English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ N ] / Nibbles

Nibbles translate English

132 parallel translation
Bizim orada, hırsız bir kedi, başka bir adamın karısına göz koyandır.
In our world, a thieving cat is a man who nibbles on another man's wife.
Bu büyümüş yavru arada çim yese de henüz sütten kesilmiş değil.
This well-grown youngster is not yet weaned, even though it nibbles grass every now and then.
- Atıştırmalık isteyen?
- Do you want some nibbles?
Sadece bir ama koşuşturuyorum ve bir şeyler olacak.
Just one, but I've been hustling and I got some nibbles.
Ama senin gibi parlak zekâlı biri her zaman yeni iş teklifleri alabilir belki de artık onların peşine düşmenin zamanıdır.
.. it's just somebody with your brilliance.. .. gets nibbles about other jobs now and again.. .. maybe down the road you should look into it.
Top gibi yuvarlandı ve dizlerini dişledi.
She rolls up in a ball And nibbles her knees
Fare, peyniride alıp kaçıyor.
The mouse nibbles and the cheese runs out.
Beyaz karıncalar parmaklarımı azar azar yerken
- A termite nibbles at my toes. - Et tu, Bunny?
Kocası onun dirseğini dişlediği zaman vahşileşiyordu.
It seems she goes wild with desire if her husband nibbles on her elbow.
Biz de bir denemeye karar verdik. Bakalım ilgilenen olacak mıydı.
So we decided to give it a test run, see if we got any nibbles.
Nazikçe kemiriyor.Bunların hepsini görebiliyor musun.?
It nibbles. You see all of this?
Boşaldığı an yakala onu.
Grab him as soon as he nibbles!
Onu kardeşi Nibbles'a karşı dövüştürdüler.
They pit him against his brother Nibbles.
Nibbles'la dövüşemem! "
I can't fight Nibbles! "
Ve Katil, Nibbles'ı öldürdü.
And then Killer, he killed Nibbles.
... hayvanın adıyla annenin kızlık adının birleşmesidir. Benimki Nibbles McGee.
My name would be Nibbles McGee.
Nibbles.
Nibbles.
- Nibbles harika.
- Nibbles is a great name.
Gün boyu televizyon başında bir şeyler atıştıranlar bize yarar.
the guy who watches TV all day and nibbles is good for us?
Sen benim tek umudumsun, Nibbles.
You're my only hope, Nibbles.
Yolun açık olsun, Nibbles.
Godspeed, Nibbles.
Başardın, Nibbles!
You did it, Nibbles!
Onun şaheserlerine karşılık benim mezelerim.
His scribbles for my nibbles.
Meme uçlarını öpüyoruz ve dişliyoruz.
Some kisses on her titties and some nibbles on her nipples.
Pekâlâ, Nibbles.
Okay, Nibbles.
Neyin var, ufaklık?
What's the matter, Nibbles?
Şuradaki ufaklıkla konuşmamız biter bitmez sizinle ilgileneceğiz.
We'll get back to you as soon as we're done talking to our buddy Nibbles over here.
Genetik yatkınlığı göstermeye çalışıyordum.
-... during sex, he nibbles them. - Sheila. - Victor.
-... seks esnasında da dişler.
-... during sex, he nibbles them.
Sonra bir arkadaşın şehirden ayrılmak zorunda olduğunu söyler ve tam da Black and Decker'ın önünde parçaları yayılır etrafa bu küçük lokmacıklar gibi.
Then a friend says, "I have to leave town," and... Out with the Black Decker. Bits of him lying around like nibbles.
Birkaç kişi baktı ama alıcı yok.
Had a couple nibbles, no bites.
Birkaç kez vurdu.
A couple of nibbles.
İyi günler.
Afternoon nibbles.
Gaz maskesi varken ürünü nasıl yiyecek?
How the hell does it eat when it gets to the Nibbles Ready-to-Eat?
Abur cuburla yaşayacağız.
- Great. Saved by nibbles.
Çerezimiz var.
We've got our nibbles.
İçki ve çerezden söz ediyorum, elçilik balosundan değil.
I'm talking about a drink and some nibbles, not an embassy ball.
Birazcık dişler o kadar.
She just nibbles a little bit.
- Selam Nibbles, n'aber?
- Hey Nibles, what's up?
Doğa üstü mü Nibbles?
Super-natural, Nibbles?
Ne için Nibbles?
For what, Nibbles?
Nibbles adında bir adam yardımına geliyor.
A guy name Nibbles is coming to your aid.
Nibbles...
Nibbles...
Nibbles... hala bir çok sorum var.
Oh, Nibbles... I still have so many questions.
Nibbles ve kazadaki kadın bana Seçilmiş kişi olduğumu söylediler.
Nibbles and the women from the crash, said I was chosen.
Ruhunu kemiriyor.
It nibbles away at your soul.
Gerçi bir iki kişiyle takıldım ama ciddi değildi. Bazen yalnızlık da çekiyorum aslında.
I mean, I've had a few nibbles, but nothing too serious.
Bak, kanepeler var. Kanepelere bayılırım.
Oh, look, they've got nibbles!
Çamaşır, içki, abur cubur, telefon faturaları, şilteler.
Laundry, booze, nibbles, phone bills, mattresses...
Ve masaya yiyecek bir şeyler koy!
Get us some more vodka, and get us some nibbles...
İlk dalışını yapması için onu cesaretlendiriyor ama yavrusu hiçte istekli değil.
While we have our lunch, the sloth nibbles a few leaves. Then, as we film a sequence for the series, it's time for another nap.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]