Older translate English
12,256 parallel translation
Geoffrey kendisinden olduğunu sandı. ve ben de öyle olmasını umdum. ama Tim büyükçe.
Geoffrey thought that it was his, and I hoped it was, but as Tim grew older, I could see what had happened, and so could Tate.
Sen yaşlısın, daha bilge olman gerekmez mi?
You're older shouldn't you be wiser?
Büyük olan anne babasını hiç siklemedi bile.
The older one never gave a crap about his own parents.
Herkese senin onlara söylediğinden beş yaş daha yaşlı olduğunu söylerim.
I'll tell people that you're five years older than you say you are.
Aman Tanrım, anne ve babası ölü veya yetersiz olduğu için kardeşine bakmak zorunda olan abilerin olduğu Tv programındakiler gibi hissediyorum.
My God, I feel like I'm on one of those TV shows where the older brother has to take care of the younger siblings'cause the parents are dead or incompetent or...
Sen onun büyüğüsün, Neden yaptığının yanlış bir şey olduğunu söylemiyorsun?
You are older to him, shouldn't you tell him that it is wrong?
Rex büyüyünce, beni haklamak için onu kullandığını öğrenince... senden nefret edecek.
Yeah, well, when Rex is older, he's gonna hate you for using him to get at me. I am not using him.
Conrad yaşlandıkça daha az yazmaya başladı.
As Conrad got older, he wrote less.
Biliyorsun, bu adam neredeyse oğlun yaşındaki çocuklara... uyuşturucu satıyor.
You know that motherfucker peddles rock and smack to kids not much older than your son.
O evlerden birinde, benden büyük olan üvey kardeşim Liam Olmstead tarafından tecavüze uğradım.
And in one home I was raped by an older foster brother, Liam Olmstead.
Ama Alicia nın teyzesine göre onlar katliamdan sonra çok kısa bir süre berabermişler katliamdan sonra çok kısa bir süre berabermişler... büyüdüklerinde ayrı yollara gitmişler
But according to Alicia's aunt, they only stayed in touch for a short while after the massacre. As they grew older, they went their separate ways.
Dinle, artık daha yaşlıyız. Daha akıllıyız.
Listen, we're older now and wiser.
- Daha az önce yaşlanmaktan bahsetmiyor muyduk?
Weren't we just talking about how we're older? Yes.
- Hayır. - Yaşı büyük müydü küçük müydü?
- Was he older or younger?
Eski model bir cipi var, OnStar gibi uzaktan yer tespiti yok.
- It's offline. And he drives an older model Jeep, so there's no remote tracking, like onstar.
Birkaç büyük çocuk ve bir kadınla beraberdi.
She was with a woman and a couple of older kids.
Bazen büyük kardeşler...
Sometimes older brothers...
Bazen büyük kardeşler küçük kardeşleri için fedakarlık yapmak zorundadır...
Sometimes older brothers have to make sacrifices for their younger siblings.
Hydra, bundan çok ama çok daha eski.
But Hydra... well, we're much, much older than that.
Kaplumbağaların insanlardan daha yaşlı olabileceğini biliyor musun?
Do you know, turtles might be older than people?
Sadece eski bir ahbabı olduğunu biliyorum.
I just know that it was some older dude.
Ya da baş nedimeden daha yaşlısı varsa o zaman bu o oluyor.
Or if there's anything older than'matron', then it would be that.
Christian bizden çok daha büyüktü. O yüzden pek onunla takılmadık. Ama Grant benim en iyi arkadaşımdı.
Christian was a lot older, so we never really hung out much, but Grant he was my best friend.
O zor zamanlarda, Pope olgun adamlarla çıkmaya başlayınca geçmiş.
Those hard times faded, though, once Pope began dating older men.
Onun gençliğine ve güzelliğine kapılan adamların paylaştıkları tek ortak nokta sadece olgun olmaları değil aynı zamanda güç sahibi olmalarıydı.
No doubt drawn to her youth and beauty, the men shared not just the fact that they were older, but they were powerful.
Şu eski yaralar yumruklarla uyumlu, ki bu yüz yüze karşılaşmayla tutarlılık gösterir.
These older wounds correspond with fists, which is consistent with a face-to-face confrontation.
Biz gençken... Büyük çocuklar Tevan'a sataşırlardı. Çünkü o deri ve kemikten başka bir şey değildi.
When we were young... the older boys used to pick on Tevan... because he was nothing but skin and bones.
Daha tecrübeliniz yok muydu?
Could you get someone older?
Müthiş ağabeylerin var.
You have gorgeous older brothers.
- Daha yaşlı.
Older.
Zamandan daha eski bir gölge ruhunun üzerine düşecek.
A shadow older than time falls over your soul.
Gustav, şimdi daha büyümüş ve olgun görünüyorsun ve uzattığın kaba sakala da bayıldım.
Oh, Gustav, you're so much older and more mature, and I just love that rugged beard you're growing.
Bu yaşta moruk gibi görünüyor... ama aşçı yardımcımız yüzünden çok daha kötü oluyor. Yaşından çok daha genç görünüyorsun.
He does look older than his age... but it's worse because Sous Chef, you look way younger than your age.
Ya da gizli, eski bir aşkım.
Or if you're my secret older lover.
Nasıl otuzunu geçmiş bir oğlun olabilir?
How do you have a son older than 30 already?
Büyüyüp beni sorduğu zaman ona böyle demeyi mi planladın onu terk ettiği mi?
Is that what you were planning on telling her when she got older and asked for me, that I abandoned her?
Pekâlâ, benden biraz yaşlı olabilir.
Okay, so he's a little older than me.
Senden de eski mi?
Older than you?
Evet, benden de eski.
Yes, even older than me.
Seni köle gibi kullanmak eskilerin yaptıklarına benziyor.
Keeping you as a slave seems like something the older generation would do.
Ancak endişelendiğim konu, Lockhart / Agos daha eski bir şirket olarak görünüyor.
But the worry I have is, Lockhart / Agos is seen as an older firm.
- Genç mi görünmeye çalışıyorsun, yaşlı mı?
You trying to look older? Younger?
Fakat yaşlandıkça farkettim ki hiçbir şey aileden daha önemli değil.
But, as I've grown older, I've come to realize nothing is more important than family.
Ama onun kalbi daha yaşlı ve zayıf.
Well, his is older, weaker.
Doğru, bu nedenle bu vampir öldürmek istediğini , Ondan en az 300 yıllar eski Yarım beyni olan ve herkes ve herkes O bir aptal ediliyordu biliyordu, Ama o, bu anlaşılmaz saplantısı vardı
Right, so this vampire that he wants to kill is at least 300 years older than him, and anyone and everyone with half a brain knew he was being an idiot, but he had this inexplicable obsession,
Onunla tanıştığımda senden ancak bir iki yaş büyüktü.
He was barely older than you when I met him.
Senden yaşça çok büyük olduğumu biliyorum ama seni korumanın, Çeçenistan başkanının karısı olmandan daha iyi bir yolu yok.
I know I'm much older than you, but... there's no better way to protect you than to make you the wife of the president of Chechnya.
Bu da daha büyük biri olduğunu gösteriyor, muhtemelen 30'ların sonunda ya da 40'larında.
And extremely patient. This suggests that he's older, Perhaps in his late 30s, possibly 40s.
Ablası Dana Seavers de orada çalışıyor.
Her older sister Dana Seavers also works there.
Büyük çocuklarla karşılaştırınca küçükler günde kaç saat okula gidiyor?
Compared to the older kids, how many hours a day do the younger ones go to school?
- Büyüktü, 30'larında falan.
Older. Maybe 30s?