Olmalıydı translate English
10,973 parallel translation
Pasiphae'ın onu bırakmayacağını biliyor olmalıydın.
You must have known that Pasiphae would never let her go.
Seni bulmak için Tenebrae'den kaçtım ama sen olduğundan emin olmalıydım.
I escaped Tenebrae to find you, but I had to be sure it was you.
Tekrar görüşmek için elimde bir çeşit koz vardı ama kuruluş içinde güvendiğim biri olmalıydı, tanıdığım biri.
I-I had some leverage, so I agreed to meet again, but only in the company of somebody I trusted, somebody I knew.
Harcanmak için fazla göz önünde olan biri olmalıydı.
Somebody too prominent to be eliminated.
Dikkatin burada olmalıydı. Bilemiyorum, kanıt toplamalı kurbanların kimlik tespitini yapıyor olmalıydın.
Your focus should be on, I dunno, gathering evidence, establishing victims'IDs.
Sen olabilirdin. Olmalıydın.
It could have been you, should have been.
Yarın olmalıydı.
It should be tomorrow. A change of schedule.
Bir takım olmalıydık!
We're supposed to be a team.
Askerde değil yanımda olmalıydın.
You haven't been drafted. You should be here.
Çok iyi hissettim, bu olmalıydı.
Felt so good, it should be.
Onu kurtaran kişi ben olmalıydım başka bir şekilde değil.
I was supposed to be the one saving him, not the other way around.
Hayır, benim hayatım böyle olmalıydı.
No, this was supposed to be my life.
Burada olmalıydı.
It should be here.
Parmak izlerini almak için çoktan gelmiş olmalıydılar.
They should be here, looking for footprints.
Şu anda Washington Üniversitesi'ni geziyor olmalıydık.
We're supposed to be touring U.W. Right now.
Orada olmalıydım.
I should have been there.
Keith burada olmalıydı.
Keith should be here. Keith should be here.
Keith burada olmalıydı!
Keith should be here!
Bunu daha önce anlamış olmalıydım.
I really should've worked that one out.
Neden illa ki vampirler olmalıydı ki?
Why'd it have to be vampires?
- O kişi ben olmalıydım.
- [Laura] It was supposed to be me.
Öyle olmalıydı.
It should be.
O bir lütuf olmalıydı.
He should have been a-a blessing.
Şimdiye kadar dönmüş olmalıydılar.
They must have returned by now.
Bütün bu zamanlar senin yanında olmalıydım, f
All the times I should've been with you...
- Onun üstündeki ben olmalıydım.
- It was supposed to be me.
Enerji depolamış olmalıydım!
I should have stored energy!
Sana karşı dürüst olmalıydım.
I should've been honest with you.
Bu senin zafer günün olmalıydı, alçalma günün değil.
It should have been your day of triumph, not degradation.
Teklifimi kabul etmeli ve benim eşlerimden birisi olmalıydın.
You should have taken my offer and become one of my consorts.
Bailey şimdiye dek gelmiş olmalıydı.
Bailey should be here by now.
- Öyle olmalıydı.
- All I've ever done is watch your back.
Muhtemelen en başından listede olmalıydı.
He probably should've been in the mix from the start.
Buffelgrass'ın nadir bir çeşidi, ithal edilmiş olmalıydı.
It's a rare variant of buffelgrass. It had to be imported.
Başka bir yol olmalıydı.
Well, there had to be another way.
Sen Storybrooke'ta olmalıydın.
You're supposed to be in Storybrooke.
Ben olmalıydım.
It should've been me.
Pythagoras şimdiye dönmüş olmalıydı.
Pythagoras should have returned by now.
- Öyle olmalıydı.
It should have been.
Hayatın düşündüğüm gibi bir anlamı olmalıydı.
Logical, life should make sense the way I thought it should make sense.
- Daha dikkatli olmalıydın.
You should've been more careful.
- Evde uyuyor olmalıydın.
You should've just slept at home.
Aslında 237 sefer sayılı uçakla başkente dönüyor olmalıydık.
Actually, uh, we are supposed to be on the 237 back to D.C., so...
Şu an dünyanın kralı olmalıydım!
I should be king of the world right now.
- Onunla birlikte olmalıydın adamım.
- You should did her.
Ve ben yanında olmalıydım.
And I should have been there.
Daha anlayışlı olmalıydım.
I should have been more understanding.
Kahretsin. Yardıma gelmiş olmalıydım.
Damn it, I should have been here to help.
Daha iyi bir planımız olmalıydı.
We should have had a better plan.
Hayır aslında, herhangi bir planımız olmalıydı.
No, actually, we should have had any plan at all.
Sağında ve solunda 4 kolun olmalıydı rekor hızda 8 bilet!
8 tickets in record speed!