Need translate English
478,164 parallel translation
Bunların cevabını bulacağız.
That's what we need to find out.
- Ne? Bence bu geniş omuzlara yüklediğin stresle başa çıkmanın bir yolunu bulmalısın.
I think you need to figure out a way to cope with all this stress...
Dinle, Dmitri Sobchek adındaki bir Rus'u bulmanı istiyorum.
Listen, I need you to track down a Russian national named Dmitri Sobchek.
PET için izleyici kullanmaya bile gerek olmadı.
As for the pet scan, we didn't even need to use the radio tracer.
Buraya bir HAZMAT ekibi lazım.
Hey, we need Hazmat in here now.
Bölgeyi hemen boşaltmalıyız.
We need to evacuate this area immediately.
Bir şeye ihtiyacın varsa söyle.
You need anything...
Seni hemen görmem gerek!
I need to see you right now!
David Lee Roth torbama ihtiyacım var.
I need my David Lee Roth bag.
Bak, sana demiştim, Sana sessiz bir ortak olarak ihtiyacım var.
Look, I told you, I need you to be a silent partner on this.
Anlıyorum.Benden herkesi pataklayan kötü polis olmamı ve bunun hakkında sessiz kalmamı istiyorsun öyle mi?
Oh, I see. You need me to be the bad cop who kicks all the ass and then I'm supposed to be quiet about it?
Bir dakikaya bile ihtiyacım yok.
I didn't need the full minute.
Lois'e ihtiyacımız yok.
W-we don't need Lois.
Bana ihtiyacın yok.
You don't need me.
Ben Memur Swanson, Desteğe ihtiyacım var...
This is Officer Swanson, I need backup at...
Yüksek bir duvar olmasına gerek yok.
It wouldn't need to be a high wall.
Düşmanlığa gerek yok.
No need to be hostile.
Almalısınız.
You need to get involved.
Bir gün birinin seni sevmesini istiyorsan "eve geri taşınmalı ve bizim gibi normal olmalısın." dediler.
Like, if you want someone to ever, ever love you, then you need to move home and be normal like us. "
"Tavşanın soyadını bilmem gerekiyor." dedi.
She's, like, "I'm going to need to know the rabbit's surname."
"Tavşanın doğum gününü bilmem gerekiyor."
"I'm going to need to know the rabbit's birthday."
Ama gitmeden önce, bu turnenin sonunda Kanada'ya gidip kız kardeşimin düğününde konuşmam gerekiyor çünkü Kanada'da, düğünlerde kadınların konuşmasına izin verilir.
But before I go, I need to go to Canada at the end of this tour to speak at my little sister's wedding, because women are allowed to talk at weddings in Canada.
bu yüzden de çok geçmeden David'i bir Yahudi için terk etmesini isteyeceğim.
which is why it's such a shame I'm gonna need her to leave him for a Jew soon.
Benim var.
- I need to. - Wow.
Tüm bunlara biraz ara vermeliyim.
I need to take a break from all this.
Sana perdeye ihtiyacımız olduğunu söylemiştim.
I told you, we need screens.
Dilekçe vermen gerekiyor.
You need to submit a written request.
- Gerek yok.
- Don't need to.
Sanırım bununla ilgili konuşmalısın.
I think you need to talk about it.
Yardımına ihtiyacım var.
I need your help.
Evliliğimizin yürümesi için kendimi daha iyi ifade edebilmem gerekiyor.
If our marriage is gonna work, I need to be able to express myself better.
Bu listede yapılması gereken çok şey ve senin de sana yardım edecek birine ihtiyacın var.
There's a lot on that list that has to be done and you need someone to assist you.
Benim iletişim yetilerimin üstüne çalışılması gerekmiyor.
Don't need to work on my communication skills.
Kişilerarası yeteneklerini geliştirmek lazım Toby.
You need to work on your interpersonal skills, Toby.
Türbin çalışmaya başladığında, dişlilerin ısı katsayılarını takip etmemiz gerekecek.
We'll need to track the gears'heat coefficients once the turbine is turned on.
Halat tekerini durdurmamız lazım.
We need to stop the cable wheel.
İhtiyacınız olan tüm bileşenler yukarıda yanınızdaki makinede.
All the components you need are in the mechanics you've got up there.
Türbin döndükçe, halat etrafına sarılıyor, ama bize en azından vinçe sarılacak 1.5 metrelik halat lazım.
As the turbine turns, the cable wraps around it, but we'll need at least five feet of cable to wrap around the winch.
Matkabı kamyonette bıraktım çünkü kontrol odasında ihtiyacım yoktu.
I left the drill in the truck because I wouldn't need it here up in control room.
Delice gelecek çünkü bana şu anda biri lazımmış gibi geliyor!
That's crazy because I'm thinking of a way I need one right now!
Kabiliyete değil, ustalığa ihtiyacımız var.
We don't need capable, we need masterful.
Tek ihtiyacımız şu matkap.
We just need that drill.
Alo? Bana sizin kadar zeki olmadığımı söylemenize ihtiyacım yok.
I don't need you to tell me that I am not as smart as you guys.
Bir kaç kilodan fazlasına ihtiyacımız olacak.
We're gonna need more than a few.
Vinci rahatlatmak için... -... kabini ayırmamız gerekecek.
To uncompromise the winch, we're gonna need to cut the gondola loose.
Toby haklı ; zaman kazanmamız lazım.
Toby's right ; we need to buy more time.
Kabinde fazladan ne kadar ağırlık varsa atmanız lazım.
You need to get rid of any extra weight the gondola is holding.
Bir Desert Tech HTI keskin nişancı tüfeğine el koymalıyım.
I need to commandeer a Desert Tech HTI sniper rifle.
- Kusura bakmayın bir müşteriyle ilgileniyorum, biraz beklemeniz gerekecek.
Excuse you, I'm with a customer, you'll need to wait.
Duman izi namluyu bir derece doğuya çevirmemiz gerektiğini işaret ediyor.
The vapor trail indicates we need to adjust the barrel one degree east.
İhtiyacınız var.
You need it.