Nineteen translate English
803 parallel translation
19 yaşındayken söylediğim bir şeydi. Hâlâ unutmadın mı?
You're still holding a grudge against what a nineteen year old said?
Ondokuz... Sanırım.
Nineteen I think.
18... 19...
Eighteen... nineteen...
- On dokuz yıl önce evlendim.
- Nineteen years ago, I married Mrs...
- On dokuz bin.
- Nineteen thousand.
19 cilt.
Nineteen volumes.
On dokuz cilt!
Nineteen volumes!
- Ondokuz.
- Nineteen.
Bin dokuz yüz... yirmi yedi.
Nineteen hundred and! ! twenty-eight!
Yirmi bir uçak kalktı, ondokuzu döndü efendim.
Twenty-one dispatched, nineteen returned, sir.
Ondokuz.
Nineteen.
Ondokuz tanesi.
Nineteen of them.
19, anlaşıldı, tamam.
Nineteen, roger.
Hayır, 19.
No, nineteen.
Şu on dokuz yaşındaki yeni yetmelerin aşk şarkısı.
Oh, that love song from back in the nineteen teens.
28 yıl, 2 ay, 19 gün.
Eight and twenty years, two months and Nineteen days.
Böyle bir aşk genç iseniz ne kadar da güzel. Ama benim gibi 60 yaşındaysanız elinizde utançtan başka bir şey olmaz.
Such feelings of love are fine when you are nineteen or twenty years of age but when you are an old woman of sixty like I am then it's just shameful
On dokuz sahife mi?
Nineteen pages?
- On dokuz, ama yakında yirmi olacağım.
- Nineteen, but I'll be twenty soon.
19 yıl önce o mezarları kendi ellerimle kazdım.
Nineteen years ago I dug those graves with my own hands.
Altı-ondokuz.
Six-nineteen.
On dokuz mu?
Nineteen!
- On dokuz, yirmi... - Kes şunu!
- Nineteen, twenty...
- 19.
- Nineteen.
19 tane, aspirin mi?
Nineteen aspirins?
2 tane aspirin. 19 erkek!
Two aspirins. Nineteen men!
Onyedi, onsekiz, ondokuz.
Seventeen, eighteen, nineteen.
Ondokuz dolar, ve ben bu hafta paralıyım.
Nineteen dollars, and I'm flush this week.
- 19 Efendim.
- Nineteen, sir.
Bak, bu geçmişte kalmış bir şey... 1900'lü yıllardan ve kıyametten özellikle Phil Baxter için
Look, this happens to be nineteen hundred and... Nineteen hundred and doomsday, especially for Phil Baxter.
Evet. O ondokuzunda.
He's nineteen.
Annem, ondokuz yıl önce Nebraska'da öldü
She died about nineteen years ago in Nebraska.
On dokuz bin?
Nineteen thousand?
19 mu?
Nineteen?
Finlandiyalı, 19 yaşında.
Finnish, aged nineteen.
On dokuz!
Nineteen!
1987
Nineteen eighty seven.
19, kırmızı, tek ve pas.
Nineteen, red, odd and passe.
1960 da.
Nineteen sixty.
1960 mı?
Nineteen sixty, huh?
Babanı seyretmiştim 1909 yılında eski imparatorlukta.
I saw your father... in the old empire in nineteen hundred and nine.
Onunla San Raymond'da 19...
I met him in San Raymond in nineteen...
... Yüz on sekiz, yüz on dokuz, yüz yirmi.
... eighteen, hundred and nineteen, hundred and twenty.
- Dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz...
Fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen...
Ondokuz beyaz ve bir de mavi pul gerek. Çünkü mavi pulu çeken gözü kazanacak.
We need nineteen white chips and one blue one, because whoever draws the blue chip is going to be the winner of the eye.
Royall Caddesi, 19 numara.
Nineteen Royall Street.
... altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
... six, seven, eight, nine, ten, eleven thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
Bin dokuz yüz altmış..
Nineteen hundred sixty
- On dokuz.
- Nineteen.
19.
Nineteen.
19...
erm nineteen... erm...