Odama translate English
4,364 parallel translation
Odama kadar gelebilir misin?
Will you come to my room with me?
Sus! Odama geldin amını yüzüme sürdün.
You came into my room and you rubbed your pussy in my face.
Düşünüyordum da belki odama gidip, müzik dinler ya da...
So, I was thinking we could maybe go to my room, listen to some music, or you know...
Carradine, odama geldi gördüğü ilk şey... E vitamini kutusu oldu.
Carradine came to my room, the first thing he saw was the pot of E vitamin.
- Odama veda etmeliyim!
I just need to say good-bye to my room!
T.S. kazadan beri ilk defa, çalışma odama beni görmeye geldi.
T.S. came to see me in my study, for the first time since the accident.
Odama yeni bir mürekkep hokkası lazım.
I'm gonna need a new inkwell in my room.
Sanırım bu akşam odama erken çekileceğim.
I think I will retire early.
Böylece odama geri döndüm, ve aniden suçluluk dalgasına kapıldım, büyü bozuldu, ve bu delilik diye düşünmeye başladım.
So I go back up to my room, and suddenly I feel this wave of guilt, like the spell breaks, and I start thinking this is crazy.
Sen veyahut bir başkası olabilirdi. Elinde reçete ile odama giren herhangi biri olabilirdi.
It could have been you or anyone else who walked into my room with a prescription pad.
Onu odama götürün!
Take her to my room!
İşiniz, dilencileri kapıdan uzak tutmak odama getirmek değil.
You're supposed to chase the beggars away from the gate... not drag them into my room.
İşte bu nedenle o gece Norton'u odama davet ettim ve ona bildiklerimi anlattım.
That is why I invited Norton to my room that night and told to him all that I knew.
Anahtarı sabahlığının cebine koydum ve kendi yaptığım yedek anahtarla kapıyı dışarıdan kilitledim daha sonra odama giderek, bunu yazmağa başladım.
I put the key into the pocket of his dressing gown and locked the door from the outside with a duplicate I had made... .. then returned to my room and began writing this.
Geri döndün ve doğru odama gittim.
I came back and went straight to my room.
Ben temizleyebilirdim ve sonra da sana odama girip eşyalarımı karıştırdığın için bir fırça çekebilirdim.
Well, I could have cleared it up, and then I could've given you a bollocking for going through my room and looking at my stuff.
Niye girdin odama?
Why did you enter my room?
Eski yatak odama bakabilir miyim?
Might I have a look at my old bedroom?
Ben odama gidiyorum. Beni takip etme!
I'm going to my room.
Odama izinsiz girdiniz.
You broke into my chambers.
Greyfurtu odama getirir misin, lütfen?
Can you bring my grapefruit to my room, please?
Bazı geceler odama girerdim ve yatağıma kapalı bir kutu bırakırdı.
Some nights I came into my room and she left a box with a bow on my bed.
Soyunmak için ben odama girene kadar beklerdi.
So she waited until I was in my room, to get undressed.
Odama giderim.
I shall go to my room.
- Odama gidiyorum.
To my room.
- Bir kere seni odama alayım...
Once I capture you in my room...
Biri köpek eğitmeni olduğunu söyleyerek yatak odama girdi.
One, barged in my bedroom posing as a dog trainer.
O belgeleri odama yerleştiren sendin.
You're the one that slipped those documents into my quarters.
Sonra odama döndüm ve uyudum tüm gece onu aramak için ayaktaydık.
And then I went back to my room and fell asleep... we'd been up all night looking for him.
Eşyalarını bodrum katındaki odama niye bırakmıyorsun?
Why don't you throw your stuff downstairs in the basement in my room.
Tamam, izin ver çalışma odama gideyim.
All right, all right, all right. Let me just go to my office.
Bi dakka, bi dakka, çalışma odama gideyim.
I'm sorry, I'm sorry. I'm gonna take this in the office.
Muhtemelen bu işin, odama gizlice girip ve kişisel eşyalarımı karıştırarak görüp öğrendiği şeyleri tam bir fesatlık örneği göstererek insanlara söylemesiyle yakından ilgisi var.
Yeah. Possibly it has something to do with someone going into my room and going through my personal effects and rushing off to spread mischief, and my employer somehow seeing me as the villain of the piece.
Odama dönmek istiyorum.
Then I'd like to go back to my room.
Bizden sonra buraya geldiğinde, tüyler ürperten bir his yaşayacak "biri odama girmiş."
He's gonna come in here later and have the creepy feeling someone was in here.
Benim odama geldi... ve yatağıma uzandı.
She came up into my room, and she slid into my bed.
Fırsatını bulduğunda penceremden gizlice odama süzülüp, beni yastıkla boğar. Hanna'ya daha iyi olduğunu söylemiş.
She told Hanna that she's better now.
Çabuk odama gidin!
- Fenton, Swift, Headmaster's office now.
Otel odama geldi.
He came to my hotel room.
Öylece geldi ve odama girdi.
Anyway... He just came walking on into my dorm room.
Oturma odama bıldırcın eti mi getirdin?
You've brought spatch-cock quail into my sitting room? !
Okumak için odama geçeceğim.
I'm going to my room to read.
Aynı evdeki odama benziyor!
It's just like my room at home!
Evet, sonra da beni odama kilitledin.
Yeah, and you locked me in my room.
Odama gidiyorum.
I'm going to my room.
Odama gidip klarnetimi çalmayı bitireceğim.
I'm gonna go finish playing the clarinet in my room.
Odama gel.
In my office.
Bir gece Shane'in odama geldiğini hatırlıyorum.
But you never knew what it was. - One night, I remember Shane coming into my room,
Odama gittim.
I went up to my room.
Dün gece odama geldi...
Last night, she came into my room...
Odama bir tavus kuşu girdi.
A peacock has entered my room!