şu an kravat yoktur.
Oh, dear. I only hope that girl isn't wearing a necktie right now.
Kravat cinayeti zanlısı.
You know, the necktie murderer?
Kravatı gevşetme vakti.
Put that behind your necktie.
Bence papyonun çok sıkı.
I think your necktie's too tight.
Kravat.
A necktie.
Nasıl bir şey olmasını bekliyorsun ki?
What do you think it's gonna look like, a necktie?
- Bir kravat cinayeti daha.
It's another necktie murder.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]