Orchestra translate English
1,297 parallel translation
Gazeteciyim ve bir yazı yazıyorum Johnny ve Spider Simpson Orchestra'sı üzerine.
I'm a journalist and I'm doing this piece about Johnny and the Spider Simpson Orchestra.
Yayınımızı acil bir Benny Goodman şarkısı için yarıda kesiyoruz.
We interrupt to bring you an emergency selection of the Benny Goodman Orchestra.
Sana merhametli davranacağım. Ve Sibirya Filarmoni Orkestra'sında görev alman için uğraştım.
I will be compassionate with you and try to have you assigned to the Siberian Philharmonic Orchestra.
Orkestra için endişelenme.
Don't worry about the orchestra.
Orkestranın çaldığı melodinin adını bize söyleyebilir misiniz?
Can you tell us what is the tune... the orchestra is playing?
Bir orkestra çalarken
An orchestra's playing
Orkestra tempoyu değiştirip duruyor.
The orchestra keeps changing the tempo.
Ben Ed Mcmahon ayrıca bizimle beraber olan NBC orkestrasından Tommy Newson.
This is ed mcmahon along with tommy newsom and the nbc orchestra.
Biliyorum, Claude Rains'in orkestrası gibi oldu.
I know. It's like the Claude Rains Orchestra.
Altıncı doğum günümün gecesinde babam kulübündeki orkestrayı getirerek pencerenin altında bana serenat yaptı.
The night of my sixth birthday my father had the orchestra from his club stand under that window and serenade me.
Ve şimdi de Knickerbocker ( New Yorklu ) Oteli'nin... en tepesinde Palm Garden ( Palmiye Bahçesi ) mekanında... Jack Hilton Orkestrası.
And now from the Palm Garden room... high atop the Knickerbocker Hotel... it's the sound of the Jack Hilton Orchestra.
Londra Senfoni orkestrasıyla gecenin ana konseri başlamak üzeredir.
Ladies and gentlemen, the main concert of the evening with the London Symphony Orchestra is about to begin.
- Önce orkestra milli marşı çalar.
- First the orchestra plays the national anthem.
Müzik alan herkesin orkestrada çalması gereği var.
Everybody who takes music is required to play in the orchestra.
Pekala, yapmak zorunda olmadığınız birşey var, o da orkestrada çalmak.
Well, there's one thing you don't have to do, and that's play in the orchestra.
Bay Jovanovic, bu daha çok ayarsız bir orkestra gibi milli takım değil.
Mr. Jovanovic, this is more like an orchestra out of tune than a national team.
Salon kiralandı, orkestrayla anlaşıldı.
The hall is rented, the orchestra engaged.
Dur tahmin edeyim. 20 kişilik orkestra, harika bir balo salonu, resmi kıyafetler...
Let me guess. 20-piece orchestra, magnificent ballroom, formal wear...
- Biraz müzik mi? - İçeri Harry James orkestrasını almış.
She's got the Harry James Orchestra in there!
Kedi gece için uzaklaşıyor ve fare orkestrayı devralıyor.
The cat goes away and the mice take over the orchestra.
Burada çalışmaktan hoşlandım ama bebeğim şimdi biraz daha büyüdü, orkestraya geri döneceğim.
I've enjoyed working here, but now that my baby's a little older, I'm gonna try to go back to the orchestra.
Problemlerimiz vardı Londra'da bir orkestradan iş teklifi aldı ve kabul etti.
We had some problems and he got a very good job offer from an orchestra in London and he took it.
Orkestra'ya yakın olmasın, lütfen.
Not too near the orchestra, please.
Onlarla bir orkestra kuracağım.
I'm putting an orchestra together.
Orkestra demek.
Orchestra huh?
En sevdiğim gece manzarası muhtemelen Yeryüzü'ndeki şimşeğin yüzlerce kilometrelik bir alanda bir bulut tepesinden diğer bulut tepesine geçişini izlemek. Sanki biri orkestra yönetiyor gibi oluyor. Işıklar da müziğin sesiyle yanıp sönüyor.
Probably, my favorite spectacular view is nighttime watching lightning all over the Earth as it goes from cloud top to cloud top over hundreds of miles almost as if somebody is conducting an orchestra, you know and the lights flashing in response to the music and everything.
Pon-pon kızı, ilk keman... okul orkestrasında... kız softball takımının kaptanı.
Cheerleader, first violin in the school orchestra, captain of the girls softball team.
Orkestrada!
In the orchestra!
Miss Saigon'a orkestra koltuklar belki.
Orchestra seats to Miss Saigon maybe.
Bütün akşam denize atlayıp durdular.
It was good what had been the orchestra, but not.
Orkestra gelsin.
Now, bring on the orchestra!
Yeni bir dekor, yeni kostümler ve en azından 90 kişilik bir orkestrayla.
With new settings and costumes, and an orchestra of at least ninety musicians.
Orkestra susuyor.
The orchestra stops.
- Orkestranın önünde büyük bir kalabalık var..
There's a crowd at the back of the orchestra.
- Orkestra, sıra G, tam merkez.
- Orchestra, row G, dead centre.
Tüm orkestra mı?
The entire orchestra?
Bay Duan orkestra uzun süredir ısınıyor. Lütfen çabuk olun! Biliyorum.
Mister Duan... the orchestra's been warming up for ages.
Orkestra kısmında dördüncü sıradan bulabildim, kusura bakmayın.
Now I could only get fourth-row orchestra. I'm sorry.
İkincisinde, polis tarafından bize getirildi bir senfoni orkestrasını altüst etmesinin ardından.
In the second, he was brought to us by the police after disrupting a symphony orchestra.
Burası fırsatlar ülkesi, son hudut. Sen ve senin şu kusmuk oğlun benim için hiç bir şeysiniz... şu muhteşem tarihte bir noktasınız. Medeniyet orkestrasında bir seda bile değilsiniz.
This is the land of opportunity, and you and your lowlife varmint police are nothing to me, not even a speck in the grand parade of history, not an echo in the big orchestra of civilization.
O an için onun orkestrası bendim.
I was his orchestra for that hour.
Orkestradanım.
I'm with the orchestra.
Aman Tanrım, Dominique orkestra çukuruna düştü.
Oh, my God, Dominique just fell into the orchestra pit.
Yetenek gösterisi sırasında orkestra sahnesinde... ben ve Mark Hammer hakkında olan söylentiler.
That rumor about me and Mark Hammer in the orchestra pit... during the talent show?
Senaryoyu o yazar, ışığı o kurar müziğin bir kısmını kendisi bestelerdi. Los Angeles Senfoni Orkestrası'nı yönetmiş,..
He wrote the script, conceived the lighting, composed some of the music, directed the Los Angeles Symphonic Orchestra, helped design the sets and sculptures,
Hayır, sadece bu kadar güzel bir atmosferde... muhteşem bir orkestra eşliğinde vakit geçirirken neden... hiç kimse dansetmiyor diye sordu.
No, I just said we`re sitting in this beautiful room... listening to the music of this wonderful orchestra... and I wondered why nobody was dancing.
Bu geceki canlı yayınımızda sizlere... Aslar Yukarı'nın ilk gösterisini sunuyoruz. Karşınızda Sasha Semenoff Orkestrası... ve Sam Rothstein dansçıları!
Tonight, taped live from the all-new sports book... we present the premiere showing of Aces High... with the Sasha Semenoff Orchestra... and the Sam Rothstein dancers!
Orkestra çalışmanız ne zaman? Beşinci ders.
- You meet your orchestra when?
Beethoven, o podyuma çıkmış... elinde değneği... elleri havada zarifçe salınıyor... ve zihnindeki orkestra kusursuzca çalıyor.
Beethoven standing on that podium... holding his baton... his hands waving gracefully through the air... and the orchestra in his mind... is playing perfectly.
Ama önündeki orkestra vaziyeti kurtarmak için umutsuzca çabalıyor.
And the orchestra in front of him... trying desperately just to keep up.
Londra Senfoni Orkestrasını Christopher Adey yönetti.
The London Symphony Orchestra was conducted by Christopher Adey.