Olurum translate English
16,919 parallel translation
Müteşekkir olurum.
I'd really appreciate it.
eğer senatörler bu bilgiyi değerlendirmeye alıp, bir karara varırlarsa, tatmin olurum.
If the senators fully consider this information and come to a conclusion, I will be satisfied.
Şifreni bana vermişsen, gerçekten gizlice girmiş mi olurum?
If you give someone your password, is it really -... breaking in?
Ben de mutlu olurum.
Well, I'd be happy.
Ben sert değilim ama iş sevgilime gelince sırf yürek olurum.
'Cause I ain't no hard rock like you, but when it comes to my girl, I'm all heart.
Evrakları bu öğleden sonraya hazırlamış olurum.
I can get you the paperwork by this afternoon.
Aslında tuvalete gitmem lazım. Çok hızlı olurum.
I really need to use the washroom and... and I gotta do it in a hurry.
Bilmiyorum ama o durumda geldiğinde, öyle olursa onunla birlikte olurum. Çünkü şu anda çok iyi, öyle değil mi?
I don't know, but I'll cross that bridge with her when she gets there, if she gets there,'cause right now, she's doing really well, isn't she?
Geri geldiğinizde, ben iyi olurum.
I'll be fine once you're back.
Tamam, buzdolabı yağmalarım, herşeye nane olurum, biraz kıyafet denerim.
Okay, I'll raid the fridge, snoop around, try on some clothes.
İşimden olurum.
I'll lose my job.
Senin içinde iyiyse ben daha rahat olurum.
I'd just be more comfortable, if that's okay with you.
10 saat oldu. Tuvaletini ve telefonunu kullanıp karıma iyi olduğumu söyleyebilirsem çok minnettar olurum.
It's... it's 10 hours, and if I could just use your bathroom and your phone, call my wife, let her know I'm safe,
Auschwitz'e gitmek zorundayım ve eğer bana eşlik edebilirseniz çok memnun olurum.
Plainly, I shall have to go to Auschwitz and I would be very grateful if you would accompany me.
- Bundan memnun olurum Ann.
I would appreciate that, Ann.
Belki sadece bir öğretmen olurum.
I might as well just become a teacher.
Aza kanaat etsem daha rahat olurum.
I would feel comfortable with less.
- Memnun olurum.
- I'd be delighted.
Belki de SSR ajanı olurum.
Maybe I'll be an SSR agent next.
Ben arkadaşın olurum.
Well, I'll be your friend.
Bilirsin, o kişi ben olurum.
Well, you know, then I'm the one.
Basını oyalamaya devam edersen çok memnun olurum.
I'd be very pleased if you could keep stalling the media
Olur, elimden geldiğince çabuk olurum.
Sure, I'll be there as fast as I can
İstasyona dönersem düşmanı size getirmiş olurum.
If I go back to the subway, I might be leading the enemy right to you.
Dikkatli olurum.
I'll be careful.
Sadece onları değil, kurtarmaya çalıştıkları insanları da öldürmüş olurum.
I'd be killing not only them but the people they're trying to save.
John ve ben halledebiliriz. İlerleyen zamanda Dedektif Fusco'yu bu işe bulaştırmazsanız çok memnun olurum.
John and I can handle it, and I'd appreciate it in the future if you would leave Detective Fusco out of this.
Onsuz kim olurum emin değilim.
I'm not quite sure who I'd be without it.
Siz uyanana kadar ben içerideki işimi bitirmiş olurum.
By the time you wake up, I will have finished my business inside.
Eşin Molly ve oğlun Tyler Astoria'da yaşıyorlar. Patlama orada da hissedilecek. Bu yüzden binayı boşaltıp FBI'ya bildirirseniz çok memnun olurum.
Your wife, Molly, and your son, Tyler, live in Astoria, well within the blast radius, so if you could just evacuate the building and notify the FBI, I'd be most grateful.
Yirmi dakika içinde orada olurum, tamam mı?
I can be there in twenty minutes, ok?
Olurum.
I will.
Belki kişisel antrenör olurum.
Maybe a personal trainer.
İyi olurum.
I'll be all right.
Tabii, efendim. Emin olurum.
Yes, sir, I will.
Ben de gergin olurum.
I get nervous.
Biri ben olurum, sen de diğeri.
You could be one and I the other.
Bir kelime daha edersen, karşılaştığın son siyahi eşcinsel olurum.
One more word, I'll be the last gay black man you ever met.
İyi konsantre olurum, ama ne zaman gülüneceğini bilmem...
I concentrate hard, but I never know when to laugh...
Belki bir gün daha iyi bir konumda olurum ama şu an işleri elime yüzüme bulaştıramam.
Maybe someday I'll be in a better position. Right now, I can't rock the boat.
Muhtemelen en fazla iki tutkulu yılımız olur sonra o Alzheimer olur ya da prostat kanseri ve ben orada hayatımın sonuna kadar sondasını değiştiriyor olurum ve bu hiç tanımadığım bir adam.
We would have two years of passion at best, and then, what, he would get Alzheimer's disease or prostate cancer and there I am draining his catheter for the rest of my life, and this is a man I don't even know.
Yardımcı olurum.
I'll grind on it.
Memnun olurum.
Appreciate that.
Yasalara az biraz uyduğu müddetçe seve seve yardımcı olurum.
You know, so anything that's kind of within the law I'd be happy to do.
- Daha dikkatli olurum.
- I'll be more careful.
Yani hiç iş alamam ve kulaklarım kocaman olup çirkin mi olurum?
So I'm gonna get big ears and be ugly and not be able to get jobs?
Ben olurum.
Oh, I do.
Sağ kolun olurum.
Be your wingman?
Hep böyle "Ne zaman konuşmamız bitecek de menüye odaklanacağız?" olurum.
I'm always like, "Hey, when do we just stop talking, and focus on the... the menu?"
İyi öyleyse, çünkü hayallerimin öğretmeniyim. Mrs. Piggle-Wiggle ile "Reading Rainbow" daki şu adamın çocuğu olsa o ben olurum.
Okay, good,'cause I'm basically the teacher of my dreams, like if Mrs. Piggle-Wiggle had a baby with that guy from "Reading Rainbow."
Çok minnettar olurum.
I'm much obliged to you.