Ns translate English
9,183 parallel translation
Onunla bayağı yakınsın.
You've seen a lot of him.
Öğrencisi olarak 30'unuzda onu öldürmek için ona çok yakınsınız.
In other words, the thirty of you as his pupils have an opportunity to kill him from extremely close range.
Sen güçlü, bağımsız bir kadınsın ve o sığ bir pislik.
independent woman and he is a shallow dirt bag.
Tamam, sadece düşün, düşün. Sen güçlü, bağımsız bir kadınsın ve o sığ bir pislik.
( sighs ) and he is a shallow dirtbag.
Eğer o birşey söylemediyse, kızı olduğunu nsıl biliyor?
If she wasn't saying anything, how does she know it was her daughter?
" Bana kızgınsın fakat sana söylediklerim, senin kendi iyiliğin içindi.
" You have been angry at me, but what I said to you was for your good.
Çünkü biraz kadınsı, anlarsın ya.
Because they're kind of feminine, you know.
Evet, kızgınsın.
Yep, you're mad.
Bize kızgınsın biliyorum.
You're angry with us.
Hırçın diline rağmen çok güzel bir kadınsın.
You are a very lovely woman, shrewish tongue not withstanding.
Tam soruşturma talep ediyorum. Bu süreçte Kirsten akademik askıya alınsın.
I demand a full investigation, and I want Kirsten placed on academic suspension while it's taking place.
Zor kadınsın.
Difficult woman.
Kocaman göbeği olan bir kadınsın.
This is you as far as I'm concerned. You're a lady with a huge belly, like, that's what you are,
Nicole, ona neden kızgınsın?
Nicole, why are you mad at him?
Biliyorum kızgınsın.
I know you're angry.
Çılgınsın!
You're crazy!
Düşük kalorili biradan bahsettiğimizde, anında kadınsı bir hâle bürünürüz.
When we talk about a low-calorie beer, we immediately become feminine.
- Çılgınsın.
- You're like a freak.
Sen güzel ve restoran sahibi bir kadınsın. Bir adam yüzünden uykuları kaçacak bir kadın değilsin.
You are a beautiful, successful restaurateur, who would never lose sleep over a man.
Sen tanıdığım en cesur kadınsın.
( You're the bravest woman I've ever known. )
Vay anasını, çok kızgınsın.
Wow, you're angry.
Kalbime çok yakınsın.
You're so close to my heart.
- Sen annemi ağlatan kadınsın.
You're the lady who makes mommy cry.
- Sen o gördüğüm kadınsın.
You're the woman from my vision.
Mesleğinizde oldukça saygınsınız.
You are a credit to your profession.
Neden bana bu kadar kızgınsın?
Why are you so mad at me?
Natalie kızgınsın, ama anneni hiçbir şey için suçlama hakkın yok.
Natalie, you're angry, but you have no right to blame your mother for anything.
Bu gezegendeki hükümeti idare etmeye çok yakınsın.
You're two heartbeats away from running the government on this planet.
Herkes ısınsın.
Everybody warm up.
İyi bir kadınsın.
You're a good woman.
O, işin kadınsı tarafı anne.
That's the feminine side, Ma.
Çekici bir kadınsın.
You're an attractive woman.
Hayley ne zaman benim oldu ki benden çalınsın?
Oh, Hayley was never mine to steal.
Sen ve Arrow, yakınsınız değil mi?
You and the arrow, you're... You're close, right?
Ra's'a Oliver'a yaptıkları için çok kızgınsınız biliyorum.
I know you're furious with Ra's for what he's done to Oliver.
1'den 10'a kadar bize ne kadar kızgınsın?
So on a scale of one to 10, how mad at us are you?
Kızgınsın.
You're mad.
Seni aramadığım için kızgınsın bana, değil mi?
You're mad at me for not calling you, aren't you?
Grace değilim diye kızgınsın.
You're angry I'm not Grace.
Tony çılgınsın, adamım.
Man, Tony's crazy, man.
39A'dan 66'ya. AMT 20 dakikaya dışarıda olur. Top atışı için fazla yakınsınız.
66, Three Niner Alpha, QRF is two zero Mikes out and you are danger close for artillery.
Hayır Ryan, fazla yakınsınız.
No, Ryan, no, you are danger close.
Crickett, sen de cesur ve cömert bir kadınsın.
And, Crickett, you are a brave and generous woman.
Çok şanslı kadınsın.
You're a lucky lady.
Kocan dört kadınla yaşıyor. Sen alışkınsın tabi.
Your husband lives with four wives, you're used to it.
Neden bu kadar kızgınsın?
Listen, why are you so angry?
Çok çekici bir kadınsın.
You're a very attractive woman.
Yabancı bir DNA var mı diye boynundan örnek mi alınsın istiyorsunuz?
You want his neck swabbed for foreign DNA?
Neden bu kadar kızgınsın, dostum?
Why are you so angry, man'?
Birkaç gündür baygınsın.
You've been out for a couple of days
Sen görülerimdeki kadınsın.
You're the woman from my vision.