Opposite translate English
5,773 parallel translation
Bak, sanırım kelimenin tam anlamıyla senin zıttınım.
See, I think I'm, like, the, literally, exact opposite of you.
- Hayır, aksine haftanın birkaç günü işten erken çıkıyordu.
So, he wasn't staying late? No, just the opposite. He was leaving early several days a week.
Ah, daha fazla gibi... tersi.
Uh, more like... the opposite.
Bütün zamanını seks düşünerek geçiren bir insan olmamalısın.
You need to become the kind of person who doesn't spend all her time thinking about the opposite sex.
Şimdi fark ettim ki doğru olan bunun zıttı.
Now I realize the opposite is true.
Bu nokta söylediğinin tam tersi.
That point is the opposite of what you said.
Niyetim aslında tam tersi.
My intentions are quite the opposite.
Aksine, tam tersini yapıyor Bay Bourg.
On the contrary, Mr Bourg, it's doing the opposite.
Topu hep kırmızının karşısına bırakıyor.
We'll get the rest of the money another way. She always drops the ball opposite a red.
Ters taraf.
Oh, oh, opposite side...
Ve senin aksine, karşı cinsi etkilemek uğruna yalan söylemeyeceğim.
Mm-hmm. And unlike you, I am not going to lie in the interest of attaining a member of the opposite sex.
Bu meclis üyeleri savaşın iki tarafındaki kişilerdi.
These councilmen were on opposite sides of that war.
Aşk vermektir, almak değil.
I was the opposite of Toby... that love is giving, not taking.
Evet, elbette. Veya tersini de yapabiliriz çünkü hamileyim.
Yeah, okay, sure, uh, or we could do the opposite of that, because I'm pregnant.
Erkek kıyafetleri giyip toplum içine mi çıktın?
You dressed up as the opposite gender and went out in public?
Bu benim yaptığımın tam tersi ama ben örnek alınacak biri değilim.
That's the opposite of what I do. But... I ain't exactly a role model.
Aslında tam tersini söyledim.
I said the exact opposite.
Fakat savunmasız olmak, güçlü olmanın tam tersidir.
But vulnerability isn't the opposite of strength.
Minör gamlarının tam tersine.
Whereas minor chords do the opposite.
- Hayır, hayır, hayır, tam aksine.
No, no, no, just the opposite.
- Tam tersi.
The opposite.
Büküm noktasını kolaylaştırırız. Karşınızda... Zıt Flash'ı alt edecek saha takımı hazır.
We smooth out the inflection points, and voila... a kick-ass force field to trap the opposite Flash.
Tam tersini yapıyorum.
No. I'm doing the opposite.
Sen boş tenekenin tam tersisin.
Um, you are the opposite of an empty vessel.
Bu ses senin sesinin tam karşıtı ve çok keyif alıyorum.
Shh, shh, shh, shh. This sound is the opposite sound of your voice, and I so enjoy it.
Fakat sonuç tam tersiydi.
But the conclusion was completely the opposite.
Yapmamı istediği şeyin tam tersini.
The opposite of what he wanted me to.
Tekerlekli sanyalye ve izci kravatlı fotograflarda görünmek istemezsin.
Wheelchair and a bolo tie is the opposite of the photo op we want. Okay?
Aslında gözlemin oldukça faydalıydı.
In point of fact, your observation was the opposite of useless.
Ama bunun yanında beklenmeyen bir etki oluştu.
But instead it had the unintended opposite effect :
.. seninle bir dakika bile geçiremem. Bende aynı şeyi hissediyordum..... ama tam tersini. Bende aynı şeyi hissediyordum..... ama tam tersini.
I feel exactly the same way, but the opposite.
Gerçekse bunun tam tersi.
In reality, it's the opposite.
Sendikan karşında duracak.
Your union is gonna run in the opposite direction.
- Senin çalışmak yerine eğlenmen gerekiyordu. Tam tersini yaptın. Sen kaybettin ben kazandım?
- And you know how you were supposed to have fun and not work, but you did the opposite, so you lose and I win?
Aslında tam tersi.
Well, it's actually the opposite.
- Tam aksi istikamette.
The opposite way.
Koç istediğimin tam tersini yaptı.
Coach did the opposite of what I asked.
Dediklerinin tersini demek istiyormuş gibi konuşuyorsun.
I'm hearing a lot of things that sound like the opposite of what you're - - Hey, Coach!
İzleme ikonu bir saniyeliğine kayboldu ve şimdi şehrin diğer ucunda gözüktü.
The tracking icon disappeared for a moment and now it's reappeared on the opposite side of the city.
Evet. Halimden memnunum ama Quantico ters tarafta değil mi?
Not that I'm complaining, but isn't Quantico the opposite direction?
Bence bu hafta sonu facianın tam tersiydi.
Methinks this weekend was the opposite of a disaster.
Bebekleri uyutmuyor diyorlar, ki bunu hiç istemezsiniz, güvenin bana.
They say it keeps the baby from sleeping, which is the opposite of what you'll want. Trust me.
Tam tersine.
Quite the opposite.
Banyo yapmak için çok hoş bir oda, pencereleri geniş, kimse seni göremez... karşıdaki korkuluklar hariç.
It's a lovely room to bathe in, and though the window is large, it's not overlooked by anybody... except the parapet opposite.
Kadınlarla neden tam tersi var?
Why is it quite the opposite with women?
Sorun tam tersi.
The problem is the opposite.
Zor bir karar verdi.
Quite the opposite, sir- - she took a very hard line.
Artık ücretsiz olmuyor, ücretsizin tam zıttı.
No longer free... is the opposite of free?
Aslında tam tersidir.
It's actually quite the opposite.
Yıllardır komşuyuz.
We've lived opposite you for years.
Duyuyor musunuz?
- Quite the opposite.