Odeme translate English
10,849 parallel translation
Ödeme notumun biraz üstünde.
It's a little above my pay grade.
Bu bir peşin ödeme, kedi kedi.
That's a down payment, pussy cat.
Geri ödeme, lanet olasıca.
Payback, fucker.
Biliyor ve ikimiz de aynı fikirdeyiz, bize geri ödeme yapmanı istemiyoruz.
She knows, and we both agree, we don't want you to pay us back.
Bu insanlara Prens tarafından ödeme yapıldığına dair kanıta ihtiyacım var.
I need proof that all these people are being paid by the Prince.
Arena Bankası'nın Londra'da lisans alması durumunda bu insanlara ne kadar ödeme yapılacak?
How much are these people being guaranteed if the Arena Bank gets its licence in London?
Eğer komite, şahsı ve ailesini Birleşik Krallık'a getirmeme izin verirse Aubrey Longrigg ve diğer tüm hainlerin verdikleri destek karşılığında 5 ile 20 milyon pound arası ödeme aldıklarını kanıtlayabilirim.
If the committee will allow me to fly the asset and his family here to the UK, I can prove that Aubrey Longrigg and these other traitors are being paid between five and 20 million pounds each for their support.
Adamlarıma ödeme yapmalıyım.
My guys need to be paid.
Efraim, kutucu adama ödeme yapmamıştı.
Efraim never paid the box guy.
Bu sadece ödeme işlemleriyle ilgili hassas bir durum ve böylece sizi bekleyenler listesine alabiliriz.
No, there's just the matter of some filing fees and we can get you on the waiting list.
Gair'in hesabından, Cathy J Morton Trust adına üç ödeme.
Three payments from Gair's account to something called - the Cathy J Morton Trust.
- Sana düşünmen için ödeme yapmıyorum ben.
- I don't pay you to think.
- Satıcılardan geri ödeme?
No. - Chargebacks to vendors?
- Bir çeşit ödeme şekliydi.
They're a form of payment. Right.
Peki ya başka bir şekilde ödeme alıyorsa?
Well, what if he's taking other means of payment?
Zararını karşılamak için şahsen ödeme yapmayı teklif etmeni anlıyorum Lee.
Now, I understand that you've offered to compensate him for his losses personally, Lee.
Halka arz edildiğimizden beri ödeme yaptığımız adamların listesini bul Ryan.
Ryan, get me a list of every quant that's been on our payroll since we went public.
İki haftalık bir grev için ödeme yaptın.
You bought and paid for a two-week strike.
Albert White iyi ödeme yapan bir müşteridir.
Albert White is a paying customer.
Albert peşimize düşmesi için RD'ye ödeme yapıyordu.
Albert had been paying RD on his own to come after us.
Atı ödeme olarak kabul ediyorum.
I'm keeping the horse as payment.
Kraliyet Hollandalı kabuğu son zamanlarda söylüyorum 10.000 işçi serbest bırakılacak Bg grubu ile birleştiği için, ancak en azından bu sene ödeme yapmaya devam et.
Royal Dutch shell recently saying it would lay off 10,000 workers as it mergers with BG group, but that it will at least maintain its payout this year.
Bu yüzden ödeme yapıyorsun.
Hey, that's what you pay me for.
Tamam, ailemiz ödeme yapacak ve eve gideceğiz.
Ok, are parents are gonna pay, and then we all get to go home.
Ödeme yapacağından emin değilim.
I'm not sure he's going to pay...
O yok, ödeme yapmıyor.
He's out. He's not paying.
Bu adamlara güvenmediğimiz için ödeme yapmamalıyız.
So, you're saying cause... We can't trust these guys we shouldn't pay'em.
Bende Apple ödeme seçeneği yok ki.
I don't even have apple pay.
Seksi Robot şirketine 76.000 dolar ve bir motele yapılan... binlerce dolar ödeme hakkında ne diyeceksiniz?
Would one of you please tell me now, the debit worth $ 76,000 by Hot Bot Incorporated and declare a $ 1,000 hotel bill?
Peki, ödeme ne alemde?
And what about the payment?
Şimdi, Sana borcumu ödeme zamanım geldi.
Now, I gotta start paying you back.
Bana yine ödeme yaparsınız.
I start all over. You pay me again.
Hayır, bence yüklü bir ödeme alacaksın.
No. I think you got a better payout.
Çoğu insan nakit ödeme yapıyor bu yüzden kasa tamamen dolu olacak ve benim çok iyi bir çıkış planım var.
Most people pay cash so the cash register's gotta be completely full, and I already have a good out.
Geri ödeme talep ediyoruz.
We want a refund.
- Geri ödeme evlat, geri ödeme.
Payback, kid. Payback.
Ne için geri ödeme?
Payback for what?
- Geri ödeme yapacaksın.
- And you're gonna pay back.
Kaç kişi olduklarını bilmek istiyoruz, onlara ödeme mi yapıyorsun?
We want to know how many are, are you paying?
- Ödeme mi
- Get paid?
lütfen bana nerde olduğunu söyleyin size pek anlamlı gelmeyebilir ama, onunla konuşabilirsem... zaten aradığım biri için birinin bana ödeme yapması bana dokunmaz onu aramanız için ödeme yapmıyorum onu bulmanız için yapıyorum
Please tell me where he is. Might not make any sense to you, but if I speak to him personally... I don't mind getting paid to look for somebody I'm already looking for.
Tom iyi vakit geçirsin diye ona ödeme yaptım
I paid her to make sure Tom had a good time.
aramanı almama çok memnun oldum umarım bunun için bir kere ödeme yaptığımı aklında tutarsın hepimiz bunun için ödüyoruz hala çocukluk oyununumuz için uygun değilsin
I was very glad to get your call. I hope you'll keep in mind that I've already paid for this once. We're all paying for it.
Josephine'e ödeme yapmamız lazım.
Josephine needs to get paid.
Şu anki gibi mi? Güney Amerika gezisine nasıl ödeme yapmak istersiniz?
How are you gonna pay for South America?
Ödeme şart değil.
No payment is necessary.
Zengin insanlar özel şeyler için ödeme yapıyor.
Richer people who can pay for specifics.
Bu miskin suratı mutlu etmek İhtiyacım olan bütün ödeme.
Making this beautiful sloth happy is all the payment I need.
Onlara deki bankayı arayıp gerekli şekilde ödeme yapılacağından emin olacağım.
Tell them I'll call up the bank and make sure they're paid tout de suite.
Enerji şirketine en son ne zaman ödeme yaptınız, Bay Moon?
When did we last pay the power company, Mr. Moon?
Biracıya üç haftadır ödeme yapmadık.
The brewer hasn't been paid for three weeks.