Objet translate English
16 parallel translation
Olası bir açıklama, ama söylemem gerekir ki, küçük şeyler çalan sıradan hırsızların sanat eserlerinin değeri konusunda sıradan koleksiyonculardan daha geniş bilgisi vardır
That is a possible explanation, yet I adventure to say that the average petty thief has a more extensive knowledge of the value of the objet d'art than the average collector.
Umarım babanız bana harika sanat eserlerini göndermeye devam eder.
I hope your father will continue to send me his wonderful objet d'art.
Peki buna ne dersiniz?
Say, how about an objet d'art?
Odo'nun da onaylamaktan memnun olacağı gibi, ben de bunun çalıntı bir sanat eşyası olmasından şüphelenmiştim.
As Odo will be happy to confirm, I was concerned, too, that this was a stolen objet d'art.
Buraya bir sanat eseri, şuraya bir antika.
You know, an objet here, an antique there.
Belki birkaç sanat eseri Şu küçük vazo.
And maybe an objet or two on top. Yes, this, this little bud vase.
Bu sanat eserinin yan durması gerekiyor.
This objet does not face front, but rather, askew.
Şehir merkezinin labirentinde aylak aylak dolaştığımı yazıyorum. Aradığımı ulaşılamaz arzu nesnesini aradığımı, "objet petit a" yı.
That I'm wandering through the labyrinth of the medina, looking for... looking for an object, little "a" :
- Diğerini getir, acele et.
- go get the objet, and hurry up.
- Esas objet turf.
Prime objet turf.
Tresser parkta obje falan bulamazsak "bonjour, bastille" diyeceksin.
And if we don't find some objet in tresser park, it's going to be "bonjour, bastille."
"Bu nesneyi dikkatli tut."
Gardez cet objet soigneusement.
Sanat eserlerine bayıldım.
I love all your... Objet d'art.
Belki de o kadınları... sapık bir hayvani içgüdünün objesi olarak görüyordu.
Perhaps they were nothing more than objet de perverted animal desire.
Bu nesne bir amaca hizmet etmiyor.
An objet does not serve a function.
- Obje nesi...
- Objet? What the...?